Selçukya şiir akşamları ile ilgili daha önce, “Sarıkamış Harekâtı ve Selçukya Şiir Akşamları” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazımda Sarıkamış harekâtının yıldönümü vesilesi ile Selçukya şiir akşamlarında okunan Sarıkamış şiirlerinden söz etmiştim.

Bugün yine Selçukya şiir akşamları ile ilgili bir yazı yazmak geldi içimden. Zira her Pazartesi akşamı, birbirinden değerli çok sayıda şair kardeşlerimin katılımı ve harika şiirlerin seslendirilmesi, hepimize büyük bir mutluluk veriyor, aynı zamanda ilham kaynağımız oluyor.

Bundan böyle, bugüne kadar olduğu gibi yine Fatma Şeref Polat hanımefendinin yönetiminde ama Selçukya Kültür Sanat Derneği organizesi olarak devam edecek olan Selçukya şiir akşamları, her programında katılımcılara ayrı bir zevk, ayrı bir tat veriyor.

Arıların, her çiçeğin özünü emerek bal yaptığı gibi, biz de Selçukya şiir akşamlarında hem şiire doyuyoruz, hem gönül dünyamızı baldan daha tatlı olan manevi gıdalarla besliyoruz, hem de ruhumuza nakşettiğimiz o güzelim ballardan etkilenerek yeni ballar üretiyoruz.

Tüm şair dostlarımız, her Pazartesi akşamını adeta iple çekiyor. O akşamın tadına doyum olmuyor. Her programda şairler geçidi ile birlikte güzellikler geçidi oluyor orada…

Şunu da belirtmem gerekir ki, bir şairin buraya katılarak şiirini seslendirmesi çok güzel, çok hoş, bir o kadar da cesaret işi. Zira bu kadar kıymetli ve kaliteli şairin içinde çıkıp da bu da benim şiirim diyerek şiir okumak kolay değil elbette…

Şairler ve diğer katılımcılar okunan şiirleri dinliyor ama dinlerken de içinden bir not veriyor. İşte bu notun kırık olmaması için şiirin çok güzel olması gerekiyor. Selçukya şairlerinin şiirleri, eminim ki herkesten tam not alıyor. Ben  de Selçukya şairlerinin şiirlerini çok beğeniyor ve zevkle dinliyorum.

Bu şairlerimizden Ahmet Şener ile Hasan Ukdem’in kitapları daha önce tanıtılmıştı. Yine bu şairlerimizden 6 sının yer aldığı “Selçukya Şairleri – Şiirleri Antolojisi” adıyla bir kitap neşredilmiş, kitapta bu değerli şairlerimizin şiirlerine yer verilmişti.

Geçen Pazartesi akşamı da çok değerli şairemiz Saliha Değirmenci Yavaş hanımefendinin 4. Kitabı olan KERVANKIRAN’ın tanıtımı yapıldı. Saliha hanımın şiirleri gerçekten çok hoş, çok güzel… Okudukça insanın içini ısıtıyor, ruhunu dinlendiriyor, manevi duygularını pekiştiriyor.

Geceye katılan bütün şair dostlar onun şiirlerinden örnekler okudular. Hem şiirler, hem seslendirenler güzel olunca tabi insan zevkle dinliyor. Ben de önce Saliha hanımın AH GARİPLER şiirini, arkasından da o şiirden etkilenerek yazdığım GARİPLER şiirimi okudum.  

Bu şiirleri yazımın sonunda sizlerle de paylaşacağım ama önce Fatma Şeref Polat hanımefendiden de bahsetmem lâzım. “Selçukya Şiir Akşamları” Fatma hanımın gayreti, fedakârlığı ve yönetimi ile devam etmektedir. Bu güzellikler varsa onun sayesinde var. Bu sebeple kendisini tebrik ediyor ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Fatma hanım KON TV’ de benim hazırlayıp sunduğum HASBİHAL programıma konuk olmuş ve konuşmasının başında merhum babamla ilgili şunları söylemişti: “Yıllar önce Kilis'te kitapçılardan İslâm dinini anlatan bir kitap almak istedim. Kitapçı "Veyis Ersöz'ün şu kitabı var" dedi ve babanızın kitabını verdi. O kitaptan çok istifade ettim ama babanızı göremediğim, onun hayır duasını alamadığım için çok üzgünüm" demişti.

Babamın vefatından sonra Malatya'dan telefonla arayan bir kişi de başsağlığı diledikten sonra şöyle demişti: "Ben babanızın kitaplarını okuyarak İslâm yoluna dâhil oldum."  Vefatının ardından merhum babacığımla ilgili bunları duymak güzel olduğu kadar da duygu yüklü… Fatma hanım başta olmak üzere tüm şair dostlarımı hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.  

AH ! GARİPLER

Gündüz iş peşinde gecesi yoktur
Erkenden ışığı söner garibin
Karnı aç olsa da gözü hep toktur
Önüne bir perde iner garibin

Belki yıkık evde hasırda yatar
O ne söyler ise ellere batar
Derdini diyemez içine atar
Bağrında bir alev döner garibin

Zühre'm gariplerin çilesi dolmaz
Ekmeği olursa katığı olmaz
Elem yakasını bir türlü salmaz
Sancısı ölünce diner garibin

Saliha Değirmenci Yavaş

GARİPLER

Gariplerin halini soran var mıdır?
İnsanlar birbiri ile kardeş yar mıdır?
Zengin fakir ile kaynaşmış mıdır?
Bir selam ver, bir selam al garipten.

Kapılarını çalan hiç kimse yoktur,
Kalpleri mahzun, gönülleri buruktur,
Yalnızlık, bağırlarını delen bir oktur,
Bir nazar at, bir nazar al garipten.

Başları öne eğik, mahcup bir halde,
Yılların ezilmişliği var üzerlerinde,
Kendilerini anlatan yüz çizgilerinde,
Bir bakış var, bir bakış al garipten.

Başında kasket, cigarası elinde,
Yalnızlık türküsü söyler dilinde,
Ey garip dostları haydi gelin de,
Bir kelam ver, bir kelam al garipten.

Gariplerin derdi, çilesi bitmez,
Ahu eninleri, vahları dinmez,
Boyun eğer kadere, hiç isyan etmez,
Bir dua ver, bir dua al garipten.

Salih Sedat, ona derman verdiren,
Elemini, ızdırabını sona erdiren,
Acısını kederini yere serdiren,
Bir haber ver, bir haber al garipten.

Salih Sedat Ersöz