Siyasi otorite, Cumhuriyet ile yönetilen ve demokrasinin uygulandığı ülkelerde serbest seçimlerle işbaşına gelen, devlet başkanı, cumhurbaşkanı, başbakan seçilen kişinin halkından aldığı yetkiyi devlet ve halkın menfaatine uygun olarak kullanmasıdır.

    Siyasi otorite. iktidar denilen şeydir. Devletin tüm organlarını, ülkesi ve halkı menfaati yönünde sonuna kadar kullanmaktır.

    Emirlerini ve kararlarını uygulamak için gerektiğinde kanunlar yetkisinde  kuvvete başvurabilir. Sosyal düzenin, asayişin sağlanması, toplum ve devlet hayatının devamı için devletin tüm imkânlarını sonuna kadar kullanır.

     Toplum halinde yaşamak durumunda bulunan insanları sevk ve idare etmek ve toplum halinin devamını mümkün kılacak kuralların uygulanmasını sağlamak için iktidara, siyasi otoriteye ihtiyaç  vardır.

    Ülke yönetimlerinde siyasi otorite her zaman var olmuştur. Önemli olan otoritenin muktedir olup olmadığı, bir şeyi yapmaya, başarmaya gücünün yetip yetmediğidir.

    1923 Yılından bugüne kadar siyasi otorite, siyasi iktidar darbe dönemleri hariç her zaman oldu.  Bazı dönemlerde siyasi otorite muktedir, bazı dönemlerde muktedir olamamışlardır.

    Siyasi otorite, iktidar gücünü halktan, meclisten, devleti oluşturan kurumlardan, oluşturduğu kadrodan alır. Almış olduğu bu güçle muktedir olur. Almış olduğu bu güçle ülkesine, halkına hizmet eder, asayişi sağlar, iktidarının önünde ki haksız engelleri bertaraf eder.

    1950-1960 döneminde, Demokrat parti’nin kendisi siyasi otorite ve yönetimi muktedirdi. Demokratik yollarla muktedir sıfatını elinden alamayan dış güçler ve işbirlikçileri, sahte deliller ileri sürüp ve devletin bir kurumunu kullanarak siyasi otoriteyi bertaraf ettiler.

    1983-1991 Yılları arasında ülkemize hizmet eden ve muktedir olan, rahmetli Turgut Özal’ın partisi olan Anavatan Partisi’ni de muktedir hale getirdiler. Muktedir olmakta ısrar eden liderini de  şaibeli bir şekilde ölümüne neden oldular.

    1996 yılında, DYP ile Refah-Yol iktidarını kuran rahmetli Necmettin Erbakan Hükümeti muktedir olmak istedi. Fakat muktedir yapmadılar. Muktedir olmakta ısrar edince TSK ‘Post

Modern’ dediğimiz darbesini yaptı.

    3-Kasım-2002 yılında tek başına iktidar olan Ak Parti, 13 yıl gibi kısa bir sürede yüzlerce alanda binlerce büyük hizmet yaptı. Bazı hizmetlerinin matematiksel büyüklüğü kendisinden önce ki 80 yılda yapılandan büyüktü.

    3-Kasım- 2002 Yılından bugüne kadar girmiş olduğu bütün seçimlerden oyunu yükselterek çıktı. Halkından, mecliste ki milletvekili sayısından, kadrosundan almış olduğu güçle hem iktidar hem de muktedir oldu.

    Ak Parti den önce ki iktidarları, müdahale edebildikleri otorite olarak görenler ve hiç muktedir yapmayanlar; 13 yıllık Ak Parti iktidarını da  muktedir olamayan siyasi otorite durumuna getirmek için onlarca  operasyon denediler.

    Muktedir olamayan siyasi otoritelerin olduğu eski Türkiye’nin özlemi içerisinde olanlar, siyasi iktidarı da ele geçirmek isteyenler; Recep Tayyip Erdoğan’ı, Ahmet Davutoğlu’nu ve  Ak Parti’yi hedef aldılar. Fakat, nihai hedefleri siyasi otoriteye sözlerinin  geçtiği eski günleri getirmekti.

    Çok yıllar önce Türkiye’nin olması gereken ağırlığını 48 kg olarak belirleyenler, bugün  49 kg olan obez bir Türkiye’yi hiç istemezler.

    Batılı güçler, geçmişte bölgemizde ve bizim ülkemizde siyasi otoritenin, siyasi iktidarların elindeki gücü zorla  ortak kullandılar. Siyasi iktidarlara ve otoriteye  müdahale etmişlerdir.

   İçeriden de devletin bazı kurumları, bazı STK lar, basın, üniversiteler, bazı holdingler ve iş adamları, mesleki örgütler siyasi otoritenin elinde ki gücü ortak kullandılar,

    Bir ülkede siyasi otorite muktedir olmazsa siyasi istikrarsızlığa neden olur. Siyasi istikrarsızlık ekonomik istikrarsızlığı doğurur Ekonomik istikrarsızlıkta her alanda istikrarsızlığa neden olur.

    Amaçları; ülke yönetimine ortak, ülke yönetimine sahip olmak. Siyasi otoriteye ortak olmak, ülke menfaatlerine ortak olmak, çıkar elde etmek, istediğini yaptırmaktı.