Fahri Kubilay
Seydişehir bu ihmali konuşuyor
Gencecik bir fidanı Seydişehir toprağa verdi. Ölen kardeşimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabrı cemil diliyorum.
Olayı ajite ederek duygu sömürüsü yapmak niyetinde değilim. Elhamdülillah Müslüman'ız, kadere ve kazaya sonsuz imanımız var bunun da bilinmesini isteriz.
Seyyid Harun Camii’nde kılınan cenazede Seydişehir’in farklı okullarından 15–16 yaşında yüzlerce çocuğun Erkan’ın cenaze namazında gözyaşları içinde bulunması ve oradaki manzara Seydişehir’de birçok insanı etkilediğini düşünüyorum.
Şayet ortada bir ihmalden söz ediliyorsa biz de bu şehirde gazetecilik yaptığımızı iddia ediyorsak, bırakın gazeteciliği de, buna bir insan olarak göz yummamız mümkün değil.
Hiç kimse de yazılanları sağa sola çekmeden insani olarak değerlendirsin ona göre okusun veya hiç okumasın.
Olayı kısaca hatırlayalım isterseniz…
İddia şöyle:
"Pazar günü Seydişehir’in cazibe merkezi Kuğulu Park'a piknik yapmak için giden Erkan Kutlu (15) ve Hasan Çiçekçi (15) gezmek için Kuğulu parka yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki tepede bulunan Ferzine mağarasına çıkarlar.
Gençler kayalıkların üzerine çıktıkları sırada Erkan Kutlu’nun ayağı kayarak kayalıklardan aşağı düşer. Arkadaşının düştüğünü gören Hasan Çiçekçi de ona yardım etmek isterken bir anda panikleyince o da aynı yerden düşer.
Düşmenin etkisi ile ilk etapta bilinçlerini kaybetmeyen gençler çevrede bulunan vatandaşlara seslerini duyurabilmek için bağırmaya başlarlar. Gençlerin sesini duyarak çevreden yetişen vatandaşlar hemen 112’ye haber verirler.
Olay yerine gelen 112 doktoru görevli doktor merkezi arayarak ihbarı yapan telefon numarasını alarak bağlantı kurar. Telefon konuşmasının ardından ise yaralıların bir şeylerinin olmadığını sadece birinin kolunda şişme olduğunu diğer yaralının ise hiçbir şeyinin olmadığı hükmüne varır…
Sonra da doktor 112 ekibine yaralıların inmesinin en az 2 saat süreceğini söyleyerek hastaneye dönmelerini ve yaralıları kendi araçları ile getirmelerini söyler. Ekipteki arkadaşları ise olay yerinden ayrılmamaları gerektiğini, inecek olanlara müdahale etmeleri gerektiğini ısrarla söylemelerine rağmen doktorun söylediği söz o an orda olanları şok eder…
Söylediği sözler iddiaya göre şöyledir:'Benim tuvalete gitmem lazım!' Ekip arkadaşları ise hemen 100 metre ilerideki tuvaleti gösteriyorlar ama doktor ikinci şok eden cevabı veriyor 'Ben oraya gidemem hastanedekine gitmem lazım’ der. Ailesinin ve çevrede bulunanların yardımı ile ağaçlardan ve elbiselerden yapılan sedye benzeri bir şeyle o kadar yüksek yerden aşağıya indirilir. İndirirken bilinci açık olan ve konuşabilen Erkân aşağıya indirildikten sonra bir anda fenalaşır ve kalbi durur aşağıda ambulansın içinde müdahale edilir ama nafile…”
Konu yorum yapılamayacak kadar açık... Türkiye'de arama kurtarma çalışmalarının bu kadar geliştiği bir dönem de.
Kaldı ki olay yerinde arama kurtarmayı gerektirecek ciddi bir durumda yok. Sadece görevli 112 doktorunun yaralıların yanına yürüyerek çıkan diğer insanlar gibi görevlilerle birlikte ekipmanla çıkarak, yaralıya yukarıda müdahale etmesi ve tıbbi donanımla aşağıya indirilmesi.
Geçtiğimiz cumartesi çok sayıda ağır yaralının olduğu başka bir olayda yaralıları daha donanımlı hastanelere yetiştirmekte zorlanan Seydişehir’in 112 ekibine Konya'nın hava ambulansı ve Beyşehir'in 112’leri yardım etmek için nasıl seferber olduklarına bizzat şahit oldum.
Bir gün önce böyle bir olayda 112 çalışanlarının canhıraş bir şekilde olayı yönetirken, bir gün sonraki bu olayda bu şekilde olumsuzluğun yaşanılması yönetim anlayışından kaynaklandığı bir gerçektir yani bir insan faktörüdür. 16 yaşında gencecik bir fidanın hayatını kaybettiği olay Seydişehir kamuoyu vicdanını derinden yaralamıştır. Şimdi konuşulan tek şey ihmaldir.
Bu olayın ilçemize bu şekilde konuşulmasına sebep olanlara insan olarak bir soru sormak hakkımız değil mi?
Dr. Bey acaba, aynı pozisyonda sizin çocuğunuz olsaydı yine aynı şekilde davranır mıydınız?
Yazık hem de çok yazık.