Yücel Kemendi
Osmanlı'da DAMAT yöneticiler (5)
Bugün İsmail Enver Bey, Osmanlının son dönemlerinde önemli görevlerde bulunmuş ünlü tarihi simalardan birisidir.
Günümüzde kendisi hakkında ya pozitif veya tam tersine negatif söylemlerden başka toplu bir bilgi bulmak çok zordur. Bu sebeple biz Enver Paşa'nın hayatını ele alarak konuya tepeden bakmaya çalıştık.
Bağlantıİsmail Enver Bey 1881'de devrin başkenti İstanbul'da doğdu. Annesi Ayşe Hanım, babası ise Ahmed Bey idi.
Enver Bey'in İstanbul'da başlayan eğitim hayatı, bir ara babasının tayini sebebiyle Manastır'da geçti. O da o yıllarda bir Osmanlı gencinin parlak gelecek hedefleri arasında olan zabitliği (subaylık) seçmişti. Askeri İdadi ve Rüştiyeyi Manastır'da tamamladıktan sonra İstanbul'a geri dönerek Harbiye'ye girdi.
BağlantıBağlantıO yıllarda Jön Türk hareketlerinin tesiri özellikle genç zabit adayları arasında yaygındı. Padişah II. Abdülhamid gizliden gizliye eleştiriliyor, özellikle 93 Harbi (1877-78 Rus Savaşı) hakkındaki hataları öğrenciler arasında tartışılıyordu. Bu konularda öne çıkan Enver Bey bir gece okuldan çıkartılıp Yıldız'a götürüldüler. Padişaha suikast planlayan iki anarşisti evlerinde tutmakla suçlanıyorlardı.
1903'te Enver Bey Manastır'a, tayin oldu.Bağlantı Manastır'daki görevi sırasında parlak bir ilerleme kaydetti. Bulgar, Rum ve Arnavut çetelerine karşı önemli başarılar kazandı.BağlantıII. Abdülhamid'in tahttan indirilip V. Mehmed Reşad devrini başlatan 31 Mart Olaylarının ardından yurda dönen Enver Bey daha sonra Berlin'e gitti.
15 Mayıs 1911 tarihinde padişah V. Mehmed Reşad'ın yeğeni Naciye Sultan ile nişanlandılar. Fakat evlilikleri 1914 yılında ancak gerçekleşebilecekti. Bazı kaynaklarda yazıldığı gibi Sultan Vahideddin, Enver Paşa'nın hanımı Naciye Sultan'ın babası değil, amcasıdır. Enver Paşa'nın hanımı olan Naciye Sultan, Vahideddin'in babası Sultan Abdülmecid'in tahta geçmeyen oğullarından Şehzade Süleyman Efendi'nin kızıdır;
Bağlantı23 Ocak 1913'te Enver Paşa ve İttihat Terakki önderlerinin düzenlediği Bab-ı Ali baskını ile Kamil Paşa hükümeti devrildi ve yerine Mahmud Şevket Paşa sadrazam oldu.
Bağlantı1913 haziran ayında Sadrazam Mahmud Şevket Paşa, Divanyolu üzerinde arabası çapraz ateşe alınmak suretiyle feci bir suikasta kurban gitti.Bağlantı Bundan sonra İttihat ve Terakki'nin en etkili ismi durumuna gelen Enver Bey hızlıca bir yükseliş gösterdi.
1913 yılı sonlarına doğru Miralay (Albay) ve birkaç ay sonra 1914 yılı başlarında da Mirliva (Tuğgeneral) oldu. Harbiye Nazırlığı makamına gelen Damat Enver Paşa, Bağlantı1914 Ağustos'unda patlayan I.Dünya Savaşı başlarında Osmanlı, Almanya ile saldırmazlık antlaşması imzaladıysa da tarafsız durumdaydı.
BağlantıGünümüz tarih anlatımında Enver Paşa'nın Osmanlı'yı kendi inisiyatifiyle savaşa soktuğu fikri yanlış anlaşılmalara sebep vermektedir.
BağlantıOsmanlı'da padişah iradesi (emri) olmadan bu tip kararların verilmesi imkansızdı. Nitekim savaş ilanı da bizzat Sultan Reşad'ın iradesiyle çıkartılmıştı. Bununla beraber Damat Enver Paşa ve İttihat Terakki'nin, V. Mehmed Reşad'ın kararlarına ne kadar tesir ettiği ise ayrıca araştırılmaya muhtaç bir konudur.
BağlantıI. Dünya Savaşında arzu edilen başarılar kazanılamadı. bu savaşın cezası i Enver Paşa ve İttihat Terakki'ye kesildi.
1915 kışında Sarıkamış'ta birçok askerin donarak şehit olmasıyla, Kafkas Cephesindeki hezimet, Sevk ve İskan Kanunu, Anadolu'daki azınlık çetelerinin önlenemez katliamları gibi olumsuzluklar yanında; Çanakkale ve Kut'ül-Amare'de (Enver Paşa'nın amcası Halil Paşa komutasında) muazzam başarılar da kazanılmıştı.
Bağlantıİttihat ve Terakki son toplantısıyla kendisi feshetme kararı aldı. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkesi sonrasında İttihat Terakki'nin önemli isimleriyle birlikte Enver Paşa da ülkeyi terk etti.
Bilhassa Sevk ve İskan Kanunu sebebiyle İtilaf Devletlerince yargılanacak ve belki de idama mahkum edileceklerdi. Özellikle bu dağılış sonrasında İttihat ve Terakki için ''önce ülkeyi savaşa soktular, sonra da yenilip kaçtılar'' gibi bir algı oluşacaktı. Bu olaylar üzerine Enver Paşa, 1 Ocak 1919 tarihli padişah emriyle askerlikten uzaklaştırıldı.
BağlantıEnver Bey Milli Mücadele devrinde Anadolu'ya geçip Kuva-i Milliye'ye katılmak fikrindeydi. Bu düşüncesine başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Kuvva-yı Milliye önderleri sıcak bakmadılar. Hatta Anadolu'ya geçerse yargılanacağı kendisine iletildi.
Zira, Mustafa Kemal taraftarı olanların Enver Paşa üzerine büyük bir tepkisi mevcuttu. Son faaliyetlerinde Rusya'daki Türk direnişini örgütlemek üzerine çalışan İsmail Enver Bey, 4 Ağustos 1922'de Tacikistan'da Abıderya Köyünde iken ani bir Rus baskınında çıkan çatışma sırasında hayatını kaybetti.
Fransızca ve Almanca'yı iyi bilen Enver Bey, bilhassa anı kitaplarını çok okurdu. Verdiği kararların sonucu başarısızlık getirdiği için kendisine çoğunlukla olumsuzlukla bakılıyorsa da tarihimizde hataların da olduğunu unutmamak ve bu yanlışlardan daima ders çıkartmak gerekmektedir
BİTTİ.