yazar-58
Ölüye ağlamaz diriye gülmez
Ne zamandır düğün pilavı görmem. Yaz da geldi amma ne dî düğünner başlamadı. Başladı da bizi mi çağırmazlar acep. Goca gazannarnan yapılan düğün yimekleri ta esgiden beri varıdı. Böğünkü arsızlıkları namussuzlukları saymassan pek çok şî devam ider.
Avrat aşçıların yirini şimdi herifler aldı. Rametli Hacı Boduç varımış esgiden. Anam rametli ağnadırdı. Zamanın belediye reisi iyi pilav bişirdiğinden ona soyadı ganunu çıkınca “İyipilavcı” soyadını vermiş. Düğün sabısına bahşişi az bulunca zıkradığını filan ağnadıllar Hacı Boduç’un. Herifleri ööle bi iniledirmiş ki sormayın.
Düğün zabahının böğünkünden pek farkı yoğudu. Gazannar gine duayınan açılırdı zabah namazından soğna. Yimeklerde de ippi değişme olmuş. Esginin yimeği yoğurtlu düğün çorbası pide bazen de pilav üsdünde et. Şimdiki gibi gavurma değildi. Ortaya gonulurdu et, çimcik çimcik herkes eliynen yiridi. Kibarlık ossun dî iki barnağıynan yiyen olursa Hafız Sülüman sokranırdı. Düğün yimeklerinde et en iyi o üleşdirirdi ona buna. Milletin yidiğini beğenmesse gendi aç galsa da sol eliynen kemiği dutup sağ elinin üç barnağıynan böler dağıdırdı. Başga ne varıdı? İrmik helvası, bamya çorbası, zerde, hoşaf, yazın divlek gışın gaysı hoşafı olmazsa olmazıdı. Şimdiki demir gaşşıkların yirine tahda daha esgiden de boynuz gaşşıklar varıdı. Daha evveli herkes evinden getirirmiş gaşşığını kuşağına sararakdan. Düğünde dernekde beraberdi millet.
Esgi düğünnere nerden girdiysek gonu başgaydı böğün. Gonya’nın misafirliğine laf ittiler öteğen. Onu ağnadacağıdım. Gonya’nın misafirliği pek iyidir hoşdur da bazı zaman adamın gözüne bakıp duran da olur, “Ne zaman kakacak şu gidi” dî. Bu her yirde bööledir. Gonya’nın adamı şööleymiş böleymiş filan boş şîler. Adam her yirde adamdır ağnayacağın.
Saffet Solak, geçennerde bi yirde gonverans mı virmiş. Esginin gonyasından bahsiderken ağnatmış. 950 yılları filan. Gonya’nın gazalarından birisine gitmiş Saffet. Yini hekim olmuş. O gece bir eve misafir olmuş. Tren istasyonunun hemen yanında bir evimiş. Ağşam yimeğinden soğna çaylar gelmiş, sohbetler idilmiş. Üzerinde yol yorgunluğu, yabancılık var accık. Saat gecenin bi yarısı olmuş nerdeyse. Üyüdü üyüyecek bizim hekim. Buna “hadi gari sen yat” dimeyollar. Evin böyüğü olan hacıanneye utana sıkıla sormuş, “Hacı anne, sizin burda gaçta yatılır sorması ayıb olmasın! Hacıanne “Guzum treni bekleriz. Accık soğna gara tren gelecek, onu bekleriz, dimiş. “Eş-dost akraba filan mı gelecek?” di sormuş gine, “Gaç guzum beklediğimiz filan yok. Burası ırak bi yir de ondan. Buraların yabancısı iner de yurtsuz yuvasız galmasın. Alettiriği yanan bi ev bulamazsa, sokakta galmasın, ondan bekleriz accık soğna yatacaz merak itme” dimiş. Böle adamı var gonyanın şeri şoru da var iyisi de var.
Gine ağnadılar. Vakdıynan yolcunun biri varacağı yir accık uzak olunca gonyanın dağ köylerinden birine misafir olmuş. Evin herifi misafir odasını açmış. Ağşam olmuş ortaya bi dabak bekmez getirmişler. “Bu gadar bekmezi ben nası yiyiyim, yazzık olursa ” dimiş misafir. Ev sabısının sıpası “Ossun varsın israf ossun. Küpe sıçan düşdü de biz ondan yimeyiz. Çabık bitsin dî gelene gidene yidirriz” cevabını virince misafir adam dabağı devirip gırmış. Ev sabısı hemen çıkışmış misafire “Haneme misafir olmussun, teşekkür ideceğin yirde itlerin su gabını mı gıran?” dimiş. Bööle ikramı izzeti gören misafir de kakıp gitmiş ordan.
İşde iki misafir ağırlama hikayesi. İkisi de bu memlekette yaşanmış. Hangi yire gitsen bööle ağırlama görürsün. Ölüye ağlamaz diriye gülmez adam her yirde bulunur. Ben bunu dirim, ağnayabildin mi. Hafdaya ölmessek gine beraberiz.