M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Siyasetin verdiği imkânla yükselenler!

Sebati Ataman...

Önce CHP’den meclise girmiş...

1954 seçimlerinde DP’den milletvekili seçilmiş...

Sanayi Bakanlığı yapmış...

***

Hatıralarında şöyle anlatıyor:

Bağdat Paktı’nın bir toplantısı için, Bağdat’a gitmiştik. Bazı ziyaretler arasında, İmâm-ı Âzam Hazreti’nin kabrini ziyaret de vardı. Kabrin başında toplandık, duamızı yapıyoruz. Herkes Fatiha’sını okuyup ellerini yüzüne sürdü; yalnız Adnan Menderes avuçları açık vaziyette dalgın duruyor. Tesadüfen ben de yanı başındayım. Bir süre bekledim. Fakat herkes Fatiha’sını bitirip gitmeye hazırlandığı halde Başbakanımızı beklediklerini fark edince, hafifçe eteğinden çektim. Hemen toparlandı, elini yüzüne götürdü ve yola koyulduk.

Yine yan yana idik. Kendisine Fatiha’nın neden o kadar uzun sürdüğünü sormak istiyordum ama beklemeyi daha uygun buldum. Nitekim, bir süre sonra o konuştu:

-Belki Fatiha’nın neden o kadar uzadığını sen de merak etmişsindir. Aklıma çok ilginç bir konu takıldı: Ebu Hanife Hazretleri vefat edeli bin yıl olmuş. Burada biz, çeşitli ülkelerden gelmiş bir siyasî kadro, kabri başına varıp Fatiha’mızı okuyor, tâ’zimimizi yapıyoruz. Ne yapmış bu zât? İslâm dini üzerinde düşünmüş ve yorumlar getirmiş!

Sen, bin sene yaşayan bir devlet gösterebilir misin? Bin sene yaptıkları unutulmayan, her gidenin kabrini ziyaret ettiği bir devlet adamı gösterebilir misin? Demek dünyada en kavi (güçlü) konu, din! Ölümsüzlük, yalnız dinden geçiyor!Biz buraya niye geldik? Amerika ve İngiltere’nin de arkaladığı bir bölge yapısının müzakeresinde bulunmaya! Ülkeler olarak ortak çıkarlarımız olduğu halde anlaşamadığımız pek çok madde var; fakat Ebu Hanife’nin kabrini ziyarette anlaşma halindeyiz.

***

Günümüzde her konunun ‘siyasetten’ geçtiğini düşünenler bir hayli çoğaldı. İnsan, hayata sunacağı katkıyı falan düşündüğünden değil, belki de bir yarış haline geldiği için yükselmeyi sadece siyasette görüyor.

Aslında belki de siyasetin dışında yükselme olanağı bulamayacaklar için gerçekten de bir imkân vardır siyasette. Her ne kadar siyasetin içine girmek ve orada yükselmek zormuş gibi görünse de, siyasetle parlayan bazılarının dününe ve yarınına baktığınızda başka bir imkân görmüyorsunuz.

***

Önceki gün Fethi Gemuhluoğlu üstadımızın muhtereme eşleri Suzan Gemuhluoğlu vefat etti.

Cenaze törenine Başbakan Ahmet Davuoğlu Hocamız da iştirak ettiler.

Cahit Zarfioğlu, Fethi Gemuhluoğlu için “Tek başına adetâ bir okuldu” demişti...

Başka bir şey değil... Fethi Gemuhluoğlu’nu bizlerin yüreklerine nakşeden şey; ömrünü gençleri eğitmeye ayırmasından ileri geliyor. Onun fethettiği gönüllerde asla yer edemeyen niceleri ise, yüksek rakımlı makamlardan gelip geçmiştir...  

***

Bugün siyasetin/makamın verdiği imkânla, kendi tarafında duranları bile en hafif tabirle ‘incitmekten’ imtina etmeyenler, aslında kendilerini ötekileştiriyorlar. Gücün tesiriyle etraflarına ördükleri övgü halkaları da onları boş rüyalara sürüklüyor. Sadece kargaşa çıkarıyorlar, problem üretiyorlar. Çoğu zaman samimi olmayı başaramadıkları için de maksatlarına da tam anlamıyla eremiyor, yönetmeye çalıştıkları süreçlerden ‘kendileri için hayırlı gördükleri’ neticeleri de elde edemiyorlar.

***

Hayata karşı borcunu ödemenin, hayata katkıda bulunmanın, insanın kalbine dokunmanın bir sürü yolu var...

Bunun için bakan, milletvekili, vali, belediye başkanı olmaya gerek yok...

Ebu Hanife örneğini bunun için verdim.

Fethi Gemuhluoğlu örneğini bunun için verdim.

Ne mutlu onlara...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum