Önce kendimiz…

Hani bizim anmaktan, hatırlamaktan   öte  gitmeyen haftalarımız, günlerimiz, aylarımız varya… 

 Bu hafta da   ahilik haftası…  Cuma   hutbelerinde   işlendi… Haftayı hatırlatması gereken kurumlar unuttu ama diyanet Allaha şükür unutmadı. Her cenaze namazında   namazın nasıl  kılınacağını hatırlatırlar ya  bendenizde cenaze namazı çoktan kılınmış ahiliği kısaca hatırlatayım…

“Ahilik ne demek? Arapça’da "ahi", kardeşim anlamına gelir. Eski dilde ise arkadaş, dost, cömert, yiğit anlamlarındadır.

Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir…

Ahilik Selçuklu devletinin yıkılma dönemine girmesinden sonra sosyal düzeni sağlamada ve Osmanlı Devletinin kurulmasında büyük rolü olan bir teşkilattır.. Osmanlı devletinin kurucusu Osman’ın kayın babası şeyh Edebali ve Osman’ın birçok silah arkadaşı ahilik teşkilatına mensuptur. Ahilikin en önemli ilkelerinden  bir tanesi iyilik etmek, kendisi muhtaç iken başkasına vermek  özet  olarak ahilik  bu ….”

Gelelim bugüne…

Bu köşeden esnafımızın ayakta kalabilme mücadelesine dair çok şey yazdık… Öneriler sunduk… Onlara tercüman olmaya çalıştık…

Ahilik  haftasını vesile ederek değinme ihtiyacı hissetim yine…  Küçük esnafımızın neredeyse tamamı konuya dair sohbetlerimizi AVM’lerin verdiği zarardan dert yanarız… Bu gerçeği defaten yazdım…  

 

Eyvallah AVM’ler bize zarar veriyor da biz ne yapıyoruz? Esnaf   ne kadar kendi  arasında  dayanışma içerisinde?   Bu sorunun cevabını    bulmak  zorundayız. 

Seydişehir’de Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na kayıtlı- 1600-2000, Ticaret Odasına kayıtlı 500-700  arası aktif esnaf, sanatkâr ve şirket yanlarında çalışanlar ve bunların aileleri de düşün  Seydişehir’in  üçte birini kapsayan bir kesimden  bahsediyorum.

 Seydişehir’in üçte   birini kapsayan  bir kesime  final  sorusunu soruyorum.

 Bizler  küçük esnaf   acaba    alışverişimizi   bizim gibi esnaftan mı yapıyoruz   yoksa   bizi   yok etmeye  çalışan  AVM’ler den mi?

Bu soruya verilecek cevabımız, yukarıda  bahsettiğim ahilik teşkilatı ile  yakından ilgili  diye düşünüyorum.

Ahilik teşkilatı her şeyden önce   ahlaki bir teşkilatı   “ben siftah yaptım komşum yapmadı  ondan al” diyenlerin oluşturduğu bir teşkilattı.

Bugün aynı şeyleri söylemek mümkün mü?   Bu gün sayısı ve nüfusu bakımından Seydişehir’in üçte birini oluşturan esnaf kesimi  sadece sadece  ilke   olarak    kendisi gibi esnaftan alış veriş yapsa inanın sorun   biter… 

Esnafın hiçbir derdi kalmaz diyorum…  Gelin ahilik geleneğini kendi aramızda  yaşatalım  boş verin   kurumsal  olmayı  ahlaki vicdani olarak kendi kendimizi   desteklersek  bunu  başarırız diyorum…

Çok fazla şey söyleyip süslü cümlelerle arkası bağlar gazali çözüm önerilerine başvurmak istemiyorum… “AVM’ler şehir dışına çıksın…” gibi..

Ki! hiçbir güç AVM’leri yerinden kıpırtadamaz… 

Öyleyse; bizler dayanışma içerisinde olmalıyız… İşyerini kapattıktan sonra eve giderken yapacağımız alışverişleri önce komşudan sonra diğer küçük esnaf arkadaşlarımızdan yapmalıyız…

Öyleyse; Köşemden ortaya attığım bu fikre canlılık kazandıracak uygulama  adına proje üretecek oda başkanları aranıyor…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.