“O GÜNLER”

Yazının başlığı değerli yazar, gazeteci, eğitimci Ramiz Arda (1909-1983) nın kitabının adı. Ramiz Arda yıllar öncesinin değerli bir eğitimcisi ve yazarı. Eğitimcilik yönü mü önde gelir, yazarlık yönü mü, bilemiyorum ama her iki yönüyle de çok değerli bir aydınımız. Daha önce yerel bir gazetemizde yayınlanan ve geçtiğimiz ocak ayında kitaplaşan O Günler adlı yazılar idealist bir eğitimciyi çıkarıyor karşımıza. 
Yazılarını okumuş ama kendisini tanıma imkanım olmamıştı. Seyit Küçükbezirci’nin Ramiz Arda’nın oğlu Orhan Arda’ya, babasının yazılarını kitaplaştırması için baskı yaptığını biliyordum. İyi ki yapmış bu baskıyı Seyit abi. Sonuçta şehrimiz kültürü değerli bir eser kazandı. Kitabı yayına hazırlayan değerli akademisyen Mustafa Özcan’a da teşekkür borçluyuz.
Kitapta yeralan anılar 1928-1945 yıllarını kapsıyor. Beni en çok etkileyen bölüm yıllarca öğretmenlik yaptığı Dersim ve Erzincan anıları oldu. O yıllar doğuda isyan yıllarıdır ve o kıran günlerini birebir yaşar öğretmen Ramiz Arda. Halen sürüp gelen doğu sorununu bir eğitimcinin gözüyle görmek farklı duygular yaratıyor insanda.   
Köyün gezmeyen muhtarı, başlıklı yazıdan kısa bir bölüm.
“… önce aşiret ağaları, sonra seyyidlerin eli buradaki insanların omuzlarından kaldırılmalıdır. Bu yapılmadıkça Dersim’e, Dersim demişsin yahut adını değiştirmiş Tunceli demişsin; bunlar hiçbir mana ifade etmezler.
Herşeyden önce okullar, okullar, okullar, her tarafta, her bucakta okullar, sonra ağalar saltanatı ile Seyyid miskinlik ve dalavereleri ortadan kalkmalıdır. Bir zamanlar bu yapılmadığı için işte böyle buraları ıslah değil sayılarını saymaya bile korkarız.”
Bir Dersim’li için tüfeği, tabancası herşeydir. Hatta daha orduya bile dağıtılmayan bir Kırıkkale tüfeğini Dersim’linin elinde görmek mümkündür.
Arkara Tüfeği başlıklı yazı bunu çok iyi anlatır. 
“Bir Dersim’li bir tabanca için, bir tüfek için fırsat varsa her zaman öldürülme tehlikesine maruzdur. Bu yüzden buralarda tüfekli, tabancalı olmak da baş belasıdır. Ömürleri, tüfekle omuz omuza, kucak kucağa geçen bu insanların tüfeğe hükmedişleri bir harikadır. Bir Dersim’linin bir hedefi  vurması için gözünün ilişmesi kafidir.
Bu bölgede vatan borcunu ödemek için vazife gören nice jandarma evlatlarımız kurşunu daima alınlarının tam ortasından yemişlerdir.Dersimlinin tüfeğinden fırlayan kurşun yaralamakla değil, öldürmekle vazifelidir sanki. Dersimli çocuk, koşmaca oynamaz, birdirbir oynamaz, ceviz oynamaz, kısaca bizim çocuklarımızın oyunlarının hiçbirini bilmez, bilse de tenezzül etmez. Onun tek oyunu, tek eğlencesi, tüfeğini doğrulttuğu hedefin uçtuğunu, parçalandığını ve yıkıldığını görmektir.”
Doğuda on yılı aşkın bir görevden sonra 1943 yılında Karapınar Gezici Başöğretmenliğine atanır Ramiz Arda. Kitabın son bölümü Karapınar yıllarıyla ilgilidir. Yazılanlardan öğrendiğimiz kadarıyla o yıllarda gerçekten yaşanılacak bir yer değildir Karapınar. Kitaba emeği geçen herkese teşekkür.
   zeki-oguz-001.jpg 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum