Parkinson hastalığı yaşlıları tehdit ediyor

Parkinson hastalığı yaşlıları tehdit ediyor

Uzm. Dr. Selin Çelik, yaşlanma ile birlikte görülme sıklığı artan Parkinson hastalığının belirtileri ve tedavisi hakkında bilgi verdi

Nöroloji Hekimi Uzm. Dr. Selin Çelik, insan beyninin belli bölgelerinde dopamin adı verilen kimyasal bir madde üretildiğini anlatarak, bu maddenin beynin belli bölgeleri arasında mesaj iletmede kullanıldığını ve bu sayede vücut hareketlerinin uyumu ile akıcılığının sağlandığını söyledi. Nedeni bilinmeyen bir süreç sonucunda bu hücrelerin kayba uğradığını dile getiren Dr. Çelik, Parkinson hastalığı özellikle ileri yaşlarda ortaya çıktığını hatırlatarak, "50 yaşından önce başlaması çok nadirdir. Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık olarak iki kat daha sık olarak izlenmektedir. 60 yaş üzerindeki insanlardaki sıklığı yüzde 1’dir. Parkinson hastalığına genetik bir yatkınlığın olduğu bilinmektedir. Özellikle son yıllarda ortaya konan, bazı genetik mutasyonlara sahip kişilerde daha sık izlenmektedir. Aile öyküsü özellikle genç yaşta Parkinson hastalığına yakalanan kişilerde daha belirgindir" dedi.

Bazı kimyasalların Parkinson hastalığına neden olabileceğine dair kanıtlar olduğunu da vurgulayan Çelik, "Bu kanıtların başında sentetik bir toksin olan MPTP gelmektedir. Bazı çalışmalarda kuyu suyu kullanımı, kırsal yaşam ve tarımda kullanılan bazı ilaçlara maruz kalan kişilerde de Parkinson hastalığına yakalanma riskinin arttığını gösterilmiştir" ifadelerini kullandı.

PARKİNSON HASTALIĞI BELİRTİLERİ

Uzm. Dr. Selin Çelik, hastalığın belirtileri ile ilgili ise "Parkinson hastalığı, her hastada farklı belirtilerle ortaya çıkar. Parkinson hastalığının belirtileri hareketle ilgili olanlar ve hareketle ilgili olmayanlar şeklinde ikiye ayrılabilir. Hareketle ilgili olanlar, Genellikle semptomlar vücudun tek bir tarafında başlar, yavaş ve sinsi bir şekilde ilerleyerek vücudun karşı tarafına yayılır. Belirtileri, istirahat halinde ortaya çıkan titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda donma ve tutukluk, küçük adımlarla yavaş ve öne doğru eğik yürümedir. Hareketle ilgili olmayanlar ise tükürük artışı, yutma bozuklukları, koku alma bozukluğu, canlı rüyalar ve kabuslar görme, kabızlık, tansiyon değişiklikleri, depresyon, anksiyete bozukluğu, ciltte yağlanmanın artması, cinsel işlev bozukluklarıdır" şeklinde konuştu.

PARKİNSON’UN TEDAVİSİ

Uzm. Dr. Selin Çelik, parkinson hastalığının tedavisinde ise birinci sırayı ilaç aldığını vurgulayarak, "İlaç tedavisinden yeterli faydayı göremeyen hastalarda cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Parkinson hastalığı tanısı almış her hastada hastanın yakınmalarına göre destek tedavisi de düşünülmelidir" ifadelerini kullandı.

Çelik, ilaç tedavisi ile ilgili detaylı bilgiler vererek, "Parkinson hastalığında tedavi hastanın belirti ve bulgularına göre yapılmaktadır. İlaçlar hastalığı tamamen yok edememekte sadece belirtileri azaltmakta ve ilerleyişini yavaşlatmaktadır. Tedavi sırasında kullanılan ilaçların yan etkilerini belirleyip ortadan kaldırmak önemlidir. İlacın yan etkisi olursa ilacı bırakmak belirtileri tekrar ve daha şiddetli ortaya çıkarır. İlaç tedavisinin temelini azalmış olan dopaminin yerine konması oluşturmaktadır" dedi.

Dr. Çelik, cerrahi tedavi konusunda uyarılarda bulunarak, "Cerrahi tedavi ilk tercih yolu değildir. Ancak hastalık düzeltilemiyorsa ya da ilaç kullanımı ile ilişkili yan etkiler ortaya çıkmış ise uygulanabilir. 70 yaşından genç, kesin Parkinson hastalığı tanısı olan, cerrahi sonrasında iyi takip edilebilecek, ciddi psikiyatrik hastalığı ya da bunaması olmayan hastalarda düşünülmelidir. Cerrahi tedavi ile uygun hastalarda Parkinson belirtilerinde yarı yarıya düşüş sağlanabilir" ifadelerine yer verdi.

Çelik, hastalıkta destek tedavisinin de önemine değinerek, "Destek tedavisinde hastalara düzenli egzersiz önerilmektedir. Ayrıca hareket dışı belirtilere yani kabızlık, depresyon gibi belirtilere yönelik tedaviler de uygulanmalıdır" diye konuştu.