Mersin'deki darbe girişimi davası
FETÖ elebaşı Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında tutuklu eski Tuğamiral Demirhan ve eski 3. Sınıf Emniyet Müdürü Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 21'i tutuklu 32 sanığın yargılandığı davaya devam edildi
MERSİN (AA) - Mersin'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin görülen davada tanık olarak dinlenen emekli deniz subayı, darbe girişimi gecesi kendisini "sıkıyönetim komutanı" ilan eden eski Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan'ın, akademideyken kendisini iki kez FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile görüştürdüğünü iddia etti.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında Demirhan ve eski 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 21'i tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın 3. celsesi, Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Duruşmaya, sanıklar, avukatları ve sanık yakınları katılırken, bir sanık bulunduğu ceza infaz kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Önceki oturumlarda sanıkların tamamına yakınının savunmalarını alan ve bazı tanıkları dinleyen mahkeme heyeti, bu oturumda da tanıkları dinlemeye devam etti.
Tanıklardan emekli deniz subayı B.K, Demirhan ile akademide aynı dönem okuduklarını belirterek, 1991-1992 yıllarında yüksek lisans eğitimi için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) gönderildiklerini anlattı.
Eğitim sırasında gittikleri bir villadan bahseden tanık, şöyle konuştu:
"ABD'deyken bir hafta sonu Demirhan, Türkiye'den bir eğitim heyetinin geldiğini ve beraber gitmemizi söyledi. Ben, Demirhan ve Cengiz Ekin, heyetin bulunduğu söylenen San Jose bölgesinde tek katlı bir villaya gittik. Villanın önü ayakkabı doluydu, herhalde bir 100 ayakkabı vardı. İçeriye girdiğimizde yerde oturan genç bir güruh vardı. Karşılarında da sonradan Fetullah Gülen olduğunu öğrendiğim kişi kanepede oturuyordu. Yanında da o imamları gibi giyinen kişiler vardı. Beni yanına oturttular. Olayı fark edince 'Siz hangi eğitim grubusunuz, hangi bakanlıktan geliyorsunuz' şeklinde çıkışlarım oldu. Bunun üzerine Demirhan yanıma gelerek, 'Yanlış gruba gelmişiz, gidelim' dedi. Oradan ayrıldık ama onlar zaten Gülen'i öpmüşlerdi."
- İkinci görüşme İstanbul'da
B.K, sonrasında FETÖ tarafından kendisine şiir kitabının gönderildiğini belirterek, kitabın ön sözünde Gülen için "Işığın komutanı" ifadesinin yer aldığını, Gülen'in kendisini beğendiğini ve irtibat kurmak istediğinin iletildiğini belirtti.
Demirhan ve Ekin'e yaptıkları işin "Boş işler" olduğunu söyleyerek, uyarılarda bulunduğunu savunan B.K, şunları söyledi:
"Akademi son sınıftayken, herhalde 1996-1998 yıllarıydı. Demirhan yine bir ziyaretten bahsetti. Meraktan gittim. İstanbul Altunizade'de dershane gibi bir yerin arka kapısından son kata çıktık. Gülen yine oradaydı, tanıştırdılar. Oradan ayrılınca 6 kişinin ismini Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bildirdim. Bu rapordan sonra hakkımda değişik iddialar, raporlar, CD'ler ortaya attılar. Komutanlık yapıyordum, bu soruşturmalar nedeniyle görevden aldılar. Sonrasında yine görevime döndüm ancak 2 yıl sonra meslekten kendi isteğimle ayrıldım. Zamanında benim raporuma yönelik gerekli işlem yapılsaydı belki 15 Temmuz yaşanmazdı. O dönem bu şikayetleri işleme koymayan komutanlar daha sonra yargılandı." diye konuştu.
Tanığın ifadeleri üzerine söz alan Demirhan, iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak, kendisinin akademide sınıf birincisi olmasından dolayı tanığın husumet beslediğini ileri sürdü.
Demirhan'ın "Ben sizin için 'kadın pazarlıyor' gibi bir iddia ortaya atsam kanıtlamak zorundayım. Siz de iddialarınızı kanıtlamak zorundasınız" ifadeleri üzerine araya giren mahkeme başkanı, ikili tartışmalara girilmemesi uyarısında bulundu.
15 Temmuz'da Mersin'de görevli bazı asker ve polislerden oluşan diğer tanıklar da Demirhan'ın darbe girişimi gecesinde kendisini "Sıkıyönetim komutanı" ilan ederek, emirler verdiğini ileri sürdü.
Bir tanık, Demirhan'ın birliğe kimsenin alınmamasını emrettiğini, giren polis de olsa ateş açılmasını istediğini iddia etti.
Etkin pişmanlıktan yararlanan bazı tanıkların da sanıklar hakkındaki ifadelerini dinleyen heyet, oturuma yarın devam edilmesine karar verdi.
- Dava
Davanın 20 Haziran'da görülen ilk celsesinde, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı olarak görev yapan ve kendisini sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan eden eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, TSK'dan ihraç edilen eski Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur ve eski Harekat Şube Müdürü Kurmay Yüzbaşı Ali Gül'ün de aralarında olduğu bir kısım sanık savunmalarını yaparken, eski 3. sınıf Emniyet Müdürü tutuklu sanık Hasan Basri Dağdelen ifade vermek için ek süre istemişti.
Heyet, olay gecesi Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığının Güvenlik Harekat Merkezi'nde telsiz ve güvenlik kameraları operatörlüğü yapan eski Uzman Çavuş Mehmet Şimşek, Demirhan'ın emir astsubaylığını yapan eski Uzman Çavuş Ahmet Tufan Özbar ve eski polis Mustafa Gezginci'nin haklarında yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar vermişti.
İlk olarak 29 sanığın yargılandığı dosyada sanık sayısı, farklı bir dosyadan yargılanan 6 askerin de eklenmesiyle 35'e çıkmış, 10 Ekim'de başlayan ikinci celsede de Dağdelen ile tutuksuz yargılanan sanıklardan dönemin Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi ve emekli Deniz Binbaşı Mehmet Emin Ceylan ifade vermişti.
Aynı celsede tanıkları dinleyen heyet, Demirhan'ın koruması eski uzman çavuş Seyhan Açar ile şoförü Kadir Nevzat Yontkan'ın ev hapsi şartıyla tahliyelerine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.
Heyet ayrıca, sonradan dava dosyasıyla birleştirilen tutuksuz yargılanan 6 eski askerin yer aldığı dosyanın da dava dosyasından ayrılmasına hükmetmişti.
Davada 29'a düşen sanık sayısı, celse arasında farklı bir dosyanın daha eklenmesiyle 32'ye yükselmişti.
AA
Kaynak: