M. Ali Köseoğlu
Necip Fazıl’ı ararken!
Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 29’uncu yıldönümü nedeniyle Konya’da ‘program zenginliği’ yaşandı.
Meram Belediyesi, Uğur Işılak’ın projesini Konya’ya taşıdı.
İbrahim Sadri, Necip Fazıl şiirlerini okurken, Uğur Işılak da orkestra eşliğinde bestelediği parçaları seslendirdi.
Reha Yeprem’in sunduğu programa Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da katıldı.
***
Selçuklu Belediyesi de aynı akşam benzer bir program gerçekleştirdi.
Necip Fazıl şiirleri Uğur Arslan, İkbal Gürpınar, Seyfullah Kartal, Mustafa Demirci tarafından okundu.
Programda ayrıca Alper Kış, Üstad’ın şiirlerinden yapılan besteleri okudu…
***
Aslına bakarsanız, önceki haftalarda gerçekleştirilen bazı konserlerin endişesi üzerimdeyken gittim Meram Belediyesi’nin programına.
Haber7 Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan ve Rotahaber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık’la birlikte izledik konseri.
Ünal Tanık’ın gözyaşlarına hâkim olamadığı bu atmosferde tedirginliğim de geride kaldı.
İbrahim Erdoğan, Necip Fazıl’ın oğlu Osman Kısakürek’i telefonla arayarak, Uğur Işılak konserinden bir bölümü dinletti.
Programa Kısakürek ailesi de davet edilmiş, ama iştirak edememişler…
Programın TRT’den yayınlanması, pek çok yaygın kanal ve basın mensubunun da geceye iştiraki Konya açısından elbette önemliydi…
***
TYB Konya Şubesi’nde ise Dr. Necmettin Türinay, ‘Bir dava adamı Necip Fazıl’ı anlattı.
Programın sonunda eski Tarım ve Köyişleri Bakanımız Sami Güçlü Bey’in iltifatlarını Necmettin ağabey bastırsa da, gerçekten dinleyenlerin istifade ettikleri bir program oldu.
Türinay’ın şu cümlelerini yazıma taşımazsam rahat edemeyeceğim:
O’nun şiirinin tılsımlı derinliğine, büyülü etkisine kapılarak düşünce adamlığının, mütefekkirliğinin, mimarlığının, yani tarih, toplum, insan, medeniyet sorgulamalarının es geçildiğini düşünüyorum. Fikri böyle olduğu gibi şiirinin de bütünüyle gerektiği gibi anlaşılabildiği düşüncesinde değilim. Ancak şiirinin kelâm büyüsüne kapılıp ‘mütefekkirliğinin’, asıl bilinmesi, anlaşılması, hissedilmesi, hazmedilmesi gereken mütefekkir boyutunun anlaşılmadığı düşüncesindeyim…
***
Yaşanan bu program zenginliğinin birden bire tükenmeden yol alması en büyük dileğimiz.
Senfonik konserler de yapılsın ama Necip Fazıl üzerine okumalar da ihmal edilmesin…
Gelecek günlerde Necip Fazıl’ı ‘ararken’ bulmayalım kendimizi…
Necmettin Türinay’ın program dışında üzerinde durduğu ve bize fısıldadığı şey de çok önemli:
-Bugüne kadar, Müslüman olmak önemli bir meziyetti.
-Ama artık Müslüman olmak meziyet değil.
-Bundan sonra güçlü bir medeniyetin inşası için çalışmalıyız…