Salih Sedat Ersöz
Müftümüze sahip çıkalım ve muhterem babacığıma…
Bir şehit cenazesinde, değerli müftümüz Ali Akpınar hocamızla ülkücü kardeşlerimiz arasında başlayan gerginlik, bazı kişilerin provokasyonu ile bilhassa sosyal medyada büyük bir boyuta ulaştı.
Akşehir’de iki ayrı şehit cenazesinde slogan atan gençlere sükûnet çağrısı yapan ve namaza davet eden İl Müftümüz Ali Akpınar hocamıza o andan itibaren linç kampanyası başlatıldı.
Bu kampanyanın imanlı ülkücü kardeşlerimiz tarafından başlatıldığına inanmıyorum. Ancak imanlarında ve vatanseverliklerinde zerre şüphe olmayan heyecanlı kardeşlerimizin bir kısmının oyuna getirildiği inancındayım.
Daha sonra bir sitede Ali Akpınar hocamızın adı ile uydurma bir haber yayımlandı. Habere göre, Ali Akpınar hocamız, ülkücü gençliğe hakaretler yağdırıyordu. Bu haber, ortalığı iyice karıştırdı.
Ali Akpınar hocamızı 40 yıldan bu yana yakından tanıyan bir kardeşiniz olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; hocamız düşmanına bile hakaret edecek bir karakter yapısında değildir, hiçbir zaman olmamıştır.
Haberin yayımlanmasından hemen sonra, müftülükten açıklama yapılarak haber yalanlandı ve il Müftümüzün kesinlikle böyle bir açıklaması olmamıştır denildi.
Arkasından Ali Akpınar hocamızın, MHP İl Başkanı Murat Çiçek beyi arayarak böyle bir beyanı olmadığını ilettiğini öğrendik.
Bu gelişmeler üzerine sanırım gerek MHP teşkilatı gerekse Ülkü Ocakları konunun saptırıldığını ve müftümüz üzerinde oynanmak istenen oyunu anlamışlar ve gereken adımları atmışlardır.
Değerli Konya müftümüz üzerinde birileri bir oyun ve tuzak peşindedir. Dikkatli olunmalı, bu oyunlara gelinmemelidir. Vakit, muhterem müftümüzü harcamak isteyenlerin karşısında, değerli hocamıza sahip çıkma ve onu yedirmeme vaktidir.
*** *** ***
Yarın babalar günü imiş. Bendeniz bu günleri takip eden birisi değilim. Ancak basından öğreniyorum. Bu günleri batıcılar ortaya atsa da, bazıları bizim inancımız için de önem arzediyor. Anneler ve babalar günleri de bunlardan…
İslâm dini anneye ve babaya çok önem vermiş olduğu içindir ki, geçtiğimiz yıllarda değerli babacığımla ilgili yazdığım şiiri hatırlayarak bir kara daha köşemde yayımlıyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.
BU ADAM BENİM BABAM
Yüzüne bakınca Allah’ı hatırlatır,
Nuruyla gönüllerimizi ferahlatır,
Karanlıklarda yolumuzu aydınlatır,
İşte bu adam benim babam.
Kur’an’dır onun hayat rehberi,
Peygamberdir en büyük örneği,
Sevgi ile doludur, imanlı yüreği,
İşte bu adam benim babam.
Haksızlık karşısında asla susmadı,
Batılla mücadeleden bir an geri kalmadı,
Kalemi, 70 yıl Hak’tan gayri yazmadı,
İşte bu adam benim babam.
Odur başımızdaki yüce dağımız,
Odur bizim 90 lık koca çınarımız,
Odur dertlerimizin dermanı, ilacımız,
İşte bu adam benim babam.
Çileler karşısında boyun bükmedi,
Doğruluktan asla taviz vermedi,
İslam yolundan, başka yola dönmedi,
İşte bu adam benim babam.
Helalinden vakarlı bir hayat yaşadı,
Haramlardan şiddetle kaçmamızı sağladı,
Çevresine hep Sıratı müstakimi aşıladı,
İşte bu adam benim babam.
Herkese şefkatli yüreğini açan,
Can olup, canan olup ışıklar saçan,
Gözleri görmese de, nuruyla bakan,
İşte bu adam benim babam.
Sadece babamız değil, üstadımız da olan
Hedefine insanlığın kurtuluşunu koyan,
Bizleri, Ersöz manevi pınarı ile doyuran,
İşte bu adam benim babam.
Düşünür evlat ve torunların her bir ferdini,
Dert edinir onların her tür derdini,
Ailesi ve insanlık için feda eder kendini,
İşte bu adam benim babam.
90 yıllık ömründe hep iyilikte yarışan,
Üveys olup, engelleri azmiyle aşan,
Namerdin karşısında mertçe yaşayan,
İşte bu adam benim babam.
Geçmişinde bulunmaz hiç bir leke,
Yaşantısı doludur şanla, şerefle,
Amel defteri açık kalacak eserleriyle,
İşte bu adam benim babam.
Salih Sedat ne kadar yazsa da az olur,
Dilerim, annemizle iki cihanda aziz olur,
Cennette de beraber olmak niyazım olur,
İşte bu adam benim babam.