Fahri Kubilay
Şakir Cırık ve doğadan doğallığa uzanan eller…
Az reyting alan muhafazakâr televizyon kanallarında son derece başarılı! Bir şekilde yapılan reklam ile reçel fiyatına bal satılan bir ülkede o balın orijinalini insan eli değmeden arıların kendilerinin yaptığı o güzel nimeti çekmek için değerli dostum Hüseyin Bostancı ile yola çıkmıştık.
Sadece telefonla irtibat kurduğumuz Ortakaörenli Şakir Cırık amca bizi yaylanın girişinde Anadolu’nun o sıcak misafirperverliği ile karşıladı. Hiç beklemeden 1700 metre yükseklikteki arılar ile buluşmak için yaya olarak devam ettik. Yürürken kafamızdaki soruları sormadan Şakir amca anlatmaya başlamıştı;
“Yaklaşık 1700 metre yükseklikteki yaylalardan bu balları çıkarıyorum. Babamdan öğrendiğim şekliyle bu bölgede 20 tane kovuktan bu şekilde bal üreten tek kişi benim.. Kendisi için bir tutku haline gelen arıcılık ile doğal taş kovuklarını ilk baharda Bal yapımı için hazırladıktan sonra arıların giriş yerlerinin üstüne katran reçinesini sürüyorum ilk baharda oğul arılar bu kovukları bulup yerleşiyorlar. Ben sürekli olarak kovukları takip ediyorum diyerek ekliyor.
Sonbaharda ise Şakir Cırık eşi ile birlikte giderek kayalardaki tamamen doğal olarak oluşan balı alırken o kovuklardaki arıları da kendi yaptığı yaylada bulunan fenni kovanlara katarak hiçbir zarar vermeden diğer kovanlarının yanına taşıyormuş.
Yüzde yüz doğal olan bal için özel müşterilerinin olduğunu ekliyor. En başta şeker hastaları, Öksürüğü olanlar, akciğer hastaları, astım ve bronşit hastalıkları, büyüme ve gelişmeyen çocuk sahibi olanlar, halsizlik yaşayanlar alıyorlarmış.
Atalarının her sabah bu baldan bir çorba kaşığı yiyerek doktora gitmeden sağlıklı yaşam sürdüğüne şahit olduğunu da dile getiriyor.
Hiç bir katkı maddesi olmayan bu balın kilosunu 125.00 TL den isteyenlere sattığını, ve bu balı bir tadanlar zaten böyle bir balı ilk defa yediklerini söyleyerek hemen alıyorlarmış. Bu balın her şeyinin doğal olduğunu; peteğini dahi arıların yaptıklarını, yerleşim yerlerinden fabrikalardan uzak ve 1700 metre yükseklikte yaylada hiçbir kimyasal madde olmayan çiçeklerden toplayarak bal oluşumunu tamamlıyorlarmış.
Şakir emmi bu bölgede sadece bal üretmiyor… doğa ile barışık Anadolu’nun üretken ve memleketini vatanını seven çevreye karşı duyarlı bir insan olduğuna şahit oluyoruz.
Balı aldıktan sonra Anadolu’nun misafirperverliği ile bizi evine davet eden ve Meryem yengemin hazırladığı yemeklerin üzerine bize kara kovan balından ikram ediyor. Hayatımda ilk defa yediğim tarifini yapamayacağım eşsiz bir nimet olan o baldan doyasıya yiyoruz. Sohbetimiz devam ediyor Şakir emmi bitki türleri hakkında son derece bilgili ve doğaya karşı duyarlı bir Anadolu insanı, nesli tükenen bitkileri başka bölgelerden getirip o bölgede tekrar çoğalması için çalışma yapan 1700 metre yükseklikte o dağda özel idareden kiraladığı araziye lavanta ekimi yapması çantasında devamlı badem , ceviz v.b. tohumları taşıyarak uygun bulduğu yerlere ekmesi doğaya zarar veren yanlış yapan kim olursa olsun onlara karşı verdiği mücadele ile örnek bir davranış örnek ve üretken bir insan.
Rant için her şeyin mubaha görüldüğü ve para kazanmak için her şeyin sahtesini yapıldığı bir dünyada çevreye karşı duyarlı üretken ve kendisi ile doğa ile barışık güzel insanların olması bizi son derece mutlu etti diyebiliriz.
Şakir amcam gibi insanların sayıları artsın ki bu ülkenin güzellikleri yaşasın ve nesilden nesile ulaşsın…