Selman S. Akyüz
Pozisyonsuz galibiyet
Kartalspor karşısında beklenmedik bir yenilgi alan Konyaspor, Osman Özköylü ile toparlanmaya çalışan Denizlispor karşısına her zamanki on biriyle çıktı. “Zaten başka şansı da yok” dediğinizi duyar gibiyim. Marcin Robak dışında ben de katılıyorum bu görüşe.
Osman Özdemir’in adaşını hafife almadan, kazanmak için sabırlı oynamaya dayanan bir taktik hazırladığı çok belliydi. Rakibin Gohou ve Emin ile dikine toplar atarak kalesine gelmesini önlemek için özel tedbir aldığı belliydi. Kadrosunda Ragıp Başdağ, Eser Yağmur ve Fatih Yiğen gibi tecrübeli isimlerin de bulunduğu Denizlispor da, alt sıralardan kurtulmak için puan almak istiyordu. Fakat onların da, ilk 30 dakikalık bölümde, ligde kendilerinin hayli üzerinde bulunan ve maçın favorisi olan Konyaspor’u kızdırmak istemediği anlaşılıyordu.
Ancak ilk yarının sonlarına doğru Denizlispor biraz daha cesur oynamaya başladı. Çünkü Konyaspor, bulduğu tek pozisyonu Robak’ın beceriksizliği nedeniyle gole çeviremeyince gardını biraz düşürdü.
İkinci yarı ise bambaşka bir maç izledik. Sanki iki teknik direktör de, soyunma odasında futbolcularını “Görmüyor musunuz? Adamlarda bir şey yok. Biz bunları yeneriz” diyerek motive etmişlerdi. Ama Denizlispor daha da kendine güvenen ataklar yapmaya başladı. Konyaspor’un oyunu rakip sahaya yıkamadığı her dakika Denizlispor’un kazanma arzusu artacak diye düşünüyordum ki, Marcin Robak’ın en direk serbest vuruştan füzesi geldi. Yaptığı tek iyi iş topa sert vurmak olan Robak, güzel bir gol attı. Ama 5 dakika sonra maç yine eski haline döndü. Konyaspor gibi zor gol atan bir takımdan defansa çekilmesini beklemek dahası istemek son derece doğal. Çünkü böyle takımlar için skoru korumak maç kazanmanın en güvenilir yolu. Fakat onlar hem rakibi önde karşılayarak skoru korudu hem de aklı başında ataklar yaptı. Bu sayede farkı açma şansını diri tutarken son 10 dakikaya kadar da rakibin tüm hatlarıyla yüklenememesini önledi. Ama 89. dakikada öyle bir pozisyon oldu ki, Gohou’un kale sahası içinde güçlü fiziğini kullandıktan sonra kaleye gönderdiği şut direğin hemen yanından dışarı çıktı ama Atatürk Stadyumu’ndaki yaklaşık 7 bin kişinin uzun bir “ooh” sesi duyuldu.
Bu takımı bugünlere getiren Osman Özdemir’e tek bir eleştiri var. Süre doldurmak için bile değişiklik yapmaması. Ben de “o kadar kusur kadı kızında da olur” diyorum. Konyaspor’u bu maçta hem taktik hem de mücadele açısından bir süper lig takımı gibi gördüm. Rakibin futbolu da maçın kalitesini arttırdı. Ligin kalan 10 haftasında çok büyük sürprizler olacağını sanmıyorum. Konyaspor’un ilk iki içinden süper lige çıkması, Yunanistan’ın sadece savunma yapıp çok az gol atarak Avrupa şampiyonu olması gibi bir sürpriz olur. İlk altıyı bilemiyorum. Kimse bilemez.