M. Ali Köseoğlu
Şeb-i Arus’un ardından
Şöyle ya da böyle…
Kimi zaman ‘biletler yetmedi’ dense de…
Kimi zaman ‘salonda boş yerler vardı’ diye dertlenilse de bir Şeb-i Arus’u daha geride bıraktık.
Cumartesi akşamı, Şeb-i Arus öncesi Vali Aydın Nezih Doğan’ın artık gelenekselleşen ev sahipliğindeki akşam yemeği, hemen hemen bir Konya buluşması anlamı da taşıyordu…
Şehit ailelerinden, sivil toplum temsilcilerine…
Daire Müdürlerine kadar tam bir buluşma…
Üstelik bu yemekte Ürdün Başbakanı Awn Khasawneh (Avn El Hasavne) de vardı…
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da yemeğin aktörlerindendi…
***
Yemek faslı sona erdikten sonra, Ürdün Başbakanı Hasavne’nin eşinin rahatsızlanması süreci salonda son derece soğukkanlı şekilde yönetildi…
Hasavne’nin eşine ilk müdahaleyi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun doktor eşi Sare Davutoğlu yaptı.
Hanımefendiyi sandalyeleri birleştirerek üzerine yatırdılar; bu esnada Başbakan Hasavne’nin, eşinin elini bırakmaması da farklı bir ayrıntıydı…
Daha sonra salona gelen 112 ekipleri de gerekli müdahaleyi tam da gerektiği gibi gerçekleştirdiler.
Vali Aydın Nezih Doğan’ın ve İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci’nin oldukça sağduyulu hareketleriyle, olay kargaşaya mahal verilmeden hayırlı bir şekilde atlatıldı.
***
Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa Özdemir, Aydınlar Ocağı Başkanı Mustafa Güçlü, İHA Bölge Müdürü Kenan Arvas, Hakimiyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Tapu, gazetemiz yazarı Mustafa Durdu, Manşet Gazetesi’nden Uğur Altun ve yazar Melahat Ürkmez’le birlikteydik davette…
Ana yemeğin ‘Fırın Kebabı’ olması hasebiyle Vali Bey’in daha önceki ‘Konya yemekleri tercih edilse’ babındaki eleştirileri dikkate aldığından söz ettik…
Tabi, kebabın Konya’da bilinen adresleriyle, Dedeman’daki versiyonu arasında bir hayli biçim ve lezzet farkı olduğundan da…
Tam bu esnada Mustafa Güçlü, güzel bir fıkrayla taşı gediğine koydu…
***
Hadiselere sürekli eleştirel gözlükle bakan gazeteci Ahmet Efendi varmış…
Ne yapsalar, eleştirisinden nasiplerini alıyorlarmış…
Bir gün, “Güzel bir ziyafet verelim, Ahmet Efendiyi de çağıralım, bakalım yine eleştireceği bir şey olacak mı” demişler…
Gazeteci Ahmet Efendi’yi de davet etmişler…
Olağanüstü güzellikte yemekler, ikramlar…
Her bir yemek gelişinde ahali anlaşmış gibi, “çok güzel, çok nefis” diye cümleler kuruyor.
Fakat bizim Ahmet Efendi de ‘gık’ yok…
Baklavalar, şerbetler, çaylar, yemişler, meyveler…
Görülmemiş bir ikram sofrası. Herkes gayet memnun…
Gece ilerleyen saatlerde misafirler dağılırken pirinç esnafı olan ev sahibi, her bir misafirine 1’er kilo da pirinç ikram etmiş…
Gazeteci Ahmet Efendi’yle birlikte yürüyenlerden biri “E, Ahmet” demiş, “Ne diyorsun?”
Ahmet Efendi bir süre düşündükten sonra şöyle cevap vermiş:
-Ne malum herkese 1’er kilo pirinç verdiği, doğru tarttı mı bakalım!
***
E madem!
Eğirsini doğrusunu bir kenara bırakarak söyleyelim…
Konya’yı dünya gündemine taşıyan Şeb-i Arus etkinliklerinde çabası olan herkesi kutluyoruz…
Şekilden koparak manaya doğru akıp gideceğimiz zaman dilimlerine hizmet etmek nasipleri olsun… Hizmetleri makbul olsun!