Benzer şekilde, tüm şehirlerin oluşturulmasında kullanılan temel yapı malzemeleri aynıdır. Buna rağmen her birinin kendilerine ait farklı karakter ve dilleri vardır. Taş, ahşap, kerpiç, çimento, demir gibi maddelerden oluşmasına rağmen bütün şehirler farklı şeyler anlatır. Hem de binlerce yazının, sözün anlatamayacağı netlikte kendilerini ifade ediverirler. Geleneğini, göreneğini, tarihini, kültürünü ve geçirdiği dönemleri size aktarırlar. Uzun ve zorlu yılların mealini yapıların yüzlerinden, çizgilerinden anlarsınız.                    

Şehirlerin dili olduğunu çok önceden fark etmiştim. Fakat Konya’yı görmem, şehirlerle ilgili başka bir özelliği ilk defa idrak etmemi sağladı. Bazı şehirlerin dilinin yanı sıra kalbinin de olduğunu anladım. Konya’nın kalbi olabildiğince güçlü atıyor, bağrına bastığı insanı içtenlikle sarıp sarmalıyordu. Eğer onun kalp atışlarını yakalayabilirseniz; dilinin söylediklerini yüreğinin tasdik ettiğini bilirsiniz.

Büyük bir imparatorluğa başkentlik yapmış ve farklı mozaiklerin kaynaştığı bir şehir olmuştur Konya. Üzerinde yaşanan acıları ve sevinçleri hissedebilirsiniz. Büyük bir zaman diliminde ne kadar çok uygarlığa, bilime, sanata, edebiyata ve kültüre ev sahipliği yaptığını anlarsınız. Çok uzun zamanlardan beri ev sahipliği yaptığı, her misafirden ayrı bir hatırayı bedeninde taşır. Hal diliyle anlatır ve kalbiyle hatıraların sahiplerini hasretle yad eder.

Dikkatle baktığınızda görürüsünüz; Konya şehri geçmiş zamanların hatıralarını, göğüslerine takılmış bir nişan gibi gururla taşımaktadır. Her bir eser ile kendinden biraz daha uzaklaşan günümüz toplumlarına dostane uyarılarda bulunmaktadır. Kalbi ve diliyle “Bakın üzerimde ne şaşalı, ne görkemli devirler ve ne babayiğit, ne güzelliği dillere destan insanlar gelip geçti. Onların hatıralarını sizin için bu günlere kadar omuzlarımda taşıdım. Hepiniz bir dönem içerisinde yaşayacak ve ömürlerinizi tamamlayacaksınız. O nedenle hayatta olduğunuz anın kıymetini bilin. İyilik ve güzelliğin muhteşemliğini çevrenizdeki bütün canlı ve cansız varlıklara hissettirin.” demektedir.

Evet, Konya’nın öylesine büyülü bir havası vardır ki, o hava, üzerinde hiçbir kötülüğü hatırlatacak eseri bu günlere taşımamıştır. Kendinizi onun eline bıraktığınızda ya harikulade manzaralarının içinde kaybolursunuz ya da geçmişi hatırlatan eserleri ile tarihe yolculuk yaparsınız. Kendini öğrencilerine bilgi vermeye adamış fedakâr bir öğretmendir o. Salt bilgi vermekle kalmayıp hissettiren, yaşatan ve sürekli iyiliği, güzelliği ifade etmeye çalışan bir öğretmen.