“Memleket gazetesi ya kardeş sizin sorununuz ne? Tüm ulusal ve yerel basın programı ufak tefek aksaklıklara rağmen takdir ederken sizden başka bu kadar geren yok. Programın hazırlanmasında emeği geçen Abdüssettar’ı görevden aldıran Doğan grubu bile program hakkında mükemmeldi derken sen hala aynı davulu çalıyorsun. Ben bunun altında başka şey ararım. Yani Kültür galibe seni bu işlerden kayırıp iş vermiyor gibi geldi. Buda kuyruk acısı olsa gerek.Yada davetiyelerden çokca....”

Yukarıdaki başlık ve metin, gazetemizin www.memleket.com.tr isimli web adresine gelen bir okur yorumu! Yani bir okurumuz, geçtiğimiz günlerde stadyumda gerçekleştirilen Mevlana’nın 800. doğum günü etkinlikleriyle ilgili gazetemizin yaptığı haberleri beğenmemiş. Bize ‘niye geriyorsunuz’ diyor ve ekliyor: Bunun altında başka şey ararım. Yani, Kültür Müdürlüğü’nün baskı işlerini falan kast ediyor…

Yani bize diyor ki, ‘işleri siz yapsaydınız, böyle yazmazdınız’…

Peki, ben de bu yorumu yapan okurumuza şöyle desem: Acaba siz, Kültür Müdürlüğü’nde çalışan birisi misiniz? Kendinize gazetenin iyi bir okuru süsü vererek aslında üzüm yemek için değil, bağcıyı dövmek için mi yorum yazıyorsunuz. Eleştiriye niye bu kadar kapalısınız? Eleştirilince zarar mı göreceksiniz? Eğer bir Kültür Müdürlüğü çalışanı veya programla ilgili birisi değilseniz, niye bu kadar kızıyor ve bize çamur atıyorsunuz, elinizde hiçbir bilgi yokken. Ve siz herhangi birisi olsanız, böyle bir haberden niye rahatsız olacaksınız ki?..

Bunun sonu yok ki kardeş…

Her şeye zahirden bakarak, maksadı unutmak veya unutturmak iki tarafa da bişey kazandırmaz ki…

Haber değeri olan şey yazılır. Eğer, yazılmıyorsa işte sorgulanması gereken şey odur. Örnek mi istiyorsun? Al sana örnek: Bu şehirde Büyükşehir Belediyesi’nin El-Kart Müdürü yolsuzluk suçlamasıyla içeri alındı ve hiçbir yerel gazete bunu haber olarak yazmadı. Ne yani şimdi ‘bütün gazeteler belediyeden para aldı ve sustu mu’ diyeceksin şimdi.

Bu şehirde Esnaf Odaları Birliği Başkanı Bekir Duvarcı gözaltına alındı ve Memleket haricindeki gazeteler yazmadı. O zaman ‘Memleket Sayın Duvarcı’dan para alamadı, diğerleri aldı’ mı diyeceksiniz.

Bu şehirde Hürriyet’e manşet olan afedersiniz ‘taşak’ haberi çok önceden yerel gazeteler tarafından bilindiği halde yine haber yapılmadı. Niye? Numune Hastanesi Başhekimi gazetelere para mı gönderdi? Baskı işi mi yaptırdı hepsine aynı anda.

Bu şehirde İçeri Çumra Belediye Başkanı’nın Ilgın’da bir otelde yaşadıklarını da tüm yerel basın önceden duydu, ama haber yapmadı. Niye? Hiç düşündün mü?..

Sen diyeceksin ki şimdi; bu programla ilgili haberler yazılması gereken cinsten mi?

Buna emin olabilirsin, evet. Pazar akşamı Konya’da gerçekleştirilen program günlerce yazılabilir. “Niye ulusal gazeteler yazmaz mı” diyeceksin şimdi. Kardeş onları ilgilendirmez işin o tarafları. Biz Konya’nın gazetesiyiz. Konyalıyız. Ve görmezden gelirsek kendimizi inkâr ederiz. Görmeyenler bizi ilgilendirmez, sizi ilgilendirir kanımca…

Esas sizin sorununuz ne?..