“Misak-ı Millî”ye sahip çıkan ve Atatürk için “O bir mucizedir, ölümsüzdür.” diyen DTP Eş Başkanı Aysel Tuğluk meclise girmeye hak kazandı.

Gazetemizde “100 bin oy bekliyoruz.” diyen Mazlum-Der’in mustafi başkanı Ayhan Bilgen beklentilerine %10 düzeyinde bile karşılık bulamadı. Aldığım duyumlar doğruysa yine de –İstanbul’dan adaylığını koyan ama seçilemeyen bir diğer bağımsız aday Baskın Oran gibi o da “Yola devam!” diyormuş. 

Mehmet Ağar, partisinin barajı aşmasını sağlayacak bir oy alamayınca henüz kesin sonuçlar ilan edilmeden partisinin başkanlığından istifa etti. Darısı peşindeki dindar kitleyi Ağar’a destek vermeye teşvik eden Süleymancı ve Nurcuların Yeni Asya kolunun liderlerinin başına.

Halkın % 80’nin laiklik diye bir derdinin olmadığı ortaya çıktı.

Siyasetin, ordunun işi olmadığı net bir şekilde görüldü. Ordunun güvenilir olduğunu düşünen halk, siyasetin “orduya bırakılamayacak kadar” ciddi bir iş olduğunu gösterdi.

Türkan Saylan’ın yatağında oturup eline aynasını alıp saçlarını tarayarak camdan dışarıyı seyretme vaktinin geldiği anlaşıldı.

Erbakan’ın partideki iç işleyişe dinamizm getirmesi gençlere yolu açması gerektiği net bir şekilde ortaya çıktı.

“Saadet geliyor!” adlı grubun üyeleri AK Parti muhalifliği yapacağım diye internet kullanıcılarını adeta boğdu. Bırakın okumayı silmek bile mail adresi sahiplerine gına getirdi.

Deniz Baykal sakinleşti.

Tayyip Erdoğan başörtüsü yasağını kaldıramamasına ve bu seçimlerde çözeceğine dair vaatlerde de bulunmamasına rağmen daha fazla oy alabildi. Bu durum, “Bak! Milletin başörtüsü yasağı gibi bir gündemi yok!” zırvasını destekledi.

Başörtüsü yasağını protesto edenlere “Yarasalar!” diyen Mesut Yılmaz meclise girdi ama “muhayyel” de olsa bu yasağı kaldıracağın vaat eden Mehmet Ağar giremediği gibi Demokrat Parti başkanlığından da istifa etti.

Deniz Baykal, hedeflerinin doğru olduğuna inandıklarını ama politikalarını gözden geçireceklerini açıkladı. Bu, Demirel ile teşrik-i mesaiyi artıracağı anlamına gelebilir.