Mersin'deki darbe girişimi davası
FETÖ elebaşı Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, tutuklu eski tuğamiral Demirhan ve eski 3. sınıf emniyet müdürü Dağdelen'in de aralarında bulunduğu 32 sanığın yargılanmasına devam edildi
MERSİN (AA) - Mersin'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, eski Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de aralarında bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari, 18'i tutuklu 32 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın 5. celsesinin ikinci oturumuna, bazı sanıklar ve avukatları katıldı.
Tutuklu sanıklardan, TSK'den ihraç edilen eski deniz ikmal binbaşı İlhan Tabur, Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
FETÖ üyesi olmadığını, örgütle ilişkilendirilebilecek hiçbir bağlantının bulunmadığını iddia eden Tabur, hakkında sadece bir tanığın ifadesinin olduğunu, kendisini tanımayan bu kişinin yalan söylediğini ileri sürdü.
Tabur, hakkındaki suçlamaların büyük bir kısmının kendisinin Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığında olmadığı saatlerde yaşandığını savunarak, "15 Temmuz gecesinde merkeze uzak bir yayladaydım. 15 Temmuz'da acil toplanma gereği çağrıldım ve saat 01.28'de komutanlığa girdim. Hakkımdaki, 'komutanlıkta yapılan toplantıya katıldığım, kumanya hazırlanması emrini verdiğim' gibi iddialar gerçek dışıdır. Beni sıkıyönetim toplantısında varmışım gibi gösterdiler. Bu iddiaların yaşandığı tüm anlarda ben birliğimde bile yoktum. Bu da kamera kayıtlarında ve birliğe giriş kayıtlarında sabittir." dedi.
Birilerinin, sokağa çıkacak askerler için kumanya hazırlatılması emrini verdiğini ancak suçun kendisine atıldığını savunan Tabur, korumaya çalıştığı iddia edilen tutuklu sanık Demirhan'ın yanında gece boyunca sadece 25 dakika bulunduğunu öne sürdü.
Tabur, 15 Temmuz'daki tek amacının çatışma çıkmasını engellemek olduğunu ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Ben ne darbeyi savundum, ne de amirali korudum. Ben amirali teslim olmaya ikna eden kişiyim. Gözaltı işlemi için birliğe gelenlere müdahale etmedim. Sadece ikna yönteminin kullanılmasını, kan dökülmemesi gerektiğini söyledim. O gece hiç silah taşımadım. Bugün birileri yargılanıyorsa ve hayattaysa benim sayemdedir."
Tutuksuz yargılanan sanıklardan eski TCG Taşucu Gemisi'nin Komutanı Yüzbaşı Zekeriya Kayalar da FETÖ üyesi olmadığını, hakkında bu konuda delil bulunmadığını ileri sürdü.
Kayalar, yaklaşık 5 yıl önce ankesörlü telefondan yaptığı 8 saniyelik bir konuşma nedeniyle suçlandığını anımsatarak, görüşmeyi hatırlamadığını savundu.
Dönemin Harekat Şube Müdürü eski kurmay yüzbaşı Ali Gül de hakkındaki iddiaları reddederek, FETÖ üyesi olduğuna dair delil bulunmadığını öne sürdü.
Darbe girişiminin yaşandığı gece sadece kendisine verilen emirleri yerine getirdiğini savunan Gül, darbeyi destekleyen bir tutum içerisinde bulunmadığını iddia etti.
- "Haftasonları alkol kullanan birisiyim. Hocayla, hacıyla işim olmadı"
Tutuklu sanık Demirhan'ın eski emir astsubayı Hakan Öğüt de hakkındaki suçlamaları reddederek, "15 Temmuz'da iznim gereği Ankara'daydım. Dönemin İl Emniyet Müdürü Rahmi Baştuğ beni arayarak 'Seni tanırız, iyi birisin. Amirali gözaltına alacağız, yardımcı ol' dedi. Ben de birlikte olmadığımı, Ankara'dan döndüğümü söyleyince 'İyi o zaman, birliğe gitme direkt evine git' dedi. Sabah evime gittim. Sonrasında gözaltına alındım." diye konuştu.
Örgütün gizli haberleşme programı Bylock'u kullanmadığını, programın tespit edildiği cihaz ile IP adresinin uyuşmadığını savunan Öğüt, "FETÖ ile en ufak yakınlığım yok. Sosyal çevremde demokrat, Atatürkçü biri olarak bilinirim. Haftasonları alkol kullanan birisiyim. Hocayla, hacıyla işim olmadı. Beraatimi talep ediyorum." ifadesini kullandı.
Eski istihbarat astsubay tutuklu sanık Mehmet Emin Toker de hakkındaki suçlamaları reddederek, "Toplanma planı kapsamındaki emir üzerine birliğime geldim. Dönemin Kurmay Başkanı Albay Tarfun Ergi'nin emirleri doğrultusunda izinli olan Öğüt'ün yerine Demirhan'ın emir astsubayı yapıldım. Cerideyi de yazmam istendi. Emir astsubaylığı çok zor bir iş. İki işi birlikte yapmamı istediler çok sinirlendim. Sonrasında darbe girişimini öğrenince cerideyi bıraktım. Demirhan'ın gözaltına alınmasına karşı çıkmadım. Silahım yoktu." dedi.
O dönem Demirhan'ın şoförlüğünü yapan eski memur Kadir Nevzat Yontkan ise 15 Temmuz'da alkollü olduğunu, çağrıldığı için göreve gelmek zorunda kaldığını savundu.
Yontkan, MP5 otomatik silahla karargah binasında durduğu iddiasına ilişkin de terör saldırısı denilerek verilen emir üzerine silahı aldığını, olayın darbe girişimi olduğunu öğrenmesinin ardından silahı bırakarak bir daha binaya girmediğini iddia etti.
Sanıkların avukatları da müvekkillerinin beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti, oturumun yarın devam etmesine karar verdi.
- Dava
Mersin'deki darbe girişimine ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, dönemin Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de aralarında bulunduğu 29 sanık hakkında 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 78'er yıl hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde 20 Haziran 2017'de başlayan davada, yargılama boyunca 8 sanık hakkında tahliye kararı verilmiş, farklı dosyaların bu dava dosyasıyla birleştirilmesiyle sanık sayısı 32 olmuştu.
Savcı, esasa ilişkin mütalaasında aralarında Demirhan ve Dağdelen'in de olduğu 12 sanık hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, biri eski asker, 11'i eski polis 13 sanık hakkında da "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.
AA
Kaynak: