Saffet Yurtsever

Saffet Yurtsever

SORUMLUYUZ

Ülkede kanser patlaması yaşanıyor...

Yediğimiz gıdalar, içtiğimiz içecekler, giydiğimiz giysiler, kullandığımız eşyalar; hatta soluduğumuz hava bile kansere davetiye çıkarıyor.

Biz ise tedbir olarak sadece onkoloji hastaneleri yapmakla, mevcut hastaneler içinde onkoloji bölümleri açmakla yetiniyoruz. Oysa bu bir biyolojik savaş… Topyekun savaş ilan edip kendimizi savunmamız gerekmiyor mu? Bu tür hayatî tehdit oluşturan ürünlere karşı boykot uygulamamız icap etmez mi?

Bu şehirde de dört merkezde kanser tedavisi yapılmasına rağmen hasta sayısı her geçen gün çığ gibi artıyor.

Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve diğer bakanlıklarca bu konuda önlem alıcı ciddi bir tavır içerisinde değiller.

Gıdalardaki zararlı katkı maddeleri için bir yaptırım yok. İçeceklerde ha keza… Giysilerdeki boyalar tamamen kimyasal ve kanser hücrelerini tetikleyici nitelikte.

Geçtiğimiz ay, Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin müracaatı üzerine Konya’mızda birçok hayırlı hizmetlere ev sahipliği yapmış, en eski ve köklü vakıflarından Türk Anadolu Vakfı öncülüğünde, Meram Tıp Fakültesi bünyesinde hâlen hizmet veren Onkoloji binasına ilave olarak aynı büyüklükte bir binanın daha yapılması için kollar sıvanmıştır. Konyalı hayırsever vatandaşların katkılarıyla bir an önce bitirilip kanser hastalarımıza şifa dağıtmaya vesile olmasını ümit ediyoruz. Zira; Şâfî ism-i şerifi ile şifa verecek olan Allah(cc)’tır. Nitekim, Şuara Suresi, 80. Ayette; Hz. İbrâhim (as), kavmine şöyle demişti: “Ve izâ meridtu fe hüve Yeşfiin.” (Hastalandığım zaman bana şifa veren Allah(cc)’tır.)

Cenâb-ı Hakk, arıların şifâ kaynağı olarak yaratıldığını Nahl Sûresi, 69. ayette; “Bal arılarının karınlarından insanlara şifâ olan muhtelif renklerde bal çıkar. Düşünen bir millet için bunda ibretler vardır.”

Cenâb-ı Allah’ın Şâfî ismi, Allah(cc)’ın kullarına maddî ve mânevî şifâ verdiğini, hastalıklarına devâ lûtfettiğini beyan eder. Yeryüzünü büyük bir eczahane gibi tanzim eden Cenâb-ı Allah(cc); takdir buyurduğu illetler, hastalıklar ve dertler için şifâyı, devâyı, dermânı ve ilâcı da yine kendisi ihsân eder. Kullarını muzdarip oldukları hastalıklardan kurtarır, sıkıntılarından arındırıp ferahlandırır…

Tevbe Sûresi, 14. ayette; “Allah, mü’minlerin gönüllerine şifâ verir (ferahlandırır) ve kalplerinin öfkesini giderir.”

Yunus Sûresi, 57. ayette; “Ey insanlar! Rabb’inizden size bir öğüt, gönüllerde olan (kötü duygulara, bâtıl inançlara, dert ve sıkıntılara) bir şifâ, iman edenlere hidâyet rehberi ve rahmet (olan Kur’ân) gelmiştir.

Fussilet Sûresi, 44. ayette; “…Kur’ân, îman edenler için bir hidâyet rehberi ve şifâ kaynağıdır…

İsrâ Sûresi, 82. Ayette ise;  “Kur’ân’dan, îman edenler için şifâ ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz.” buyurur.

Büyük Üstad Saîd-i Nursî Hazretleri, “Sözler” eserinin 238. sayfasında;  tıp ilminin, Allah(cc)’ın Şâfî ismine dayandığını açıklar. Cenâb-ı Hakk(cc)’ın yeryüzü eczanesinde, koyduğu Rahîmâne cilveleri ve devâları araştıran bu ilmin hakîkati, O(cc)’nun Şâfî isminden gelir. Bu nedenledir ki; Allah’ın Şâfî isminin ve diğer isimlerinin, yaşadığımız ve hissettiğimiz şu andaki tecellî ve tasarruflarını kavramakla da sorumlu olduğumuz kanaatindeyim.

Allah(cc)’a emanet olunuz.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.