Kasım Çakır
Sıfır ilişki sıfır sorun
Geçmişte, bölge ülkeleri ile bir ilişkimiz yoktu ki bir meselemiz, bir sorunumuz olsun.
Geçen gün işyerimizin önünde ki masada insanlarımızın okuması için her gün aldığımız gazetelerden birini okuyan yaşlı bir amca çok sinirli bir şekilde başladı anlatmaya:
-Ey yeğen! Nedir bizim bu Puştlardan çektiklerimiz ya?
-1993 de Irak’ı diktatörden kurtaracağım diye giren Baba Puşt, Irak’a 10 yıl ambargo yaşattı.
-Kendi ikiz kulelerine sahip çıkamayan Oğul Puşt, Irak’ı bu diktatörden kurtaracağım ve özgürlük getireceğim diye girdi Irak’ı üçe böldü ve orada DAEŞ’i kurdu.
-Şimdide Rus Puştu ortaya çıktı Suriye’yi bölecek ve hepimizin başını belaya sokacak.
-Amca neden P…... diyorsun, ilk söylediklerinin gerçek adı BUSH, diğerinin adı PUTİN.
-Oğul dilim dönmüyor, hangi birisinin adını ezberleyeyim. İki değil üç değil onlardan yüzlerce var. Işığı gören geliyor.
-Oğul! Yavuz hırsız sahibini bastırırmış. Bunların hepsi yüzsüz hırsızlar.
-Olsun amca yine de isimleriyle anlat, P,,,,, kelimesine itiraz eder ve kabul etmezler.
-Amaaan! İster etsinler ister etmesinler, Puşt oğlu Puşt onlar. Var mı bir diyeceğin?
On yıldır, hükümetimizin bölge politikasını eleştiren kronik muhalefet hükümet için; ’’Sıfır sorun diye yola çıktılar herkesle sorunlu hale geldik.’’ Diyor.
30-40 yıl öncesi, komşularımız ve bölge ülkeleriyle olan ilişkilerimizi hatırlayalım. Okul yıllarımızda bizlere sadece kaç komşumuz olduğu ve isimleri öğretilirdi. Sınavlarda da bu konu ile ilgili sadece bu soru sorulurdu.
Hepsi ile ilişkilerimiz sıfıra yakındı. Onlar bize gelmez, bizlerde onlara gitmezdik. Ekonomik, siyasi, asker, ticari ve turistik alanda bir diyaloğumuz yoktu. Komşu ülkelerle aramızda adeta görünmeyen demir perde, duvar örülüydü.
Bir ilişkimiz olmamasına rağmen, Yunanistan’ı üzerimize kışkırtırlar, Sovyetlerden de rejim rüzgarları üzerimize estirilirdi. İran, Irak, Suriye ve diğer Arap ülkeleri dışarı kapattırılmış ve selamımızı bile almıyorlardı.
İşte bunun adı; ’’SIFIR İLİŞKİ SIFIR SORUN.’’ İlişkinin sıfır olduğu bir insanla veya ülkeyle zaten bir sorunun kolay kolay olmaz ki. İlişkinin sıfır olduğu ülkelerle MESELE n de olmaz, sorunda olmaz.
Türkiye, komşularımız ve bölge ülkeleriyle Rahmetli Özal ile başlattığı ilişkisini Akparti döneminde çok ilerilere taşındı. Bunun bir çok nedeni vardı. Bölge ülkeleriyle, tarihten gelen kültürel bağımız var.
Son on beş yıl içerisinde, komşularımız ve bölge ülkeleriyle aramızda kültürel, siyasi, ekonomik, askeri, enerji, turizm alanında çok önemli diyalog ve gelişmeler yaşandı.
Hükümetimiz, Cumhurbaşkanlarımız, Başbakanlarımız, Dış İşleri Bakanlarımız son 14 yıl içerisinde komşu ülkeleri ve bölge ülkeleri ile olması gereken; ‘’Sıfır sorum, maksimum diyalog ve yakınlaşma, işbirliği!’’ ilkesiyle hareket ettiler.
Egemen küresel güçler ve onların işbirlikçi çevreleri araya ‘kara kedi’ olarak girdiler. Kara kedi demek fitne demektir. Siz hiç fitne ile karşı karşıya geldiniz mi! Başına gelmiş olanlar çok iyi bilir. Araya fitne, kara kedi girince iplerin ucu istemiyerek senin elinden kayar.
Son örneği, Arap Baharı ile başlayan ve sonra güz e, hazana döndürülen Tunus, Libya, Mısır, Suriye ve Irak’ın durumu. Yaşlı amcanın dediği p…. Lar bu ülkeler ile aramıza kara kedi olarak girdiler, fitne soktular. Onların yüz yıldır yaptıkları budur. Bizler Müslüman olarak inancımız gereği onların yaptıklarını yapamayız. Çünkü, Müslüman yalan söylemez!!!