Mustafa Yiğit
Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur
İnsanın vücut bütünlüğünü koruması her şeyden önce verilen emanete sahip çıkması anlamına gelir.
Ramazan ayı bu anlamda bizim için bir fırsattı…
Hem maddi hem de manevi anlamda bir fırsattı…
Yoksulluğun, ekmeğe muhtaç insanların halini düşünmek için fırsat olduğu gibi, bizim hayata dair müsrifliğimizi, ruhani açlığımızı da ortaya koyması bakımdan önemli bir fırsat…
Ayrıca 11 ay boyunca kimi zaman çok fazla yüklendiğimiz uzuvlarımıza bir dinlenme imkanı tanıdığı için bedenimize iyi davranmamız gerektiğine dair de büyük bir fırsat…
Son zamanlarda en önemli konulardan biri dengesiz beslenme, obezite ve bunun sonunda oluşan bedensel rahatsızlıkların kronik hastalıklara dönüşmesi…
Hem insanın kendi sağlığını koruyamaması hem de devletlerin sağlık bütçelerinin büyük bir oranda obeziteden kaynaklanan hastalıklara ayrılması gelecekte de en önemli gündemi oluşturacak görünmektedir.
Tabii ki bu yalnızca bir sağlık politikası meselesi değil…
Bedenimize iyi bakmalıyız.
Çünkü Allah’ın bize bahşettiği bu ruh bu bedene emanet edilmiş.
Ruh bedenden bağımsız bedenin dışında bir varlık değil.
Bedensel acılar, rahatsızlıklar ruhumuzda da onulmaz yaralara yol açabilmektedir.
Bu nedene Allah’ın mükemmel bir şekilde yarattığı ve ruhumuza giydirdiği bedenlerimize sahip çıkmalı, bunu bir vazife olarak görmeliyiz.
Bunun için uykumuza, yememize, içmemize, çalışma tempomuza dikkat etmeliyiz..
Sadece yeme içmeyle bu hallolmuyor tabii…
En önemli eksikliğimiz maalesef spor…
Spor yapmayı pek sevmiyoruz, spor alışkanlığımız neredeyse hiç yok.
Oysa ki müzik nasıl ruhun gıdasıysa, spor da beden sağlığımız için o derecede mühim ve gerekli…
Gittikçe hantallaşan bir beden, ruhen de hantallaşmamıza yol açmakta, yaşama sevincimizi adım adım yok etmekte, dünyaya mutsuz bir şekilde bakmamıza sebebiyet vermektedir.
Dinç bedenler ve incelmiş ruhlar madden ve manen sağlıklı toplumları meydana getirir..
Bu nedenle Avrupa seyahatlerimde gördüğüm, her kabada bir yüzme havuzu birkaç spor tesisi, bu konuda yoksulluğun dibindeki ülkem adına beni oldukça mutsuz etmişti…
Çünkü yalnızca büyük illerimizde görebildiğimiz bu sportif tesisleşme Avrupa’nın küçük kasabalarında bile mevcutken büyük sportif başarılardan söz etmemizde mümkün görülmemektedir.
Son zamanlarda spor tesislerine yapılan yatırımlara daha fazlalarını eklemek durumundayız, yoksa toplumumuz gittikçe sağlığını yani geleceğini kaybetmeye mahkum olacaktır.
Bu Türkiye ölçeğinde kaçınılmaz olduğu gibi Konya’mızda da böyledir. O yüzden sportif tesisleşme hiç durmadan, hız kesmeden devam etmeli, spora ve sporcuya dev yatırımlar yapılmalı, iktidar muhalefet demeden buna sahip çıkılmalıdır.
MHP Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı’nın mailime düşen basın açıklaması bu açıdan sevindirici bir gelişme.
İktidar muhalefet demeden insanımız için yapılan her türlü güzelliğin altına hep beraber imza atmamız gerektiğine güzel bir örnek.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı bu basın açıklamasında 29.11.2012 günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçe görüşmelerinde Bozkır Kapalı Spor Salonunun bakım onarım ihtiyacı olduğunu gündeme getirdiğini belirtmiş, bunun üzerine bakım ve onarım işinin, Spor-Toto Teşkilat Başkanlığının sponsorluğunda yaptırılması için görüşmeler yapılması ve girişimlerde bulunulması ile nihayet gerekli yazışma ve işlemler tamamlanarak 454 milyar lira’nın Bozkır Belediyesine aktarıldığını dile getirmiş. Basın açıklamasında sayın Kalaycının, “Bozkır Kapalı Spor Salonu ile ilgili ödeneğin çıkmasında gayretleri olan; Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a, bu konuda yoğun çaba sarfeden başta değerli hemşehrimiz Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’a, Spor-Toto Teşkilat Başkanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na, Konya Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer Ersöz’e Bozkırlılar adına teşekkür ediyorum.” Şeklindeki sözleri ise bir hizmetin iktidar muhalefet demeden nasıl hep birlikte milletin yararına ortaya konacağının en güzel örneğini teşkil etmektedir.
Biz de buradan sayın Mustafa Kalaycı başta olmak üzere, Bozkır’a böylesine bir yatırımın yapılmasında gayreti olan, adı geçen bürokrat ve siyaset adamlarına teşekkür diyoruz. Bu yatırımların sadece Bozkır’da değil tüm Konya ilçelerinde ve Türkiye’de yaygınlaşması için bizlerin de medya olarak elimizden gelen her türlü katkıyı yapmalıyız.
Güçlü toplum yapıları, bedenen ve ruhen güçlü fertlerden oluşur, bunu aklımızdan çıkarmamalıyız…
Son olarak atalarımıza dönelim ve onların şu sözüne tekrar kulak verelim: Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur…
NOT: İki haftalık süreyle yazılarıma ara vereceğim için şimdiden tüm Konyalı hemşehrilerimin mübarek Ramazan Bayramını kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum…