Bu günlerde neredeyse seçimlerden bu tarafa, Türkiye CHP, MHP ve BDP'nin milletvekili adayı olarak gösterdiği Ergenekon, Balyoz ve KCK tutuklularının meclise girip giremeyeceğini konuşuyor. Dinlediğim ve izlediğim kadarıyla, hukukçular bu konuda çok net. Sanıklar seçilse bile Meclis'e giremez diyorlar.
Hukukçular problemin meclise kadar gelmemesi gerektiği görüşünde. Bu problemi halletmesi gereken mercii olarak da de Yüksek Seçim Kurulu'nu gösteriyorlar. YSK böyle bir şey varsa, neden parti yetkililerine sanıkları aday olarak gösterebilirsiniz diyebildi. Bence bu sorgulanmalı!
Hukukçulara göre Silivri sanıklarının mahkeme kararı olmaksızın meclise girmeleri Anayasal düzene aykırıymış. Yani mahkeme tahliye etmedikçe sanıklar mazbatayı alıp meclise giremeyecek.
Şimdi sormak lazım parti liderlerine; Siz neden bu tutuklu adayları milletvekili yapmak için elinizden geleni yaptınız? Başka aday mı bulamadınız yoksa sizler yakalanırsanız biz sizlere verdiğimiz sözü tutar sizi Milletvekili yaparız diye söz mü verdiniz acaba?
Ergenekon ve Balyoz sanıklarının adaylığı gündeme geldiğinde BDP'li Sebahat Tuncel'in durumu hatırlatılıyor. ''Tuncel'in durumu Haberal ya da Balbay'dan, ya da Hatip Dicle’den, farklı değil mi? Bence iyi araştırıp karşılaştırın derim.
Diğer taraftan düşünce suçundan yatan bir insanında bu kim olursa olsun karşısındayım. Suçu varsa, delil tespit varsa, KCK olaylarına karışmışsa, yada Terör suçu varsa tutukla. . !Ama düşünce suçlularını, eğer suçu kanıtlanamamışsa salınmasından yanayım.
Şunu da yazmadan geçemeyeceğim; bana göre tutuklu sanıkların aday gösterilmesi, onları milletvekili yapmak değil, onlara verilen sözleri tutmak onların üzerinden yeni bir oyun oynamak. Bu işler yine mide bulandırıyor.
Hoşca sağlıcakla kalın ama en önemlisi adam gibi milletvekili seçip adam gibi lider kalın. Sağlıcakla.