yazar-3
Okullar açılırken...
Ülkemizde haftaya yeni bir eğitim öğretim yılı daha başlayacak, kimileri yaşamlarını belirleyecek birkaç saatlik sınav için on aylık maratona, kimileri de toplumsal hayata adım atacaklar. Öğrencilerimiz; heyecan, sevinç ve hüznü bir arada yaşayacaklar; yeni bir okula veya yeni bir yıla başlamanın heyecanını, en çok sevdikleri oyundan ve tatilden uzak
kalmanın hüznünü, arkadaşlarına ve öğretmenlerine kavuşmanın sevincini.
Öğrencilerin belki de büyük bir kısmı velileri ile ortak kaygıyı ve üzüntüyü yaşayacaklar. Her yıl okullar açıldığında karşılanması gereken veya öyle söylenen ihtiyaçların kaygısını. Aslında; eşit-parasız eğitim hakkının gereği olarak tamamının devlet tarafından karşılanması gereken, ama Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 58 ve 59'uncu hükümetlerinin başlattığı, 60'ıncı
hükümetinde sürdüreceği ücretsiz kitaplarlarla yetinilen eğitim-öğretim giderleri her sene yoksullar için kriz oluyor. Paralı eğitimin gereği olarak her dönem yeni yardımcı kitaplar, yeni araç-gereçler isteniyor. Bir kısmı gerçekten öğrencilerin gelişimine hizmet edecek, bir bölümü e birilerinin cebini dolduracak.
Bu krizlerin çözümü parasız eğitimden ve onun için mücadeleden geçiyor. Ancak sorunları kısmen de olsa sivil insiyatif kullanarak çözebilmek mümkün. Nasıl mı? Aslında genlerimizde var olan ama gittikçe azalan dayanışma birinci çözüm, çocukların ve velilerin dayanışma içinde olması, birbirileriyle rekabet halinde olmaması krizlerin hissedilirliğini azaltacaktır.
Ortak ve toptan alışverişler, gerekli görülen hallerde ortak kullanıma açık kaynak kitaplar, araç-gereçler dayanışma duygusunu güçlendirecektir.
Psikologlarımıza göre, okulların açılmasıyla birlikte öğrencilerin sosyal hayattan, oyundan, eğlenceden koparılarak onlara ders çalışması gereken birer robot, ya da yarış atı gibi davranılması da öğrencilerin bir başka sorunu. Okulun hangi devresinde olursa olsun çocuklarımızın sosyal hayattan, özellikle ilköğretim çağındakilerin oyundan koparılması onlara yapılabilecek en büyük kötülüktür. Öğrencilerin ihtiyaçları her zaman gözetilmelidir. Bu arada, televizyon ekranlarında hepimizin gözleri önünde öldürülen veya şu anda okula başlayamayacak durumda olan çocuklara; Iraklı, Filistinli, Çeçen ve Lübnanlı çocuklara selam ve yardım yollamak, çocuk olmanın temizliğini bu bölgelerdeki kardeşlerine hediye edilecek birer resimle tekrar göstermek çok yerinde olacaktır.
Son olarak: Rahmet ayı Ramazan başlıyor. "Şehr-i Konya"nın merkezindeki hamiyetperver hemşehrilerimiz, bu rahmet ikliminde Bozkır, Ahırlı, Yalıhüyük, Taşkent, Hadim, Akören, Karapınar, Yunak, Çeltik ve Halkapınar, Seydişehir, Beyşehir, Derebucak, Derbent, Tuzlukçu, Doğanhisar ve Hüyük ilçelerimizdeki büyük bir bölümü dar gelirli olan miniklerimize yardım ellerini uzatmalıdır. Hükümetimiz yurt genelinde ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki çocuklarımızın ders kitaplarını ücretsiz
sağlıyor. Bu yardımlar, bu ailelerde büyük rahatlama oluşturuyor. Ancak, yırtık büyük yama küçük olunca, kaynak kitabı ve araç gereç konusunda sıkıntılar yaşanıyor. İşte benim önerim. Bu Ramazan'da şaşaalı iftar sofrası kurmaya hazırlananlar, buraya yapacakları masrafları köy okullarındaki çocuklara göndermeliler. Kanımca, bunu yapmak, yaptırmak hayır sahibine daha çok sevap sağlar. Lütfen, iftar sofrası kurarken bu önerimi düşünün. Çok değil bir dakikalık düşünce cimnastiği yapan fakire hak verir…