"Ölüm nedenlerinin yüzde 11'inden solunum sistemi hastalıkları sorumlu"
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram:- "Türkiye'de solunum sistemi hastalıklarına bağlı hastane yatışları, bütün hastane yatışlarının yüzde 13'ü, solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümler ise tüm ölüm nedenlerinin yüzde 11'inden sorumlu"-
ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Türkiye'de solunum sistemi hastalıklarına bağlı hastane yatışlarının bütün hastane yatışlarının yüzde 13'ünü, solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümlerin ise tüm ölüm nedenlerinin yüzde 11'ini oluşturduğu bildirildi.
Uzmanlar, havanın kalitesinin artırılmasıyla çoğu solunum hastalıklarının önlenebileceğini belirterek, sağlıksız havanın ana kaynağını tütün dumanı, iç ve dış ortam hava kirliliği, havada bulunan mikroplar, zararlı tozlar, duman ve alerjenlerin meydana getirdiğini vurguladı.
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, 25 Eylül Dünya Akciğer Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, solunum sistemi hastalıklarının tüm dünyada sıklıkla göz ardı edilen ancak önemli oranda sağlık yüküne yol açan bir sorun olduğunu söyledi.
"Türkiye'de solunum sistemi hastalıklarına bağlı hastane yatışları, bütün hastane yatışlarının yüzde 13'ü, solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümler ise tüm ölüm nedenlerinin yüzde 11'inden sorumlu." diyen Bayram, bu hastalıklar arasında yer alan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), verem, akciğer kanseri, astım ve zatürrenin ciddi ölümlere ve hastalık yüküne yol açtığını ifade etti.
Bayram, KOAH'ın dünyada üçüncü ölüm nedeni olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'de yaklaşık 5 milyon KOAH hastası olup, bunlardan ancak 500 bini kendisinde KOAH olduğunu bilmektedir." dedi.
Veremin ise tüm dünyada en ölümcül bulaşıcı hastalık olduğu, her yıl 1,8 milyon kişinin verem nedeniyle öldüğü ve yılda 10 milyon kişinin de vereme yakalandığı bilgisini veren Bayram, akciğer kanserinin de en ölümcül kanserler arasında yer aldığını söyledi. Bayram, dünyada yılda 1,6 milyon kişinin bu hastalıktan hayatını kaybettiğine işaret ederek "Akciğer kanseri ülkemizde tüm yaş grupları içerisinde en sık görülen kanser tipi olarak erkeklerde birinci, kadınlarda ise beşinci sırada yer almaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Zatürrenin ise uzun yıllardır sık rastlanan hastalıkların başında geldiğinin altını çizen Bayram, bu hastalığın çocuklarda ve ileri yaşlarda en önemli ölüm nedenleri arasında bulunduğunu söyledi.
- "7 milyon kişi tütün kullanımına bağlı yaşamını yitiriyor"
Prof. Dr. Bayram, 2018 Küresel Astım Raporu'na göre dünyada 334 milyon astımlı hasta bulunduğuna dikkati çekerek, "Tedavi olanaklarına rağmen halen astıma bağlı ölümlerin özellikle düşük gelirli toplumlarda sorun olduğu bildirilmektedir. Türkiye'de de yaklaşık her 12-13 erişkinden ve 7-8 çocuktan biri astım hastası olup ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi sıklığı giderek artmaktadır." dedi.
Sağlıksız hava solunmasının dünya genelinde önemli bir sorun olduğuna değinen Bayram, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 2 milyar insan, dış ve iç ortamda kirli ve zararlı havayı solumakta, 1 milyar insan tütün dumanına maruz kalmaktadır. Dünyada her yıl 7 milyon kişi yaşamını tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yitirmektedir. Bu ölümlerin yaklaşık 700 bininin doğrudan tütün ürünü kullanmadığı halde, tütün ürünleri ve sigara dumanına pasif maruziyet nedeniyle geliştiği bilinmektedir.
Mevcut veriler tüm dünyada tütün endüstrisinin yeni ürünleri olan elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünü satışlarının özellikle gençler arasında belirgin ölçüde arttığını göstermektedir. Yakın gelecekte e-sigara satışlarının klasik sigara satışlarını geride bırakabileceği öngörülmektedir."
- "Hava kirliliği nedeniyle ölümler trafik kazası ölümlerinden fazla"
Türk Toraks Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Berna Dursun da hava kirliliğinin ölümcül bir sorun olduğuna işaret ederek "DSÖ verilerine göre dünyada yılda yaklaşık 8 milyon kişi dış ve iç ortam hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Türkiye'de hava kirliliği nedeniyle ölümler, trafik kazası nedeni ile ölümlerden yaklaşık 2 kat fazladır." diye konuştu.
Kömüre ve fosil yakıtlara dayalı termik santraller ve yeterli önlem almayan endüstriyel tesislerin yanında, her geçen gün yoğunlaşan trafiğe bağlı hava kirliliğinin de artttığını vurgulayan Dursun, sözlerine şöyle devam etti:
"Kirli havayı temizlemede son derece önemli olan ormanlarımız ve yeşil bitki örtümüz endüstriyel faaliyetler ve yangınlar nedeniyle tahrip olmaktadır. 100 milyondan fazla kişiyi etkileyen uykuda solunum durması hastalığı (uyku apnesi) giderek daha çok görülmektedir. Dünyada erkeklerde yüzde 3-8, kadınlarda yüzde 2-4 oranında görülmektedir. Mesleksel akciğer hastalıkları dünyada 50 milyondan fazla kişiyi etkilemekte ve ne yazık ki çalışanlar ülkemizde de akciğerleri olumsuz etkileyen toz, duman gibi işyeri ortamındaki olumsuz şartlara maruz kalmaya devam etmektedir. Havanın kalitesinin artırılmasıyla çoğu solunum hastalıkları önlenebilir. Sağlıksız havanın ana kaynağını tütün dumanı, iç ve dış ortam hava kirliliği, havada bulunan mikroplar, zararlı tozlar, duman ve alerjenler oluşturmaktadır."
- "Hamilelikte sigara içmemek çocuklarda astım sıklığını azaltabilir"
Prof. Dr. Dursun, koruyucu tedbirlerle akciğer hastalıklarının önlenebileceğine değinerek, şunları kaydetti:
"Örneğin, kişilerin sigaraya başlamamasını sağlamak ve sigara içenlerin bırakmalarını teşvik etmek KOAH'ı önlemede en etkili yöntemdir. Sigarayı bıraktırmak suretiyle astımlılar daha iyi tedavi edilebilir ve solunum fonksiyonlarındaki düşüş azaltılabilir. Hamilelik döneminde sigara içmemek ve doğumdan sonra da pasif sigara dumanı maruziyetinden kaçınmak, çocuklarda astım sıklığını ve şiddetini azaltabilir.
Akciğer kanseri tütün kontrolü ile büyük ölçüde önlenir. Radon ve asbest gibi akciğer kanserinin çevresel nedenleri izlenebilir ve azaltılabilir. İş yerlerinde solunan havanın zararlı maddeler açısından düzenli kontrolü, mesleksel akciğer hastalığı gelişimini önleyebilir. Aşılama çok önemli olup, pek çok çocukluk çağındaki solunum hastalıklarının ortadan kaldırılmasını sağlar. Bu nedenle çocukluk dönemindeki aşılar mutlaka yapılmalıdır. Erken teşhis ve tedavi verem hastalığı için kritik öneme sahiptir, hastalık erken tanınır ve uygun şekilde tedavi edilirse çoğu verem hastası tamamen iyileşir."
Kaynak: