Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Rabbimizin Güzel İsimleri
İnsanın yaratılış gayesi, bir olan Allah Teâlâ’ya kulluk etmek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Nitekim bir âyette bu yaratılış gayesi şöyle belirtilir : “Ben insanları ve cinleri, ancak bana kulluk etsinler/beni tanısınlar diye yarattım.” (51/Zâriyât 56). İman, yaratanı bilmedikçe gerçekleşmez. Kulun istikâmetine delalet eden şeyleri bilmesi, kendini bilmesine bağlıdır. Kendini bilen Rabbini bilir. İnsan Rabbini bildikçe, O’na olan haşyeti; marifetullah nispetinde, Rabbine olan sevgisi ve saygısı artar. Bu manada: “Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar” (35/Fâtır 28) âyeti, bu saygıya işaret eder.
Allah Teâlâ’yı bilmenin birçok yolu vardır. Bu yollardan birisi de Kur’an-ı Kerim ve hadislerde geçen O’nun isimlerini bilmektir. Kur’an-ı Kerim’de birçok âyette O’nun isimlerinden bahsedilmiştir: “En güzel isimler (el-esmâü’l-hüsnâ) Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle duâ edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın.” (7/A‘râf 180); “Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. En güzel isimler O’nundur.” (20/Tâhâ 8); “O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (59/Haşr 24).
Diğer taraftan Hz. Peygamber’den gelen bir rivayette de Allah Teâlâ’nın isimlerinin sayısı hakkında şöyle buyrulur: “Allah’ın doksan dokuz –yüzden bir eksik– ismi vardır. Bunları tek tek sayan kimse Cennet’e girer.” (Buhari Tevhid 12).Bu güzel isimlerin başında ism-i a’zam olan Allah lafza-i celâli yer alır; hem ulûhiyete, hem de isim ve sıfatların tümüne delâlet eder. Bunun için; Allah, er-Raûf’un, el-Kerîm’in isimlerindendir denmez, aksine, “er-Raûf, el-Kerîm”, Allah’ın isimlerindendir, denilir.
Hadis kaynaklarında geçen esmâ rivayetinde Allah’ın güzel isimlerinin doksan dokuz olarak belirtilmesi, çokluktan kinâye olup, doksan dokuzla sınırlandırmak doğru değildir. Bu isimlerin sayısının üç yüzden fazla olduğu bilinmektedir. Burada sayının kendisine takılıp kalmak değil, bu güzel isimleri ezberleyip içten gelerek zikretmek, manalarını kavrayıp ilahi ahlakla ahlaklanmak ve Allah’a bu isimlerle dua etmektir. Nitekim Allah Teâlâ bu isimlerin her birisiyle kendisine duâ edileceğini şöyle buyurmuştur: “De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” (17/İsrâ 110). Bu âyetten anladığımız kadarıyla, Yüce Rabbimize bu isimlerin her birisiyle duâ edebiliriz. “Allah’ım! Sen gafursun, benim bütün günahlarımı bağışla!.” “Ya Rezzâk, bana helâlinden bol rızık ver!.” “Ya Rabbi sen eş-Şâfiîsin! Benim hastalıklarıma şifâ ver!” misâllerinde olduğu gibi esmâ-i hüsnâdan bir isimle duâ edebiliriz. Ayrıca bu isimler, güzel ahlak sahibi olmada da bize yol gösterir. Meselâ, Allah Teâlâ’nın en güzel isimlerinden birisi çok affeden, çok bağışlayan anlamına gelen el-Afüvvü’dür. Bu bağlamda Yüce Allah kullarını affedicidir. Eğer bizler de affedici olursak, bu güzel isimle ahlaklanmış oluruz. Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Kısaca, bu isimlerin manaları, mü’minin kalbinde ve davranışlarında tesirini gösterdiği zaman, hedefine ulaşmış olacaktır.
Cenâb-ı Hak bu güzel isimlerden istifade etmeyi hepimize nasip eylesin!..