Parkinsonda "bıçaksız" tedavi yöntemi
Harvard Üniversitesinde, parkinson hastalarında MR ve ultrason altında ilgili çekirdek hücreleri yakarak hasta şikayetlerini ortadan kaldıracak ve beyin pilini geride bırakacak yeni tedavi yöntemi geliştirildi- Büyük oranda tek seferde başarıya ulaşan yön
ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Harvard Üniversitesinde, parkinson hastalarında MR ve ultrason altında ilgili çekirdek hücreleri yakarak hasta şikayetlerini ortadan kaldıracak ve beyin pilini geride bırakacak yeni bir tedavi yöntemi geliştirildi.
Türkiye Parkinson Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Akbostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, parkinsonun beyinde dopamin ismi verilen hücrelerin azalmasına bağlı ortaya çıktığını söyledi.
Bu hücrelerin neden azaldığının bilinmediğini ifade eden Akbostancı, hastalığın özellikle 65 yaş üstündeki kişilerin yüzde 1'ini etkilediğini dile getirdi. Akbostancı, parkinsona bağlı belirtilerin çeşitli tedavilerle büyük ölçüde azaltılabildiğini ancak tam olarak iyileşme sağlanamadığını vurguladı.
Türkiye'de yaklaşık 120 bin parkinson hastası bulunduğunu ifade eden Akbostancı, "Bu hastalar çok yavaş hareket ediyor, yazıları küçülüyor, sesleri kısılıyor, yüzleri ifadesiz hale gelmeye başlıyor, yürümede sıkıntı yaşıyorlar ve yatakta sağa sola dönerken sıkıntı yaşıyorlar." diye konuştu.
Akbostancı, kaslarda gerginliğe bağlı omuz ve kalça eklemlerinde ağrı ile karşılaşılabildiğini ifade ederek, titreme görüldüğünü söyledi.
Hastalıkta özellikle istirahat halinde titreme ve denge sağlayamama gibi bulguların kendini gösterdiğini belirten Akbostancı, bu tür durumların kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini kaydetti. Akbostancı, "Dopamin denilen madde hem hareket edilebilmesini hem de sosyal motivasyonu sağlayan bir özelliğe sahip. Titreme, denge sağlamama zamanla hastanın sosyal yaşamdan çekilmesine yol açıyor." dedi.
- Beyin pili ameliyatlarına yönelik yeni çalışmalar yolda
Prof. Dr. Akbostancı, hastalığın tedavisinde beyin pili uygulamalarının yapıldığını, ancak bunun her hasta için uygun olmadığını belirtti. Beyin pili ile hastalık belirtilerinin yüzde 70 azaltılabildiğini anlatan Akbostancı, "Beyin pili, uygun hastaya yapıldığında en etkin tedavi seçeneğidir." diye konuştu.
Akbostancı, beyin pili tedavisine ilişkin yeni çalışmaların da söz konusu olduğunu, bu alanda üç yeni bilimsel araştırmanın yürütüldüğünü anlattı.
Söz konusu gelişmelerin, mevcut beyin pili operasyonuna göre önemli avantajlar sunacağını dile getiren Akbostancı, "Şu anda yapılan uygulamada, sistemin bataryası ve bilgisayarı köprücük kemiğinin altına yerleştiriliyor ve kablolar beynin içine yerleştiriliyor. Cerrahi uygulama sonrasında beyin pili hekim tarafından bir cihaz aracılığıyla programlanıyor." diye konuştu.
Akbostancı, programlamanın yapılması için uygulama sonrasında hastanın hekime gelmesi gerektiğini ifade etti.
- "Programlama bluetooth ile yapılabilecek"
Prof. Dr. Akbostancı, yeni çalışmalardan birisinin aralarında Türk bilim insanlarının da yer aldığı Oxford Üniversitesinde yürütüldüğünü dile getirerek, mevcut beyin pili uygulamasında olduğu gibi hastanın kafasında bir delik açılarak elektrotların yerleştirildiğini ancak pilin bilgisayarının köprücük kemiği yerine kafasında saçlı derinin altına yerleştirildiğini belirtti.
