Salih Sedat Ersöz
Millet böyle istedi
Millet böyle istedi
7 Haziran Genel seçimleri yapıldı ve milletin hür iradesi ortaya çıktı. Milletimiz sandıktan, siyasilere önemli mesajlar verdi.
Millet Ak Parti’ye dedi ki; Seni, yaptığın maddi ve manevi hizmetlerin nedeniyle yine açık ara birinci parti yapıyorum ama, yaptığın bazı hataların dolayısı ile de tek başına hükümet kurmana izin vermiyorum. Hatalarından ders al, özeleştiri yap ve önceki yanlışlarını tekrarlama.
13 yıl boyunca tek başına ateşten gömlek olan iktidar sorumluluğunu taşıdıktan sonra girdiği seçimlerde % 41 gibi bir oyla tekrar birinci çıkan bir parti yoktur Türk siyasi hayatında… Zira iktidar partisi kısa zamanda yıpranan partidir. Bu açıdan bakıldığı zaman Ak Parti başarılı denebilir.
Ancak, 10 puanlık bir oy düşüşü ile 13 yıllık tek başına olan iktidarını kaybetmesi açısından bakılırsa da şüphesiz önemli bir kayıp göze çarpıyor.
Bu kaybın birçok nedeni sayılabilir. Bir özeleştiri yapmak gerekirse;
Milletin manevi değerleri ile alay edercesine Bakara makara diyen bir şahsa sahip çıkılması, yolsuzluklara adı karışmış 4 bakanın aklanması, aday listelerinde büyük hataların yapılması, Ak Partinin kuruluş felsefesinden uzak tabanın düşüncesinden yoksun adayların tespiti, ekonomide istenen canlılığın sağlanamaması ve bilhassa 10 milyondan fazla olan emeklilerin çok düşük olan maaşlarına el atılmaması gibi nedenler kaybın sebepleri arasında sayılabilir.
Büyük bir sebep de, Ak Partiye daha önce oy vermiş olan Kürt halkının bu defa, kendisini Kürtlerin temsilcisi olarak gösteren HDP’ ye yönelmiş olmalarıdır. Bu durum Ak Partinin düşmesine, HDP’nin de önemli ölçüde yükselmesine sebebiyet vermiştir. Kürt oylarının kayma nedenleri de iyi analiz edilmelidir.
Paralel yapı ile mücadele Ak Parti’yi yıprattı diyenlere katılmıyorum. Paralel yapı ile mücadele yıpratsa idi, yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde kendini gösterirdi.
Millet CHP’ye dedi ki; Senin yaptığın uçuk ve gerçekçi olmayan vaatlerine inanmıyorum, sana güvenmiyorum ve sana kırmızı kart gösteriyorum.
Bir parti, ana muhalefet olarak 13 yıldır girdiği bütün seçimlerden mağlubiyetle ayrılıyor ve son seçimlerde de bir önceki seçimlere nazaran 1 puanlık bir düşüş yaşıyor ise kim ne derse desin bunun adı milletten kırmızı kart görmektir.
CHP yükselmek istiyorsa, milletin manevi değerlerine saygıyı öğrenmeli ve bu konuda millete güven vermeyi başarmalıdır.
Millet MHP’ye dedi ki; Bütün hatalarına rağmen milli duruşun nedeniyle seni bir miktar yükseltiyor, bir fırsat daha veriyor ve kilit parti konumuna getiriyorum. Bu fırsatı iyi kullanırsan yükselmeni sürdürürsün, aksi halde geçmişte olduğu gibi verdiğim desteği geri almasını bilirim.
MHP geçmişte yaptığı hatadan ders alarak ona göre davranması gerekir. 99 seçimlerinde ikinci parti olarak Meclise giren MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendisine Başbakanlığı vererek koalisyon teklif eden Fazilet Partisi ile DYP’ye ”biraz dinlensinler” diyerek anında kapıları kapatmış ve Ecevit’in DSP’sine mahkum olmuştu da, 2002 seçimlerinde baraj altında kalmıştı.
Şimdi de daha işin başında Ak Parti ile kapıları kapatarak kendisini CHP ile HDP’ye mahkum etmemelidir. Böyle yaparsa gelecek seçimlerde yine baraj altında kalacağı muhakkaktır.
Millet HDP’ ye dedi ki; Seni seçimlerin en büyük kazananı yapıyor ve gerçek Türkiye partisi olman için büyük bir imkân veriyorum. Bu imkânı iyi kullanarak PKK’nın güdümünden çıkar ve sadece siyasi yolla mücadelene devam edersen seni daha da büyütürüm, aksi halde çıktığın gibi düşersin.
HDP ne yapıp etmeli, bu fırsatı iyi kullanmalı, PKK’ya silahı bırakmasını ve PKK militanlarının dağdan inmesini sağlamalıdır. Bunu yaparsa gerçek bir Türkiye partisi olduğunu ortaya koymuş olur. PKK’nın gölgesi altında siyaset yapmayı sürdürürse, yakın zamanda emanet oylarla birlikte Kürt halkının güvenini de kaybeder.
Peki bundan sonra ne olur?
Ben, milletimizin hükümet sorumluluğunu yine Ak Partiye verdiğine inanıyorum. Onun için Ak Parti bu sorumluluk duygusu ile hareket ederek, kendisine en yakın parti ile anlaşmalı ve hükümeti kurmalıdır.
Şayet Ak Parti bu sorumluluktan kaçarak, iktidarı CHP anlayışına terk eder veya CHP’yi iktidara ortak ederse millet ve tarih önünde affedilmeyecek büyük bir yanlışa imza atmış olur. Bu durum 13 yıllık kazanımların bir çırpıda yok edilmesi demektir.
Aynı sorumluluk MHP’ye de düşmektedir. MHP, HDP’nin içerde olduğu veya dışardan destek verdiği CHP ile bir hükümet kurmaya kalkarsa bu MHP’nin siyasi intiharı demektir.
Yapılması gereken tabanların birbirine en yakın ve en sıcak olduğu iki parti, Ak Parti ile MHP’nin anlaşarak bir hükümet kurmalarıdır. Bir koalisyon kurulacaksa mevcut tabloda en uygun ve en mantıklı olan çözüm budur.
Bu olmuyorsa çare erken seçimdir. Milletin isteği doğrultusunda adım atılmalıdır. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.
NOT: Kanal 42 TV HASBİHAL programım her Pazar saat 11.00’de canlı olarak, her Cumartesi saat 11.00’de tekrar olarak yayında olmaya devam etmektedir. Bu hafta Konya İl Müftümüz Prof. Dr. Ali Akpınar hocamla bir hasbihal yapacağız İnşallah…