Mustafa Yiğit
Sola Dönüş Yasak!
Mavi gömlekli ve kasketli pek çok kişi ellerinde pankartlar ve sloganlarla Kızılay meydanını doldurmuşlardı. Ecevit son yolculuğuna uğurlanıyordu. Büyük bir kalabalık vardı. Son zamanlarda eşine az rastlanır günlerinden birini yaşıyordu Ankara.
Dağlara taşlara yazılan "Umudumuz Ecevit" ve "Halkçı Ecevit" sloganları bu sefer de Ankara’nın Kızılay Meydanı’ndaydı. 1970’lerin bu sloganlarına bir de “Türkiye laiktir, laik kalacak” pankartları ve sloganı eşlik ediyordu. Gerçi, bir cenaze töreninde bu sloganların ne işi olur onu anlamakta hep zorlanmışımdır.
Cenaze merasimlerinin bir şova dönüşmesi ne hazin. Sadece halk bu şovun bir parçası değil maalesef. Siyasiler, devletin üst düzey bürokratları aynı karede yer alıyorlar.
Ölen biri için yapılacak en güzel şey onu fatihalarla uğurlamak ve ruhu şad olsun diye dua etmek. Tabii ki onu düşünüyorsak. Yok, siyasete pek çok şeyi alet ettiğimiz gibi ölümü de alet ediyorsak bu başka.
Ecevit kentli bir ailenin çocuğu. İstanbul ve Ankara’da yaşamış daha çok. Biraz da Londra. Ama halkçı bir söylem geliştirmiş. Kendisi aristokrat bir aileden geliyor. Kolejli ve bir anlamda burjuva. Ancak işçilerin yanında yer alan bir siyaset gütmeye çaba sarf etmiş. Bütün bunlar çoğu defa teoride kalmış, köykent projeleri gibi.
Onun diğer bir özelliği ise dürüst, nezaketli siyasetçi olarak hafızalarımızda yer etmesiydi. Bu özelliğiyle de hep takdir edildi. Ancak onun takdir edilmeyen bir yönü vardı ki, gerçek halk bu nedenle Ecevit’e çoğu defa soğuk bakmıştır.
Çünkü milletin öz değerlerine uzak bir siyasetin içinde olmuştur Ecevit çoğu defa. Millet, bayrak, din gibi çok mühim kavramlarla hep çatışan taraf olarak tarihe geçmiş. Bu nedenledir ki, halk Ecevit’e “halkçı Ecevit” derken millet bizi Moskova’ya mı satacak şüphesiyle ona temkinli yaklaşmış ve kendine yakın hissetmemiş.
Bunda onun başbakanlık yaptığı dönemlerde yaşananlar da etkili olmuştur.
Ecevit beş defa başbakanlık yapmış ve bu sürçte kıtlığın, krizlerin sembolü haline gelmiş. Karaborsa, kaçakçılık, 70 sente muhtaç ülke imajı hep onun döneminden kalan hatıralar..
Ayrıca Türkiye’de gerçek bir solun önünde engel teşkil eden birkaç kişi sayılacaksa bunlardan biri şüphesiz Ecevit’tir.
Bu anlamda Ecevit’in cenazesinde bir yazı vardı ki onu pek çoğu es geçti. Kızılay meydanında, Ecevit lehine yazılan pankartların yanı sıra bazı trafik levhaları göze çarpıyordu.
Bu levhalarda ilginç bir tesadüf olacak ki, koca koca puntolarla “sola dönüş yasak” yazılıydı.
Bu yazı, Belki de Ecevit’i ve orada bulunanları özetleyen en güzel pankarttı..
Kızılay meydanındaki kalabalığın attığı sloganları şimdi düşünüyorum ve gerçekten bu sloganları atanların sola dönüşü bizzat kendilerinin yasakladığını söyleyebiliyorum. Çünkü orada atılan sloganlarda ne emek ön plandaydı, ne ezilen asgari ücretli, ne bu ülkeyi yıllardır sömüren hortumculara lanet…
Cenazede toplanan kalabalığı görüp solun yükselişe geçeceğini düşünenler yanılıyorlar. Çünkü oradakiler sola inanmıyorlar. Solun değerleriyle yakından uzaktan alakası olmayan bu insanların yarısı lümpen, yarısı da burjuvaydı.
Ben bir tane solcu göremedim. Gören varsa söylesin.
Gelen üç beş maden işçisine ve Kıbrıs gazisine ise diyecek sözüm yok. Onlar halkçı Ecevit, Kıbrıs Fatihi Ecevit için gelmişlerdi, sanırım laikçi Ecevit için değil!