Böylece hastanın köprücük kemiğiyle kafatası arasında cilt altından geçen kabloların olmadığını anlatan Akbostancı, "Yöntemin bir diğer avantajı ise programlamak için hastanın hekimin yanına gelmesine gerek kalmadan, hekim uzaktan programlama yapabiliyor. Çünkü bir bluetooth sistemi kullanılıyor. Yöntemin, 4-5 yıl içinde kullanıma girmesi öngörülüyor." bilgisini verdi.
- "İlgili çekirdek hücreler yakılarak sorun ortadan kaldırılıyor"
Bir diğer çalışmanın ise Harvard Üniversitesinde yapıldığını aktaran Akbostancı, şöyle devam etti:
"Tüm sistemlerde hastanın kafasının içinde bir delik açılarak, elekrotların buradan yerleştirilmesi gerekiyor. Şimdi ise bunun hiç kesi yapılmadan uygulanabilmesine olanak sağlayan bir yöntem mevcut. Bu sistemde, uygun olan hasta bir MR makinasına giriyor ve orada 2-3 saat süren bir işlem yapılıyor ama hastaya herhangi bir cerrahi işlem uygulanmıyor. Bu sistemde de hasta parkinson tedavisi için bıçaksız bir ameliyat geçiriyor ve oradan kalktığında titremesi geçmiş olarak evine dönebiliyor."
Söz konusu yöntem hakkında bilgi veren Akbostancı, şunları kaydetti:
"Bu uygulama MR ve ultrason eşliğinde yapılıyor. Yöntemin ismi Odaklanmış Ultrasonla MR Rehberli Talamotom. Yöntemde, MR cihazının içine yaklaşık 250 tane ultrason cihazı yerleştiriliyor. Bunların verdiği ses enerjisi kullanılarak hastanın doğrudan beynine müdahale ediliyor.
Parkinsonda belirtilere yol açan küçük küçük çekirdekler var. Titreme bulgusunda bu çekirdeklerden biri fazla çalışıyor. Buna odaklanarak ultrasonla ilgili çekirdek yakıldığında titreme ortadan kalkıyor. Titremeye yol açan çekirdek ultrasonla yakıldığında bu belirti tamamen yok ediliyor. Aynı şekilde tüm belirtiler için farklı çekirdekler söz konusu. Sonuçta, şikayete yol açan ilgili çekirdek tespit edilerek, MR cihazının içine yerleştirilen ultrason aracığıyla bu çekirdek yakılarak sorun ortadan kaldırılıyor.
Bu uygulama büyük oranda bir kez yapılıyor, gereklilik halinde tekrarlanabiliyor. Yöntemin önemli bir avantajı da uygulama ilk aşamada geri dönüşlü olarak yapılıyor. Yani 40 dereceye kadar ısıtarak hücreyi öldürmeden çalışması durduruluyor. Bu aşamada, yan etki olup olmadığına ve ilgili şikayetin durup durmadığına bakılıyor. Bu aşamadan olumlu sonuç alındığında ise kalıcı uygulama yapılarak hücreler tamamen öldürülüyor."
Her iki yöntemin de insan üzerinde uygulamalarının yapıldığını ve başarılı sonuçlar elde edildiğini anlatan Akbostancı, "Odaklanmış ultrason sisteminin bir yıl içinde günlük uygulamaya girmesi öngörülüyor çünkü Amerikan Gıda İdaresi (FDA) bu yöntemi onayladı." diye konuştu.
Bu yöntemin maliyetinin yüksekliğine işaret eden Akbostancı, cihazın 3,5 milyon dolar olduğunu ve tek bir uygulamanın hasta başına yaklaşık 30 bin doları bulduğunu söyledi.
Akbostancı, her iki yöntemin de araştırma aşamasında olduğunu vurgulayarak, gelecekte parkinson tedavisi için umut vadettiğinin altını çizdi.
AA
Kaynak: