A.Cenap Kendi
Şivlilik şenlikleri
İslam ahkamı solarak kendine has şartlarına ve faziletlerine kalben ve canı gönülden inanmış olan insanların kutladığı sayılı günler, Bayramlar ve Kandil’ler vardır. Bu sayılı günlerden bir tanesi de Recep, Şaban ve Ramazan aylarının girmesi ile Regaip Kandili ile başlayan üç aylardır. İnsanlarımızın birçoklarının kutladığı bu Kandiller, Bayramlar hürmetine ihsan, bağış, hayır hasenat, ibadet, zikir insanlarımızda yoğunlaşır.
Bu sayılı günlerimizin idrak edildiği Recep ayının birinci gününde yalnız Konya’da “Şivlilik Şenliği” yapılmaktadır. Bu uygulamayı öğrenmek malumat sahibi olmak isteyen kimselerden bana baş vuranlar eksik değildir. Ben bir İlahiyatçı sıfatı ile değil de Araştırmacı Gazeteci sıfatı ile yapmış olduğum ve baş vurduğum kaynak kitaplara göre vardığım sonucu sizlere şu şekilde izah edebiliyorum.
Şivlilik kelimesinin lugati manasını öğrenmek için Türk ve İran’ca lugat kitaplarında inceleme yaptım, rastlayamadım. Dünyadaki diğer İslam ülkelerinde ve Türkiye’mizde de böyle bir uygulamanın yapıldığın tespit edemedim. Yalnız Mevlevi Dergahının Konya’da var oluşu ile Şivlilik şenliğinin yalnız Konya’da başlatılmış sosyal içerikli bir uygulama olduğunu tespit etmiş bulunuyorum.
Bu uygulama Konya da şu şekilde yürütülmektedir. Üç ayların girmesine yakın, ev hanımları hazırlığa başlar. Temizlik işlerini bitirirler. Hatta mahalledeki cami ve mescidlerin temizliği de tamamlanır. Recep ayının birinci gününde sabahın erken saatlerinde cocuklar tek tek veya guruplar halinde ellerindeki torbalar ile kapı kapı dolaşarak Şivlilik toplamaya devam ederler.
Geçtiğimiz hafta 23 Nisan 2O15 Perşembe günü Regaip Kandili münasebeti ile bu uygulama her yıl olduğu gibi yine yapılmıştır. Çocuklar tarafından kapılarımız çalınmış, çıkan her kim ise bilen çocuklar şu mani’yi okuyarak eski günlerin hatırasını yaşatmaya çalışmışlardır.
Şivli şivli şişirmiş
Erken oğlu bişirmiş
İki çörek bir börek
Bize namazlık gerek.
diyerek torbalarının ağızlarını açmışlar Mevleviliğin Konya’da oluşumundan bu yana gelenek yaşatılmıştır. Bir kaç gün evvelinden hazırlanan çukulata, şeker, pasta, şekerleme, fındık, fıstık, karışımlarından avuç avuç yiyecekler çocuklara ikram edilmiştir.
Evin kadınları hanımefendileri bu günün hürmetine hiç boş durmazlar. Hamurlar yuğurup “Bişi” denilen çörek börek ve helva cinsinden ne varsa hazırlarlar ve uzak yakın demezler ev ev dolaşarak tepsi tepsi bu yiyecekleri komşulara verip ikram ederler. Böylelikle küsler barışmış olur, fakirler nasibini almış olur. Açlar doyurulur,kapıya gelen her fakir boş çevrilmez. Hatta bu günün hürmetine “Oruç” tutanlar bile vardır.