Hümeyra Uslu
Nasıl bir acı ki tarifi yok…
Günlerdir cümleleri bir araya getirip ne yazılacağı ne konuşulacağını benim gibi bilmeyen bir sürü kişiyiz biliyorum. Hangi kelimenin bu acıya bir tarif olacağını bilemedik, bilemiyoruz. Günlerdir SOMA ağlıyor Soma’yla birlikte herkes ağlıyor Türkiye ağlıyor. Parçalandık yüreğimiz ezildi… Biz kimdik? Biz olanı biteli medyadan takip eden duyduğunu haber geçen gazeteciler, belki molada televizyonu açan doktor, belki sosyal medyadan takip eden, kızan, küsen, küfreden öğrenci, belki evinde televizyonu başında ağlayan kadın. Belki ellerini semaya açmış bir nine… Hepimiz medyanın verdiğiyle, manşetlerin gözyaşlarıyla parçalandık. Uzaktık, o havayı solumadık, bir yakınımızı kaybetmedik ama parçalandık…
Peki orada babasını kaybeden küçük Rüveyda’yı ne kadar anladık. Mezarı başında ağlarken gazetecilere ‘beni güzel kızım diyerek severdi’ cevabını veren o minik yüreğe nasıl su serpilir. O acıyı hangimiz anlatabiliriz hangimiz onun kadar üzülebiliriz Soma’ya. Madende oğluyla sarılı halde cesedi bulunan babanın, diğer çocuklarını anlayabilir miyiz? 3 arkadaşını kurtarmak için kendi canından olan sağlık teknisyeninin nişanlısının hissettiğini hissedebilir miyiz? Bu acıyı tarif edemeyiz… Üzüldüğümüzün kaç katı kahrolduklarını söyleyecek bir sayı var mı? YOK!
300’e yakın can gitti 3 günde. Ailelerinin evine ateş düştü. Hayatları değişti bir günde. 2 oğlunu aynı madende kaybeden anne haykırıyordu ‘bittik biz!’ 2 evladını 2 canını kaybetmiş bir anne. Yüreğindeki koru hangi taziye geçirebilir ki?
Hangi siyasetçinin taziyesi bu annelerin, bu babaların, bu çocukların ‘‘felaketlerini’’ geçirebilir… Sosyal medyada yaptığımız, attığımız duyarlılık adımları bu acıyı dindirebilir mi? Peki bizim, secdelerde ettiğimiz dualar sarabilir mi yaralarını. Basın toplantısı yapan sözde yöneticiler bundan sonra yapacaklarıyla neyi ne kadar değiştirebilirler. Bu acıya ne kadar ortak olabilirler…
Koca bir hiç bu soruların cevabı. KOCA bir HİÇ. Hiç olan bir SOMA ve hiç olan hayatlar… Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilen geride kalanlar...
Bu hadiseye üzülmeyen, kavga çıkarmaya, fitne üretmeye çalışanlar size, size söylenebilecek hiçbir şey. Gündemini değiştirmeyen, hala dizi yayınına devam eden, yüzünde gülücük zerre üzülmeyen, dayanışmadan yoksun, duadan uzak olanlarla aynı topraklarda olmak utanç sebebi. Esas ‘hiç’ sizin gibi acıya sırtını dönmüş, giden canın hatırasına saygı duymayanlardır. HİÇ sizsiniz işte!
Gereken dersin alınması duasıyla… İnna lillah ve inna ileyhi raciun.