Mustafa Yiğit
Mehmetçiğin misyonu mazlumun yanı...
Mehmetçiğin misyonu mazlumun yanında olmaktır!
Lübnan’a asker göndermek isteyenlere, Mehmetçiği orada ateş çemberinin içine atmak isteyenlere bakıyorum, nedense hepsi bugüne kadar savaştan, silahtan ve militarizmden yakınan kesimler.
Savaş karşıtları, militarizme prim vermeyen bunca okur-yazar, entelektüel, çevreci neden Lübnan konusunda bu kadar hevesliler, bunu anlamakta zorlanıyorum.
Oysaki onlar düne kadar Mehmetçiğin meşru zeminde yaptığı terörle mücadelesini bile şiddet sayan bir anlayışla gazetelerinde ahkâm kesmiyorlar mıydı?
Ne değişti de Lübnan’a asker gönderelim sevdasına kapıldılar?
Neden yangından mal kaçırırcasına Meclisten asker gönderilsin kararının çıkmasını dört gözle bekler oldular?
Yoksa sadece duygusal sebeplerden mi bunu istiyorlar?
Duygusal…
Sahi ne kadar duygusallar? Duygusallığın ölçüsü yeşil dolarlar olmasın?
Mesela milyonlarca dolarlık ihaleler bu duygusallığın başlıca sebebi olabilir mi?
İsrail’le yapılan ticaret anlaşmaları, savunma sanayine yönelik anlaşmalar, Mehmetçiğin diyet borcu mudur?
Bu arada Amerika’nın da yıllardır Türkiye’nin başına bela olan bölücülerden, terör örgütünden ne kadar çok nefret ettiğini bu birkaç gün içinde öğreniverdik. Hiç de sevmezlermiş bu bölücüleri.
Öyle ki, terörle mücadele için gereken bütün yardımları yapmaya hazır olduklarını, hatta bir koordinatör bile atayabileceklerini söyleyiverdiler. Irak’taki terör örgütü bürolarını kapatmaları için de Irak’ın kukla yönetimine talimatlar yağdırmaya başladılar bile.
Bizim saygın medyamız da anında haberdar ediyor bizleri. Irak’ta şu kadar büro kapandı, terör örgütünün üstüne gidiliyor, müttefikimiz Amerika terör örgütünü çökertti çökertecek! Sahi 22 yıldır bu Amerika neden böyle bir iyilik yapmadı bizlere, saygıdeğer müttefikimiz bizi bu kadar severdi de…
Bunları geçeceksiniz beyler!
Şunu peşinen söyleyelim; bu günlerde malum medyada yazılan çizilen her haberi, özellikle de dış politikaya ilişkin her haberi tersinden okuyacağız.
Malum medya ne diyorsa, onun tersini yapma gayretinde olursak, vatana, millete ve devlete daha çok faydamız dokunacak. Bundan emin olabilirsiniz.
Ayrıca hükümet meclisten bu tezkereyi alırsa, onu da malum medyanın yanına oturtabilirsiniz. Biliniz ki bundan böyle hükümet ne tür karar alırsa, tersi milletin, memleketin, vatanın hayrınadır.
Biz Mehmetçiği öncelikle kendi vatan savunmasında, dışarıda ise mazlumların yanında görmek isteriz. Bu dün olduğu gibi bugün de böyledir. Türk askerinin şanlı tarihinde mazlumun yanında, zulmün karşısında olmak vardır.
Bazı medya patronları istedi diye, siyasilerin iç siyasette ellerini güçlendirmek uğruna Amerika’ya şirin görünme arzusu için Mehmetçik tarihi misyonundan vazgeçemez.
Bu tezkere Bosna’ya asker gönderilmesine benzemez. Bosna’da Türk askerini sevinç gözyaşlarıyla karşılayanlar vardı. Çünkü Türkiye oraya mazlum bir milletin korunması için askerini göndermişti.
Oysaki Birleşmiş Milletler’den çıkan karar, saldıranın değil savunanın silahlarının ellerinden alınması içindir.
İsrail tarafından İşgal edilmiş topraklara giden Türk askerinin burada yaşayan halk tarafından bir işgalci olarak algılanması görünen köyün kılavuz istemeyeceği kadar barizdir.
Mehmetçiği Lübnan’a göndermek isteyenler bunu göremiyorlarsa ya akli melekelerinde bir sorun var ya da niyetlerinde şeytanilik var!