Sıcak yaz günlerinde güneşin zararlı etkilerine dikkat!

Sıcak yaz günlerinde güneşin zararlı etkilerine dikkat!

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, yazın en sıcak günlerinin yaşandığı şu günlerde, , zorunlu kalınmadıkça 11.00 – 16.00 saatleri arasında dışarıda bulunulmaması gerektiğine dikkat çekti.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, yazın en sıcak günlerinin yaşandığı şu günlerde, güneşin zararlı etkileri, deri kanseri gelişimi açısından riskli gruplar, güneş koruyucu ürün seçerken dikkat edilmesi gerekenler ile yaz döneminde güneşten korunma yöntemleri hakkında bilgi vererek, zorunlu kalınmadıkça 11.00 – 16.00 saatleri arasında dışarıda bulunulmaması gerektiğine dikkat çekti.

Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, “Güneş, büyük bir enerji kaynağı olup, değişik dalga boylarında ışınlar yayar” diyerek şöyle devam etti, “Deri üzerinde olumsuz yan etkilere neden olan ultraviyole (mor ötesi ışınlar); UVA, UVB ve UVC ışınlarıdır. Yeryüzüne ulaşan UV’nin %96’sı UVA, %4’ü ise UVB’dir. UVA ışını camdan geçebilen uzun dalga boylu ışınlardır. Bronzlaşmadan, foto yaşlanmadan sorumludur. UVB ışını daha kısa dalga boyuna sahip olup, camdan geçemez. Güneş yanığı ve alerjik reaksiyonlardan sorumludur. Hem UVA hem de UVB’nin kanserojen etkileri bulunmaktadır”

“GÜNEŞİN EN ZARARLI IŞINLARI UVC”

“Güneşin en zararlı ışınları ise UVC ışınlarıdır” diyen Didem Mullaaziz, “Kanserojendir fakat pratikte yeryüzüne ulaşmadığı kabul edilir. Ozon tabakası tarafından tutulur. Güneş ışınları deri üzerinde erken ve geç biyolojik değişikliklere yol açmaktadır. Erken dönemde güneş yanığı, allerjik reaksiyonlar, leke problemlerine neden olurken, geç dönemde ise deri yaşlanması ve deri kanserleri gelişimini tetiklemektedir. Güneş hasarının derecesi, deri tipi ile bağlantılı olup açık deri rengine sahip kişilerde daha fazla hasar oluşmaktadır” dedi.

Deri tipleri içinde bilgi veren Mullaaziz,” 6 çeşit deri tipi vardır. Bunlar da şu şekildedir; TİP 1: Her zaman yanar, asla bronzlaşmaz (Beyaz ten, renkli gözler, sarı-kızıl saçlar), TİP 2: Her zaman yanar, az bronzlaşır (Açık ten, renkli gözler), TİP 3: Az yanar, az bronzlaşır (Koyu Kafkas deri), TİP 4: Az yanar, iyi bronzlaşır (Açık kahverengi deri, Akdenizli), TİP 5: Nadiren yanar, koyu şiddetli bronzlaşır (Kahverengi deri, Ortadoğulu) TİP 6: Yanmaz, her zaman bronzlaşır ( Zenci). Deri kanseri oluşumu açısından en önemli risk faktörü güneş maruziyeti olup, etkisi %80-90 oranlarındadır” şeklinde konuştu.

Deri kanseri açısından riskleri gurupları da belirterek, “Tip 1 deri tipi olan kişiler (açık renk deri, renkli göz ve kızıl-sarı saç), bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, kişisel veya ailesel deri kanseri öyküsüne sahip olanlar, mesleksel güneş maruziyeti (çiftçi, denizci, inşaat işçisi) olanlar, stres, sigara- alkol kullanımı gibi durumlar deri kanseri için riskli gruplardır” ifadelerinde bulundu.

“GÜNEŞTEN KORUNMANIN ÇOCUKLUK ÇAĞLARDA BAŞLAMASI GEREKMEKTEDİR”

Güneşten korunmanın çocukluk yaşlarda başlamasına da dikkat çeken Mullaaziz aynı zamanda, “İlk 10 yaşta UV ışınlarına bağlı derin güneş yanığı öyküsü, ileride gelişebilecek deri kanseri riski açısından en önemli dönemdir. Bu nedenle güneşten korunmanın çocukluk çağlarında başlaması gerekmektedir. Güneş koruyucu ürünler, deri tipi, yaş, kuru-yağlı-alerjik cilt yapısı, eşlik eden deri hastalıkları, kullanılan ilaçlar, gebelik gibi birçok faktöre dikkat edilerek önerilmektedir. Krem veya losyon tarzında olabilen ürünler koruma güçlerine göre derecelendirilir. Güneşten korunma faktörü (Sun Protecting Factor = SPF), UVB’den koruma yüzdesi olup, 1-100 arasında bir değer olabilir. SPF 30 değeri “yüksek koruma” olarak değerlendirilir ve UVB’ye karşı %97 oranında koruma sağlar. Uygun bir güneş koruyucu ürünün UVB yanında, UVA’ya karşı da koruma sağlaması gerekmektedir. SPF değerinin 1/3’ü oranında UVA korumasının da olması gerekir.”

“GÜNEŞTEN KORUYUCU ÜRÜNLERİ, GÜNEŞE ÇIKMADAN 20 DAKİKA ÖNCE UYGULAYIN”

Mullaaziz bunun yanı sıra güneşten korunmanın da yolları hakkında şöyle konuştu, “Güneşten koruyucu ürünler, güneşe çıkmadan 20 dakika önce uygulanmalıdır. Deriye yeterli miktarda ve kalınlıkta sürülmelidir. Özellikle yüz, boyun, ense ve omuz gibi sürekli güneş gören alanların daha özenli korunması gerekmektedir. Gün içerisinde 4 saat aralarla tekrarlanması gerekmektedir. Güneş koruyucu ürünler genelde suya dayanıklı olmakla birlikte, havuza veya denize girmek, havlu ile kurulanmak ve terlemek gibi durumlarda 2 saat aralarla tekrarlanmalıdır. Güneş koruyucu seçerken de hem UVA, hem de UVB’ye karşı koruyucu olmalı, en az SPF 30 düzeyinde koruma sağlamalı, gözenekleri tıkayıcı özellikte olmamalı, alerjik veya irritan olmamalı, renksiz ve kokusuz olmalı, suya, terlemeye karşı dayanıklı olmalı.”

“YAZ DÖNEMİ SAAT 11.00 – 16.00 SAATLERİ ARASI DIŞARIYA ÇIKMAYIN”

Mullaaziz son olarak da, “Sadece güneş koruyucu sürmek yeterli değildir. Yaz dönemi saat 11.00 – 16.00 arası zorunlu olmadıkça dışarıda kalınmamalı, gölge alanlar tercih edilmelidir. Özellikle çocukların deniz kenarında beyaz, uzun kollu ince kıyafetlerle korunmasına dikkat edilmesi gerekir. Fakat giysiler ıslandığında güneş koruma özelliklerinin azaldığı bilinmelidir. Günümüzde artık sağlıklı bronzlaşma diye bir şey olmadığını biliyoruz. Savunmasız bir şekilde uzun süreli güneş maruziyetinin; güneş yanıkları, lekelenmeler, deri yaşlanması ve deri kanserlerine neden olmak dışında bize hiçbir katkısı bulunmamaktadır” diyerek sözlerini sonlandırdı.