Prof. Dr. Ali Akpınar
Peygamber Anlayışları
İslam dini, biz Türklere İran üzerinden geldiğinden dinin bazı temel kavramları Arapça olarak değil de Farsça olarak dilimize girmiştir. Namaz, abdest, oruç gibi. Peygamber de bunlardan biridir. Farsça bir kelime olan Peygamber kavramı, Arapça'da Rasül ve Nebî kavramlarıyla ifade edilir. Rasül, Allah'ın elçisi; Nebî ise, önemli haberci anlamlarına gelir. Peygambere iman, temel iman esaslarının başında gelir. Bu nedenle Peygamber, dinin temelidir. O, Allah'ın dinini olduğu gibi bize ulaştıran, bize anlatan ve nasıl yaşanacağını bize hayatıyla gösteren kimsedir. Dinin müşahhas görüntüsü, Kur'ân'ın müheykel şeklidir Peygamber. Peygamberi anlamak, dini doğru anlamakla mümkündür. Bu ise, dini kaynaklarından öğrenmekle olacaktır.Bugün toplumumuzda eksik ve yanlış din anlayışlarının bir uzantısı olarak farklı Peygamber anlayışlarına rastlamak mümkündür. Şöyle ki; insanüstü bir varlık haline getirilerek, hayatı bizler tarafından yaşanılamaz bir ütopyaya dönüştürülen peygamber anlayışı yanlış ve sakattır. Bu anlayış peygamberi uçurup buharlaştırmış ve onun hayatını ütopya haline dönüştürmüştür. Sonuçta, 'O peygamberdi, öyle yaşamak zorundaydı, biz onun gibi olamayız, onun yaptıklarını yapamayız' gibi anlamsız savunma mekanizmaları geliştirilmiştir.Peygamberi sıradan bir insanmış gibi gören, onu bir postacı seviyesine düşüren ve onu devre dışı bırakan peygamber anlayışı da yanlış ve sakattır. Buna göre, Peygamber tıpkı bir postacı gibi, Allah'tan aldığı ilâhî mesajı insanlara ulaştırmış ve onun işi bitmiştir. O'nu tanımaya, onu anlamaya, onu izlemeye gerek yoktur. Hz. Peygamber yirmi üç yıllık peygamberlik hayatında sanki hiç konuşmamış gibi, onun sözleri etrafında tereddüt ve şüphe uyandıran bu anlayış da peygamberi basite indiren yanlış bir anlayıştır. Bir de parçacı peygamber anlayışı vardır. Bu anlayışta olan bir grup insana göre, Peygamber sadece iyi bir âbid ve zâhiddir. Gece ibadeti olan, dilinden tesbih, dua ve zikir düşmeyen bir kul. Bir başka gruba göre ise Peygamber, sadece iyi bir aile reisi ve örnek bir babadır. O, aile bireylerine karşı bir ahlak abidesi olan kimsedir. Bir diğer gruba göre ise Peygamber, elinde kılıç sürekli savaşan bir savaş peygamberidir. Bir başka grup ise onun hep siyasî kişiliğini ön plana çıkarır. Bir başkası ise, onun hep hoşgörü ve müsamaha yönünü öne çıkarır. Bu anlayışların hepsi eksik anlayışlardır. Bunlar, Peygamberin bir yada birkaç yönünü öne çıkarıp bayraklaştıran parçacı yaklaşımlardır.Doğru peygamber anlayışı ise, peygamberi bizim gibi bir insan gören, ama onu sıradan bir insan seviyesine düşürmeyen anlayıştır. Onu bütün yönleriyle tanıyıp kabul eden ve her bakımdan onu örnek alan yaklaşımdır. Evet peygamber bizim gibi bir insandır. Bize, bizim aramızdan seçilip gönderilmiş bir insan. Ama o kendisine vahyedilen, Yüce Allah ile iletişim kuran bir insandır. O bir beşerdir, ama sıradan herhangi bir beşer değildir. Tıpkı taşlar içerisindeki yakut taşı gibi, değerli, kıymetli ve seçkin bir beşerdir. De ki: Ben de sizin gibi bir insanım. Şu kadar var ki bana, ilahınızın sadece bir tek ilah olduğu vahyediliyor. (18/110) O, Allah'ın en seçkin kulu ve son peygamberidir. Fizikî, aklî, ahlakî tüm güzellikler onda toplanmıştır. O, çok yönlü bir insandır. O, peygamber olmadan önce de seçkin bir ahlaka sahipti, Peygamber olduktan sonra da mükemmel bir hayatın adamı olmuştur. Peygamberliğin ilk yıllarında inen bir ayette "Doğrusu sen büyük bir ahlak üzeresin" (68/4) buyurularak bu gerçeğe vurgu yapılmıştır. Zaten peygamberimiz de "Ben ahlakî güzellik ve erdemleri tamamlamak üzere gönderildim" buyurmuştur. İnsanlık sevdalısı o insan, insanlığı çağırdığı hayatı en güzel şekilde önce kendi yaşamış ve bu konuda en güzel örnekler sunmuştur. "And olsun ki, Allah'a ve ahirete kavuşmayı uman ve Allah'ı çokça anan kimseler için, sizin için Allah'ın Rasülü en güzel örnektir." (33/21) O halde kutlu doğum ayında Peygamber anlayışımızı gözden geçirelim, bu konudaki yanlışlarımızı düzeltelim, eksikliklerimizi tamamlayalım, daha fazla peygambere benzemeye ve ona yaraşır ümmet olmaya gayret edelim. Bu vesile ile hayatımıza onun hayatından yeni bir şeyler girsin, o güzelim sözleri (hadisleri) ve ideal yaşayışı (sünneti) ile hayatımızın bütün yönlerine misafir olsun. Hayata bakış açımız, sabah yataktan kalkışımız, sofraya oturuşumuz, olayları değerlendirişimiz, evimizde ve işyerimizdeki davranışlarımız, insanlarla ilişkilerimiz, duygularımız ve düşüncelerimiz hep ona benzesin, bizi o yönlendirsin. Salat, selam, sevgi ve saygılar O'na ve O'nun yolunda olanlara olsun.