Sağlıkta tasarruf mu?..

Türk işi sağlıkta özelleştirme bitti, devlet sağlıkta tasarruf etmeye başladı. Nasrettin Hoca’nın türbesinden farksız tedbirlerle nereye ulaşmaya çalıştığını anlamak zor. Tabii bu kararlar sadece Maliye’nin veya Sağlık Bakanlığı’nın inisiyatifi ile alınan kararlar değil. Hükümetin aleni ortağı IMF bu konuda söz sahibi. Sağlıkta tasarruf dedi, uygulandı… Asgari ücret fazla, indirin diyor. Belki o da uygulanacak. Bütün bu yanlışlara rağmen, tasarruf genelgesinin doğru bulduğum tarafları da var.

Öncelikle MR ve tomografide uygulanan tedbirleri hoş buluyor ve destekliyorum. Gerekli, gereksiz herkes her gün tomografi çektiriyor. Çoğunda da sonuç normal inceleme. Tomografi gereken hasta sayısı sınırlı olmasına rağmen bu kadar tomografi çekimi fazla idi, istismar ediliyordu. İyi oldu.

İyi oldu da alınan karar vur denince öldür cinsinden. Her tahlil tomografi değil ki. Son derece gerekli bir takım tahliller, mesela üre gibi, hormonlar gibi tahliller ücrete tabi. Burada biraz aşırıya gidilmiş. Bu karardan dönmek lazım, hem de acilen. Yoksa alınan tedbirlerin haklı olan kısımları bile giderek tepki almaya başlayacak.

Bu arada Maliye Bakanlığı olayın şoku atlatılmadan yeni bir karar açıkladı. Maliye Bakanlığı maliyet dezavantajı getirdiği iddiasıyla 119 kalem ilaçta ödemeyi durdurdu. Eczacılar Odası bu "sözde tasarruf"la, tasarruftan çok ilaçların eczane dışında, özellikle büyük marketlerde satışına zemin hazırlanmasını amaçladığını söylüyor. Bunun eczacılığı bitirmek anlamına geldiğini kaydeden Oda başkanı, "İnsan sağlığının hiçe sayıldığı bu uygulama ile vatandaş ilacı nasıl kullandığını bilemeyecek. Ortaya çıkacak ciddi yan etkileri belirlenemeyecek" diyor.

Ayrıca TEİS Genel Sekreteri Mehmet Saydan ise söz konusu 119 kalem ilacı üreten firmaların duruma itiraz etmemelerinin "düşündürücü" olduğunu söyledi. Saydan, bu nedenle tasarruftaki asıl amacın "Tezgah Üstü Satış"a yönelik olduğunu belirtirken, "İtiraz etmiyorlar çünkü daha geniş bir pazarda ilaçlarını satışa sunacaklar" dedi. Saydan, 119 kalem ilaçta tasarruf sağlamayı hedefleyen tebliğin 500 bin YTL’lik kazanç sağlayacağını söylerken, devletin eczacıdan aldığı binde 7.5'lik damga vergisiyle dahi, bu tebliğle öngörülen tasarruftan fazlasını kazandığını bildirdi. Demek ki amaç tasarruf değil. Peki nedir o zaman..

Perde arkasında önem arz eden cümle. Tezgah Üstü Satış’ tır. Çünkü bu cümle ile birileri bu tebliğden dolayı büyük paralar kazanacak. Gerçekten aşk olsun bu AKP ye. Yolsuzluğu bile öyle bir ambalajda sunuyor ki bazen arka planını bildiğim bir çok olayda ben bile haksızlık mı ediyorum diye düşünüyorum. Gelelim arka planda dönen dolaplara...

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül'ün "Zincir Eczaneler" açılması için verdiği yasa teklifinin 2. ve 3. maddeleri nedense basına yeterince yansımadı. Tartışılmadı. Ama süpürgesiyle ünlü danışmanımız ve ortakları hemen harekete geçtiler. Cüneyt Zapsu ve kardeşleri (ve tabii ki adı kayıt dışı tutulan diğer ortaklar!) tarafından kurulan ve Amerikan AIG Şirketi’nin ortak olduğu ve ucu Suudi sermayesi ile çok uluslu büyük ilaç sermayesine ve kozmetik sanayisine dayanan "FOR YOU" şirketi ve bu şirketin açtığı “DRUGSTORE” isimli marketlere bu yeni piyasanın peşkeş çekileceğini anlaşılıyor. Zapsu’lar önce şirketlerini kurdu, gerekli dış bağlantılar oluşturuldu, belirli sayıda mağaza açtı. Ve beklediler.

Olayda bir başka gelişme daha var. BİM mağazalarını açıp bütün ülkeye yaydıktan sonra her halde çok kar edemediği için satan Zapsu ailesi ilaç ve kozmetik satışından daha fazlasını bekliyor olacak ki Drugstore mağazaları zincirini kurmaya karar verdiler. Artık reçetesiz ilaç alma devri başlayacak ve Drugstore sahipleri sırtımızdan para kazanamaya başlayacaklar. Allah’tan hayırlısı.

Mikrokredinin mucidi Aziz Akgül'ün de bunun tutmadığını anlayıp, artık "makro" düşünmeye başladığı anlaşılıyor. Yasa teklifini okuduğunuzda 2. ve 3. maddelerin aynı uygulamayı diğer alanlara da genişlettiği, yani Veteriner ve Diş Hekimi olmayanların da şirketler kurup bu hizmetleri zincirler halinde satabilmelerinin önünü açtığını görüyoruz. Yakında ortakları arasında veteriner ve diş hekimi olmayan şirketler kurulur ve faaliyete geçerse şaşmamak gerekir. Şimdilik sessiz kalan bu meslek grubuna dikkatli olmalarını öneririm.

 

Not:

Attığı kafa ile yüreğimi soğutan Zidane’a teşekkür ediyorum. Onu Cezayir asıllı ve Müslüman olduğu için aşağılayan İtalyan’a bundan daha iyi bir cevap verilemezdi.

Hem Lübnan’da, hem de Filistin’de Müslüman kanı döken İsrail’e lanet ediyor ve dökmeye çalıştığı Müslüman kanı ve yaratmaya çabaladığı Kabala felsefesini doğrulama çabalarının sonuçsuz kalması için de Rabbime dua ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.