Saçmaladım mı acaba?

Yıllar önce “Şehr-i Konya”da adamın biri günler boyu rüya görmeye çalışmış. Nitekim o gün için mümkün olmayan bazı şeylerin kısacık da olsa hazzını yaşamak hevesindeymiş. “Yerel mevkute dünyası” içindeki dostlarına kentin şurası benim olsa, bundan benim niye yok şeklinde kurduğu cümleler, bir süre sonra hayata bakış biçimi olmuş. Ama sessiz ve derinden yürüdüğü bu yolda gün gelmiş “tombala” hesabından mevkiler elde etmiş. Artık dünyanın merkezi gibi hissetmeye başlamış kendisini. Alan da veren de hep kendi kerametinden kaynaklanıyormuş. “Vay be ben neymişim” derken, çarpık sistem basamaklarını üçer beşer çıkarmış malum adamımız… Çıkarken ne sağına ne de soluna bakmaz olmuş. Kentin dört bir yanına ve çevre illere de açılmış. Bir zamanlar beraber gülüp beraber ağladığı insanlar, “dost” kavramından sıyrılmış; “bey” nitelendirmesine bürünmüş. Ve an gelmiş. Bu dostlarından birisi ekmeğe muhtaç olmuş. Dostlarından biri aracılığıyla bana yardım eder diyerek malum kişinin ayağına gitmiş, “mevkutesi”nde birkaç kelam bile yazmak istemiş. Ama, sonradan görme adam, yazdırmamış. Hatta, o adam “soyadınız neydi” diyerek önünde duran ve çöp tenekesine gitmeye mahkum küçük kağıtlara yazmış eski dostunun ismini. Diğer dostlarına da benzer yöntemlerle tavrını büyük bir pişkinlikle ve vicdani sorumluluk taşımadan ortaya koyar olmuş.Fakat bu işte bir gariplik varmış sanki...Adam acımasızlığına ve idealizmden uzak anlayışına rağmen “Şehr -i Konya”da yükselmeye devam etmiş. Kanaat önderleri arasına girmiş. Şimdilik en tepeye kadar çıkmış. Herkesi ondan örnek almaya çağırmış. Yani onun gibi acımasız, ruhsuz, günlük yaşayan ve tek amacı çok para kazanma sevdası olan insanlardan birisi gibi gözükmeye...Evet! Ne yapsınlar ki; yükselmenin adresi bu reçetede yazıyormuş.Üstelik reçeteye uymasan, o zaman hain, düşman, vebalı ve uzak durulması gereken kişi ilan edilmişin. “Akıllı düşünene kadar deli köprüyü geçermiş” hesabı, ortalıkta akıl namına bir şey kalmamış. İnşallah bir adam daha çıkar ortaya… Birilerine de “Yeter dur artık” der. Belki bir gün… Tabi... Deli damgasını hemen yemezse… İftira, yalan ve akla gelmez stratejiler uygulanmazsa.Ama adam söz konusu yolda, “Şehr-i Konya”ya hizmet yolunda her şeyi kaybetmeye hazır girmiş bu işe. Kendisi gibi düşünenleri bulmaya çalışırken hayli zorlanmış. Gün gelmiş isyan etmiş. Ve para ve koltuk denen şeyin araştırmasına girmiş. Neydi onları bu kadar değerli kılan acaba ?Dostluk, sevgi ve dürüstlük bir tarafa atılırken, yapılanların meali neydi ?Evet yazıyı doğru anlamak için iyi okuyun, çevirin bir daha, bir daha okuyun.Size de böyle bir soru soran olursa ve eğer biliyorsanız lütfen yardımcı olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.