Ahmet Ünver
Nereden çıktı şimdi bu Reza?
Görsel ve yazılı basından edindiğimiz bilgilere göre, geçtiğimiz günlerde aslen İranlı olan Azeri ve Türk işadamı Reza Sarraf, ABD’nin Miami kentinde tutuklandı. Bu tutuklama haberleri, ülkemizde ve bölge üzerinde hesabı olan güçler tarafından, çok büyük bir taraftar kitlesi buldu ve bu operasyona sevinen arkadaşlarımız oldu. Medya dünyasında, geniş halk kitlelerini istediği şekilde yönlendirmek ve yönetebilmek adına, sansasyonel haberler ile her gün algı operasyonları tertip edilir. Büyük bir halk kitlesi zaten bazı ülkelerin, şirketlerin bu vb. algı operasyonlarına her daim hazır bulundurulurlar. Dünya Yahudi sermayesinin, dünyanın her tarafındaki, basın, medya ve iletişim sektörünü neden elde tuttuğunu da burada anlamak gerekir diye düşünüyorum.
2008 yılındaki, G20 zirvesinde, Çin Merkez bankası başkanı, ABD dolarının dünya para ve ticaret sistemindeki ayrıcalıklı durumunu sorguladığının ertesi günlerinde, Çin borsasında milyarlarca doların buharlaşmasına neden olmuştu. Bir devletin merkez bankası başkanı bir açıklama yapıyor ve o ülkenin borsası alt üst oluyor. Nasıl bir sistem kuruldu ise… Anlamak mümkün değil.
17 Aralık operasyonlarının olduğu günleri de hatırlamak gerektiğini düşünüyorum. Hırsız var diye bağıranlar, kendi milli bankamız olan Halk bankasını dünyaya şikâyet ediyorlardı. Anlayamadığımız şeyler cereyan etmekteydi. Bu operasyon durduk yerde mi oldu? Ne yapmıştık ki? Kimin tekerine ve dümen suyuna, bu ülkenin yöneticileri ve kurumları, aykırı hareketlerde bulunuyorduk da bunlar başımıza geliyordu? Türkiye yine bölgesinde öngörülemeyen, tahmin edilemeyen işler mi yapmaktaydı?
ABD’nin dünya para trafiğindeki yaklaşık olarak 100 milyar dolarlık bir açığı, Türkiye, İran’ın petrol ve gaz alacaklarının ABD parasal gücünün By-Pass edilerek oluşuyordu. 2010 yılında, ABD hazine bakanlığından ‘ Terör Finansmanı ve Finansal suçlardan sorumlu’ bakan yardımcısı olan Daniel Glaser, Türkiye Bankalar Birliğinde, Türk bankalarının üst düzey yetkililerine ‘ İran ile ticaret yapmamaları ve çalışmamaları’ vb. uyarı ve ikazlarda bulunuyordu. Anlayan varsa bere gelsin… Hatta daha da ileri giderek ‘ yurtdışına çıktıklarında tutuklanabilecekleri’ noktasından da aba altından sopa gösteriyordu. Bütün bu olup bitenler, 2010 -2013 yılları arasında ABD ve Türkiye arasında uyuşmazlık ve ilişkilerin gerilmesine neden oluyordu. Dünya devletleri tarafından bu olanlar, Türkiye’nin bölgesel güç olma yolundaki arzusunun ve bunun bir yansıması olarak değerlendirilmekteydi.
Türkiye bölgesindeki bir ülke ile kadim dostluk, medeniyet ve ticari ilişkilerindeki gelişmeler, güçlü devletler ve taşeron örgütleri tarafından hemen bir operasyona maruz kalıyor. Bu konuyu da anlamak çok sıkıntılı… Türkiye gibi bir ülkenin bölgesindeki herhangi bir ülke ile geliştirebileceği her türlü ticari ve dostluk ilişkileri, bölgeyi Batılı emperyalistlerin müdahale ve oyun sahası olmaktan kurtulması demektir. Bunların en güzel örneği; parçalanan, bölünen, Irak, Mısır, Suriye, Libya, Tunus, Yemen ve yaklaşmak olan İran..
Türkiye’yi içerideki taşeronları ve değişik tiplerdeki ajanları üzerinden; gezi kalkışması, 17–25 Aralık, hendekler ve daha başka yöntemlerle gelmeye devam edenler; bölgesinde güç olmasını engelleyemeyecekler, durduramayacaklar… Türkiye ve İran’ı bölgesinde kavga ettirmek için her yolu deneyenler, sonuca ulaşamamanın ve başarılı olamamanın sıkıntılarını yaşamaktalar. Türkiye ve İran, bölgeye Batılı ve başka güçlerin müdahale etmelerini engellemek, bölgelerinin güçlenmesi ve selameti adına yapmış oldukları görüşmelerin, antlaşmaların akabinde ‘ Reza ‘ tutuklama olayı vukuu buluyor. Neymiş efendim; Reza, İran ambargosunu delmişmiş… Anlayabilen varsa beri gelsin... Mezkûr ülkelere, değişik şirketler ve başka ülkeler üzerinden ambargoyu delerek her türlü mal satışını yapanların acizliğine bakar mısınız? Türkiye ve İran’ı Reza üzerinden cezalandırmaya mı çalışıyorsunuz? Büyük ve büyük olmayı hedefleyen, kadim medeniyet bakiyesi ülkeleri, bu vb. operasyonlarla hizaya getirebileceğinizi mi planlıyorsunuz? Reza olayı, ABD stratejistlerinin ve Kandil’den yükselen ‘ Erdoğan ’sız AK Parti ve Türkiye ‘ bağırtılarının değişik bir versiyonu mu? Başka bir malzeme ve operasyonunuz kalmadı mı?