yazar-35
Serinleten şeyler
Bu yazın sıcakları gecelerimizi de vurdu. Eskiden en azından gecelerimiz serin olurdu. Sıcaklar, insanı uyuşturuyor, âdeta pelteleştiriyor; canlılığımızı azaltıyor, neşemizi pörsütüyor. Bu olumsuz ortam içinde yüreğimizi ferahlatan, bedenimizle birlikte ruhumuzu da serinleten şeylerin bulunması ne güzel. Bu güzellikler arasında Şaban hilâlini ve Türkiye Yazarlar Birliği Konya şubesinin etkinliklerini sayabilirim.
TYB Konya şubesinin bahçesinde geçen yaz Mehmet Âkif Ersoy’un Safahat’ı okunmuştu. Bu yaz da Necip Fazıl Kısakürek’in Çile’si okunuyor. Pazartesi ve Perşembe günleri ikindiden sonra Ulvi K. Dündar, şiirleri okuyor; Hasan Arslan da, üstadın hayatından, mücadelesinden çeşitli sahneleri, eserlerine dayanarak naklediyor. Ayrıca her programda farklı bir konuk, üstadın değişik cephelerine ışık tutan değerlendirmelerde bulunuyor.
Ümit Savaş Taşkesen’in düzenlediği “Çile okuyoruz”un 24 Ağustos 2006 Perşembe oturumuna katıldım. (Önce ‘oturum’ yerine ‘seans’ yazmıştım. Onu sildim ama bu silişi itiraf etmekten kendimi alamadım. Çünkü o gün orada bir tür ‘tıbbî terapi seansı’ yaşadığımı, yaşadığımızı hissettim.) Mehmet Harmancı’nın konuşması; gerek birey, gerek toplum olarak, konumlanışımız, istikametimiz ve yürüyüşümüz hakkında çok aydınlatıcı ve uyarıcı çakıntılar, işaretler içeriyordu.
TYB’nin Cumartesi etkinliği de, yıllık programda belirtilen İbrahim Dıvarcı ve arkadaşlarının yurt dışında bulunmaları nedeniyle, Çile okumasına ayrılmıştı. Cumartesi gününün konuğu hikâyeci yazarımız Hüzeyme Yeşim Koçak Hanımefendi idi. Bize Necip Fazıl Kısakürek hakkında yapılmış çeşitli değerlendirmeleri de derleyen çok özlü, duygulu, duyarlı bir konuşma yaptı. Sonra, üstadın bir konferansından bir bölüm dinledik. Cümlelerinin hemen hepsi, bugün de diri, geçerli ve etkileyici idi. Sanki yükümüzün ağırlığıyla orantılı olarak gücümüz de arttı.
28 Ağustos Pazartesi günü yapılacak oturuma Konya milletvekili Prof. Dr. Sami Güçlü Bey’in de konuşmacı olarak katılacağı bildirildi. Çile okumalarının çoğuna katılamamıştım. Bundan sonra kaçırmamam gerektiğini düşünüyorum.