Selçuk Üniversitesi Etkileşim ve Uzlaşım Topluluğu Akademik Danışmanı aynı zamanda SÜ İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci önderliğinde başlatılan “Mankurtlaşmaya Karşı Konya’dan 42 Bin Dilekçe” imza kampanyası başlatıldı.

Kültür yozlaşmasına sebep olduğu düşünülen programların ekranlardan kaldırılması için düzenlenen kampanyanın amacı, milli ve manevi değerlerimize uygun olmayan yayınların ekranlardan kaldırılması. Cumhurun yani halkın da desteğiyle başlatılan kampanyada toplanan imzalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletilecek ve ardından yaşanacak sürecin takipçisi olunacak.

Ne yapılıyor, neden yapılıyor siz okurları bir parça aydınlatmaya çalışayım.

Yeni dönemde ülkeleri işgal etmek, tankla, tüfekle, karşılıklı savaşla olmuyor, bunu hepimiz biliyoruz. Günümüzde artık savaşlar big data dediğimiz büyük veriler üzerinden, dijital parmak izlerimizden, kullandığımız nesnelerin interneti üzerinden yapılıyor. Yani aslında bu güya hayatımızı kolaylaştırdığı için gözümüz gibi baktığımız her şey, bize istemediğimiz, tahmin edemediğimiz şeyleri servis ediyor.

Tüm bunlardan, yani bu servis edilen içeriklerden, sadece çocuklar etkilenmiyor, sadece gençler ya da sadece yaşlılar değil, tüm bunlardan hepimiz nasibimizi alıyoruz. Hedef ilk başta çocuklar çünkü onların zihinlerini bulandırmak çok daha kolay. Bu yüzden belki de bu aşamada en büyük görev ebeveynlere düşüyor. Herkes kendi “Medya Okuryazarlığını” yapmak zorunda. Bu böyle!

Peki, mankurtlaşma ne demek? Neye karşı duruş sergiliyoruz?

Mankurtlaşma birileri tarafından, bir düzene köle haline getirilmeye çalışılan, geçmişini, tarihini, nereden geldiğini, zaferlerini, kayıplarını bilmeyen bir toplum oluşturmaya çalıştırılması olarak tanımlanıyor. Yani bu kampanya da bizi biz yapan değerlerin elimizden alınışına, tek tip insan yaratılmaya çalışılışına karşı bir duruş sergileniyor.

Sonuç olarak televizyonu, akıllı telefonları, son teknoloji ürünlerini yok etmek gibi bir düşüncesi yok kimsenin. Güçlü kitle iletişim araçlarının yok olması gibi bir şeyin söz konusu bile olamayacağını da biliyor herkes. Dert, daha bilinçli yayınların yapılması! Dert taze zihinlerimizin kirlenmesinin önüne geçilmesi, dert kötü gidişata bir dur deme işi!

Mesele “Bizlik bir şey yok” diyeceğimiz, kaçıp kurtulacağımız bir mesele değil, tam da, “Milli bir mesele.”

Eğer siz de “Ben de varım” diyorsanız, 17 Mart Perşembe günü ve 18 Mart Cuma günü S.Ü Edebiyat Fakültesinde, 21 Mart Pazartesi günü S.Ü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde, 22 Mart Salı günü S.Ü İletişim Fakültesinde imza kampanyası devam edecek.