Sekülerizm Dini

Prof. Dr. Joseph P. Lawrence, “İnsanlık ‘hikmet’e muhtaç!” başlıklı yazısında, popülist kültürün, temellerini teşkil eden zihniyeti “Dünyevi Din” Olarak tanımlıyor ve kendini dünyaya nasıl gösterdiğini şöyle ifade ediyor: “Dünyevî din, özellikle Birleşik Devletler’ de, bir etikete bürünerek kendisini servet ve dünyevi başarının anahtarı olarak takdim eden kuvvetli bir güç olarak ortaya çıkmaktadır…” 

 İnsanımızın, bin türlü gayri milli akımların ardında fikri buhranlar geçirme pahasına peşinden sürüklendiği üç asırlık maceraya bakılacak olursa sonuç: bütün seküler kökenli ideolojilerin tek bir gaye etrafında birleştiğidir. Bir dönem şimalden esen rüzgarların yegane gayesi, mala, servete, alın teri ile dahi olsa biriktirilen sermayeye olan düşmanlıktı. Fakir ve işçi kesimine israfı, ölçüsüz eğlenceyi salık vererek: “bunlar senin de hakkın” deyip adeta safahat adına her yolu meşru göstermekti. Kapitalizm ise bu önceki zihniyetin zıddına sermayeyi putlaştırıyordu. Bu zihniyetin dini, araç olmaktan çıkarılan para, mabetleri, eğlence yuvaları, idi. İki sistem her ne kadar birbirinin zıddı gibi gözükse de birinin doğduğu yerde, öteki de “yuvalanma” ya başlıyordu. Ardından aynı kökenden gelen bu ideolojilerin toplumda doğurduğu infial ve peşi sıra gelen sapık öğretiler. Öbür taraftan aradığı devayı kendi özünde arayanlar ise metot itibariyle bu dış kaynaklı cereyanların takıldığı yere takılıp kalmışlardı. Beri taraftaki bu kişilerin en büyük yanlışı ise “mukabele-yi bil-misil” di. Oysa hakikate ancak hakikatin gösterdiği yol ile varılırdı. Her sahada başvurulan “mukabele-yi bil-misil” basit kabile mantığının, modernize olmuş şeklinden öte geçemiyordu. Nihayet, bir dönem itibariyle, çözüm üretemeyen milliyetçilik ve sloganlaştırılmış “siyasal İslamcılık”ın toplumcu düşünceleri ve hareketleri sonuçsuz kaldığı gibi, maalesef peşinde de pek çok sıkıntı bırakıp gitmişti.

Oysa yukarıda bahsi geçen dış kaynaklı ideolojiler, öz itibari ile ne kadar materyalist olsalar da nihayetinde birilerinin niyetine bağlı bir sa’yin ürünü idi. Beri taraf ise aceleci bir takım taklitten farksız ve çilesizdi. Sekülerizm dininin mü’minleri kadar samimi ve ferde yönelik “iğne ile kuyu kazma”lar, şeytanın karıştığı acelenin ve onun getirdiği ecelden beter faturaların çok fevkinde bir iş olsa gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.