Selman S. Akyüz
Sivas’tan bir puan almak
Konyaspor’un geçtiğimiz hafta kaybettiği Gençlerbirliği maçında oynadığı futbol, alınmasına kesin gözüyle bakılan Kocaeli ve Eskişehir maçları için bile herkesi karamsarlığa düşürmüştü. Tereddüt yaşayanların başında ise Teknik Direktör Giray Bulak vardı. Ancak Bulak, Sivas maçından nasıl puan çıkaracağını iyi düşünmüştü. Utanılacak kadar kötü oynamaya başlayan futbolcular da ona yardım etti. Oynamaya çalışan, mücadele eden bir takım gören taraftar da gerekeni yaptı.
Ama tribünler ile sahadaki oyuncular ve Giray Bulak arasında inanılmaz bir çekişme vardı. Ne kadar, “kazanmak için oynadık” dese de Bulak’ın da bu maçta hanesine bir puan yazmaya razı olduğu her halinden belliydi. Futbolcular da ligin en iyi takım oyununu oynayan, en iyi hücum yapan, en tecrübeli savunmalarından birine sahip olan Sivasspor karşısında bir puana talip oldular ve ona göre oynadılar. Ama taraftar Konyaspor’un kendilerine hak etmediği şeyler yaşattığını düşünerek, rakip kim olursa olsun bu maçta 3 puan istiyordu. Sanki Sivas’ın 2 topu direkten dönmemiş. Sanki adamlar 5 hücumcu ile oynamamış, sanki buraya kadar şansla gelmişler gibi Konyaspor’un 2-3 gol atıp işi bitirmesini istiyordu.
Futbolcu haddini biliyor. Takım sıkıntıda. Yenilirlerse tribünün hedefinin sadece Serhat Akın değil tüm takım olacağını biliyorlar. O yüzden bir puanı alıp, herkesin ağzına bir parmak bal çalmayı yeterli gördüler. Çok iyi savunma yaptıkları halde direklere dua etmek zorunda kalan futbolcu, rakibin üzerine gidip Tum ve Balili’ye boş alan bırakmak ister mi? O yüzden futbolcular haklı.
Giray Bulak da haklı. Sırtını stopere yaslayıp arkadaşlarını çok rahat pozisyona sokan Mehmet Yıldız’a önlem almalıydı. Rakibiyle aynı anda koşuya başlayıp birkaç saniyede birkaç metre fark atan Herve Tum gibi bir adamı tutmalıydı. Yoksa O da kendi oyununu Sivas’a kabul ettirmeye çalışsa başına neler geleceğini biliyordu. İsmail’i stoper oynatacak diye korkarken Serhat Akyüz’ü Mehmet Yıldız’ın başına dikmesi takdir edilmesi gereken bir hamleydi. Adım attırmadı Serhat. Mehmet Çoğum, Tum karşısında zorlandı ama yine de birebir oynamak rakibin en azından moralini bozuyor. Cihan’ı da sayarsak orta sahada 4 savunmacıyla oynadığınızda galibiyet istemek tabi ki abesle iştigal olur. O yüzden Giray Hoca da haklı.
Gelelim taraftara. Bu ne anlamsız bir hırs. Hacettepe maçında bu takımı yalnız bırakan sanki bu seyirci değildi. Sadece sahadaki sonuçla ilgilenen sanki kendileri değil. Takımı desteklemek yerine birilerinin yönlendirmesiyle hareket edip, yöneticiye küfür eden, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’i köşeye sıkıştırmaya çalışan sanki gruplar değil. Maçtan sonra çıkmış hepsi Giray Bulak’a, Veysel’e tepki gösteriyor: “Veysel niye oynuyor kardeşim. Giray Bulak bu takımın önündeki tek engel. İstifa etsin kardeşim”
İnsaf. Ayıptır. Göze hoş gelen futbol oynamıyor diye, ya da bazıları gibi “Artist futbolcu” olmadığı için Veysel’e kızmak, Veysel’i kırmak büyük haksızlık. Taraftarın, Serhat’ın oyundan geç alınması dışında haklı olduğu hiçbir konu yok. Ve ilk kez şahit oldum 5 bin kişi birden ayağa kalkıp Bülent’i oyuna aldırdı. 4 oyuncusu iğneyle oynamasına rağmen taraftarın istediğini yaptı Bulak. Şunu çok net söylüyorum, Veysel olmasaydı bu takım çoktan düşerdi. Ve yine görünen o ki, Konyaspor’u başka bir teknik direktör değil, Sivas maçı öncesi olduğu gibi akıllı hareket eden bir yönetimin, doğru iletişim kuracağı Giray Bulak ve bu futbolcular kurtaracak.
Konyaspor’un Sivas’tan aldığı bu bir puan çok önemli. Yani bence iyi sonuç. Ama özellikle son 15 dakikada Bülent Uygun, Giray Bulak’a şu mesajı verdi: “Hocam sen bana Serhat ve bu kadar savunmacıyla gol falan atamazsın. O yüzden ben 5 golcüyle oynayacağım. Gol atamazsam da nasılsa yemeyeceğim”
Bünyamin Gezer’in penaltıyı vermemesine psikofutbol ya da psikohakem yorumu da Hocam Mete Kazaz’dan: “Cihan’ın topu elle aldığını gördü, geç kaldı çalamadı, Petkoviç’in Cihan’ı düşürdüğünü de gördü ama bu kez de dengelemek için çalmadı.”