yazar-45
Sokaklarda Hollandaca konuşulacak
Duyduk Duymadık Demeyin!
Bundan Böyle Sokaklarda Sadece Hollandaca Konuşulacaktır…
İstikrar ve Globalizm başlıklı bir yazıya hazırlandığım sıralarda üst üste gelen telefonlar beni tekrar Hollanda gündemiyle başbaşa bıraktı. Tam yazmaya başladığım an, Türkiye Gazetesi Haberler Müdürü dostum Zeki Şahin aradı ve “Ne oluyor Hollanda’da?” diye sordu. Ne olsun dedim. Padişahın buyruğu bundan böyle meclislerde, sokaklarda, barlarda, düğünlerde ve bilumum toplu merkezlerde “Hollandaca konuşulması” yönündedir. Herhalde TGRT-EU’da Zeki Şahin’in hazırlayıp sunduğu Politika Masası bu hafta konunun önemine binaen Amsterdam’dan yapacak. Aradan bir kaç dakika geçmişti ki, Venlo’dan değerli Türkçe Öğretmeni Nurettin Ceran aradı ve “Bakanın yapmış olduğu konuşması karşısında bir şeyler yapalım. Meclis önünde sadece Türkçe konuşmalı gösteri, sadece Türkçe pankartların yer aldığı bir nümayış veya başka bir yolla tepkimizi bildirelim, iletelim” diyordu.
Evet Cumartesi akşamından, yani bakan Verdonk’un Rotterdam’da yaptığı konuşmanın basına yansımasından hemen sonra, zira DSDF Başkanı Cezmi Doğaner o gece saat saat yirmiüç sularında arayıp konuyla ilgili endişelerini bildirdi, tüm Hollanda, Entegrasyon Bakanı Verdonk’un telifini konuşuyordu.
Hollanda son iki haftadır saygıdeğer bakanlarımızın üst üste yapmış oldukları çok değerli ve bir o kadar da öneli açıklamalarla sarsılıyor. İsterseniz ilk önce eğitim bakanımızın Hollanda Meclisi’ne gönderdiği mektuptan bahsedelim. Bilindiği gibi Eğitim Bakanı Marya van der Hoeven, Hollanda Meclisi’ne bir mektup göndererek, öğretmenlere göre zor öğrenebilen çocukların velilere danışılmadan ‘özel okullara yani zor öğrenen çocuklar okuluna’ gönderilmelerini istemişti. Bakan yapmış olduğu bu girişimle güya okulun işini kolaylaştırmakta ve velilerden de yardım isteyip çocuk için en uygun olanı seçmeyi hedeflediğini belirtmişti. Zira bakan yaramazlık yapan, sınıfın huzurunu bozan çocukları göndererek eğitimin kalitesini bozmamayı hesaplıyor büyük ihtimal. Oysa pratikte ve okullarda yaşanan onlarca olay bize gösteriyorki, böyle bir yasa yürürlükte olmadan bile, bazı okul idarecileri ve öğretmenler özellikle göçmen çocuklarını çok kolay bir şekilde sayın bakanın bahsettiği zor öğrenen çocuklar okuluna göndermektedirler. Velilerin var olan itiraz hakları da ortadan kalkarsa, yani yasa meclisten onay alırsa Hollandalı olmayan ailelerin çocuklarının işi daha da zorlaşacaktır.
Zaten yıllardır Hollandalı olmayan vatandaşların çocuklarına bazı okullarda zor öğrenen çocuk muamelesi yapılmasından dolayı şikayet eden veliler, bu yasayla nereye gidecekler. Haklarını nerede arayacaklar. Kaldıki çocuklar hakkında karar veren öğretmenelerin zaman zaman önyargılı davrandıkları, zor öğrenenler okuluna gönderilmek istenen bir çok Türk çocuğunun yıllar içinde yüksek okul ve üniversitelere girebildikleri yaşanmış bir gerçektir. Yani öğretmenler bizim çocuklarımız hakkında karar verirken zaten yanılabiliyorlar. Biz yıllardır bu yanlı ve önyargılı kararlara karşı çıkarken, şimdi de öğretmenlerin konumunu kuvvetlendirici bir yasanın hazırlanması için eğitim bakanı van der Hoeve’nin ikinci meclise bir ektup göndermesini abesle iştigal değil midir?
Biz bununla uğraşırken, neler yapılabilir, neler yapılmalıdır sorularına cevap ararken Rotterdam’dan Hollanda’ya seslenen azınlıklar ve entegrasyon bakanı Verdonk önümüze yeni bir konu daha koyuverdi. Artık bundan böyle sokakta sadece Hollandaca konuşulmalıdır. İlginç. Hem de nasıl ilginç. Bu fikri nereden aldı sayın bakan derseniz cevap verelim. Rotterdam belediyesinden CDA’lı encümen üyesi Geluk, entegrasyonun başarılı olması için hazırladığı yedi temel davranış kodu arasına sayın bakanın çok beğendiği ‘sokakta Hollandaca konuşulmalı’ ibaresini yerleştirmiş.
Eee biri CDA’lı diğeri VVD’li.
Ne yapalım al birini vur ötekine mi diyelim… Yoksa el insaf be kardeşim. Çok ileri gittiniz mi diyelim. Yoksa kişisel haklara taciz edildiğinden mi dem vuralım.
Bir tartışma bitmeden diğeri geliyor artık gündemimize. Hollanda gündemini bırakıp dünya gündemine yer bile veremiyoruz. Oysa insanlık globalizm ve istikrardan konuşuyor. Çin’in ve Hindistan’ın büyümesi tüm dünyayı ürküttüğünden bahsediyor cümle alem. Biz ise oturmuş sayın eğitim bakanı van der Hoeven ile entegrasyon bakanı Verdonk’un can sıkıcı önerilerini kuşuyoruz.
Sayın bakan Verdonk ve belediye encümen azası Geluk bu uygulama yani sokakta o ülkenin dilini konuşmak kuralı dünyanın hiç bir yerinde uygulanamaz. Zorla hiç uygulayamazsınız. İsterseniz yarından tezi yok uygulayın. İsterseniz uygulama olanı olarak şimdilik sadece Rotterdam’ı seçin. Size şunu kesinlikle temin ederim, hem yaşlılar hem gençler size inad, uygulamınızı protesto amacıyla bile olsa sokakta Hollandaca dışında bir dil kullanacaklardır. Denemesi bedava. İşte Rotterdam burada. Buyrun. Hodri meydan….
Neyse siz beni bu hafta yazacağım ve tüm dünyanın korkularını ele alacağım ‘istikrar ve globalizm’ başlıklı yazıyı yazmama engel oldunuz. Helal olsun size…