İSTANBUL (AA) - HALİL İBRAHİM BAŞER - Dünya genelinde yaklaşık 13 milyon, Türkiye'de ise 150 bin prematüre çocuk annesi, her yıl olduğu gibi bu yıl da normal doğum yapan annelerden bir hafta önce Anneler Günü heyecanını yaşıyor.

Anneler Günü, dünyanın her yerinde mayısın ikinci pazar gününde kutlanıyor. Bu yıl da Anneler Günü 14 Mayıs'a denk geliyor.

Ancak tüm anneler, günlerini aynı tarihte kutlamıyor. Erken doğum yaparak prematüre çocuk dünyaya getiren anneler, her yıl olduğu gibi bu yıl da Anneler Günü'nden bir hafta önce "Erken Anneler Günü"nü kutlamaya hazırlanıyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Yeni Doğan Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 37. gebelik haftasını tamamlamadan doğan bebeğe, prematüre dendiğini söyledi.

Bu bebeklerin sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Koç, Türkiye'de her yıl yaklaşık 10 bebekten birinin erken doğduğunu söyledi.

Prematüre doğum ve düşük doğum ağırlığının, dünya genelinde bebek ölümlerinin başlıca nedeni olduğunu belirten Koç, "Bu minik kahramanların hayata tutunabilmesi için doğum anından itibaren uygulanacak ve taburcu olduktan sonra bile devam edecek takip ve tedavi, bebeklerin fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Koç, prematüre bebeklerin, dünyaya geldikleri ilk andan itibaren özenli bir şekilde tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Özenli ve kaliteli bakımla prematüre doğan bebekler de hayata zamanında doğan bebekler gibi sıkı sıkıya tutunabiliyor. Tedavi ve taburcu sonrası düzenli kontrollerinin yeni doğan uzmanı doktorlar tarafından yapılması, prematüre bebekler için büyük önem taşıyor. Sağlık hizmeti bir ekip işidir. Aceleci bebeklerimize uyguladığımız tedaviler hata kaldırmaz. Yeni doğan alanında çalışan her personelin bu konuda detaylı bilgiye sahip olması gerekli."

- "Anne sütü hayati önemde"

Koç, söz konusu bebeklerin, organlarının gelişimi tamamlanmadan dünyaya geldikleri için bütün sistemlere ait problemler yaşayabileceğinin altını çizdi.

Bebek ne kadar erken doğmuşsa ya da vücut ağırlığı ne kadar düşükse karşılaşılan problemlerin de o kadar çok ve ağır olacağını dile getiren Koç, şöyle devam etti:

"Solunum problemleri, beslenmede güçlük, enfeksiyonlara yatkınlık, daha ileri dönemde yürüme, dengede durma, emekleme gibi motor becerileri ve öğrenme yeteneklerinde gecikme gibi konularda zamanında doğan bebeklere kıyasla daha fazla sorunlarla karşılaşabiliyorlar. Prematüre bebeklerin zihinsel engeller, kronik akciğer hastalığı, görme ve işitme kaybı da dahil hem kısa hem de uzun dönemli sağlık sorunları ile karşı karşıya kalma durumu normal doğan bebeklere göre ne yazık ki daha fazla. Taburcu olduktan sonra bile enfeksiyon ve tekrar hastaneye yatma oranları zamanında doğan bebeklere göre daha yüksek. Prematüre olarak doğmuş bebekler, normal zamanda doğmuş bebeklere göre RSV bulaşmasına daha yatkınlar ve bunu yenmekte daha çok zorlanırlar. Ayrıca bağışıklık sistemlerinin de az gelişmiş olması bebeklerin RSV virüsüne yakalanması riskini artırır."

Prof. Dr. Esin Koç, bu tür durumlarda annenin psikolojisinin, bebeğin iyileşme sürecini etkilediğini vurguladı. Annelerin süreci sabırla takip etmeleri gerektiğini belirten Koç, şunları kaydetti:

"Bebek solunum cihazına bağlı bile olsa, annesiyle buluştuğunda solunumunun daha düzenli hale geldiğini gösteren çalışmalar var. Annelerin bebeklerine iyi geldiğini görüyoruz. Doktorun uygun görmesi durumunda anneyle bebeği buluşturmak tedavide avantaj sağlıyor. Erken doğum ve strese bağlı geciken anne sütü, annenin bebeğiyle buluşması ve kendini daha iyi hissetmesiyle gelmeye başlıyor. Prematüre bebekler için anne sütü çok önemli. Bu nedenle hem doktor hem anne bu konuda gayretli olmalı, doğum anından itibaren düzenli olarak anne sütü sağılmalı ve mümkün olan en erken zamanda bebeğe verilmeye başlanmalıdır."

AA