Selam, daima kelamın öncesinde gelir. Kelamın haysiyeti selamla girişten başlar. Selam-sızların dem vurduğu bir diyardan hayır sedaları değil hayra ihanet tamtamları yükselir. Hayırdan hakkıyla medet ummak ancak selama dost olmakla mümkün olur. Selamsız mekanların sakinleri ne kadar bahtsız olduklarını selamlılar arasına girince fark ederler. Sokak sokak, adım adım beldeler arşınlanırsa selamla dostsuz kelamın itibardan uzaklığı görülür. Kutsalın dilinden selama selamet vasfı yüklenir,”Biz Allah içiniz ve sonunda ona dönüp gideceğiz.(Bakara,156) ” diyenlere selamın üstün sahibi “İşte böyleleri üzerine rablerinden selamlar,bereketler var,bir rahmet var.(Bakara,156)” diyerek cevap gönderir.

Selamın ezeli sahibi, selama edep getirirken varlığın zirvesine “Bir selamla selamlandığınızda ,onun daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık verin. (Nisa, 86)”  beyanını kulaklara fısıldar.Ne tatlı şey selamlaşma ameliyesi.Ağza selam sö-zü kadar kaç kelime yakışır. ”

İyice anlayıp dinleyin de size selam verene sen hakikatı onayla-mış değilsin demeyin…iyice araştırın,anlayıp dinleyin.(Nisa, 94)” diyerek selam ve anlam arasına köprü kuran ulu kudret, sosyal anarşinin kaldırılmasında ilk adım olarak selamı çıkarıyor. Selam basit bir yüz gördümlük ifadesi olsaydı sonsuzluk bahçesinin bir adı da “dar-üs selam” olmazdı.

Dar-üs selam’ın halkı orada birbirlerine  “selam” şeklinde iyi dileklerinde bulunacak-lardır.Selamın gerekçesini “Sen uzanan elleri tut,güzel davran.(Hicr,85)” mesajında aramayan selamı kavrayamaz.

Her söz selamla başlamalı.Söz başı selamla taçlanmalı. Kelimelerin kifayetsizleştiği durumlarda selamın engin şefkatine sığınılmalı.Selamsıza edep selamla verilmeli. Edebi edepsizlerden öğrenen Mevlana misali selamın albenisi selam fakirlerine hissettirilmeli. Bana da sela-met dileğinde bulunacak var mı ümidi taşıyan bir gönüle, seni de sonsuzluk  tecellisi evreni de kapsayacak selam gönlümdedir diyebilmek gerektir. O insanlara da  “İbrahim’e bir serinlik ol, bir selam ol.(Enbiya, 69)”  ilahi emrinin gereği kalbi sükunet, ruhi huzur ve dostane davran-ma selamla başlatılmalı.Yuhanna, “ Başlangıçta söz vardı. Söz tanrıyla birlikteydi ve söz tanrı idi.(Yuhanna İncili, I/1-2)” diye başlar. Logosu yücelten Yuhanna sözüne söz sultanının selamı ile girmeyerek kelamı değersizlikle başlatmıştır. Halbuki Efendiden yahut sultandan gelen me-saj selamla başlamalıydı. İncil, selamsız başladığından selametsizler üretti. Selamsızlık İncil’in çocuklarını tüketti ve hepsi vesselam oldu. Müslüman ümmet ,bilincini kaybettiği günden beri selamın değerinden habersizdir. Selama kıymetten uzaklaşanlar bir gün geldi selamet hasretine tutuldular; ancak “Basra harap oldu”  bir kere…

Değerli dostlar! Sizleri selamlayarak yazıya başlamak edebin gereğidir.

Dostundan selamı esirgeyen,destanlaşmış bir nübüvvet mirasının sevdalısı olamaz.

Sevdadan söz edende önce selamın tatlılığı, selametin hasreti bulunmalı. Hasret çekmekten uzak yüreklerde sıla tutkusunu görme tavrı budalalıktan öteye geçmez.Ben nebinin müjdesinde var olmak dileyen tevhid has-retlisiyim diyebilmek için tevhid sözlü,vahdet özlü,hakikat dilli kimseleri selamlamak hakika-ta gerçek değerini biçmektir. Peygamberi selamet çizgisini tutturan ilk nesilden kimileri karşı-laştıklarında “Andolsun zamana/gündüzün iki ucuna! İnsan tam bir hüsran içindedir.İnanıp hayır ve barışa dönük işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler ve sabrı tavsiye edenler bundan istisnadır.(Asr,1-3)” mesajlarını selam olarak karşılıklı okurlarmış. Selamın içeriğini barış, huzur, adalet, insaniyet temelinde göremeyen kimselere karanlık gecelerin barbar yarasaları benzetmesi yapsak herhalde yarasalar tarafından protesto ediliriz.Zira onlar bizler vazifelerimizin erleriyiz nidalarıyla bizleri utandırırlar.

Memleket Gazetesi’nin dostlarımla bu sütunda beni buluşturması ruhumu aziz kılmıştır. İİk yazımın dostlarıma selam olması bir iman ve vicdan borcudur. Kur’an mümini olarak i-man ettiğim hakikat beni selamet yollarında selim bir akılla ve selamlı bir lisanla yürümeye davet etmektedir. Son nefesime kadar bu tavsiyeyi yaşayabilmeyi, dostlarımla paylaşmayı sürdüreceğim. Selam üzerinize olsun.