Stres ve korku astım ataklarına yol açıyor
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özcebe:
ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Ciddi bir akciğer hastalığı olan astımın, özellikle soğuk ve kirli hava ile ilişkili olduğu; stres, korku ya da fiziksel egzersiz ile de atakların arttığı belirtiliyor.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hilal Özcebe, Dünya Astım Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, önemli bir akciğer hastalığı olan astımın, çevre etkenlerinin artmasıyla artış gösterdiğini belirterek, dünyada yaklaşık 235 milyon astımlı hasta olduğunun öngörüldüğünü ifade etti.
Hastalığın, özellikle gelişmekte olan ülkelerde astım atakları sırasında ölümlere neden olduğunu kaydeden Özcebe, ataklar sırasında solunum yollarında ani daralmalar meydana geldiğini ve bu nedenle hastaların ani gelişen nefes darlığından yakındıklarını bildirdi. Özcebe, solunum yollarındaki daralmanın nedeninin açık olarak bilinmemekle birlikte kapalı ortam havasında bulunan alerjenler, dış ortamdaki polenlerin yanı sıra tütün dumanı, çalışma ortamındaki kimyasallar ve hava kirliliğinin de ataklara yol açabildiğini vurguladı.
Kış mevsiminde, soğuk hava ve özellikle hava kirliliğinin arttığı günlerde astım ataklarının arttığına dikkati çeken Özcebe, "Astımın soğuk ve kirli hava ile ilişkili olduğunu düşündürmektedir. Stres, korku ya da fiziksel egzersiz ile de astım atakları artmaktadır" dedi.
-"Genetik yatkınlık etkili"
Özcebe, astım ataklarının genetik yatkınlık ile dış ortam özelliklerinin birlikte etkili olduğunun tahmin edildiğini söyledi. Hastalığın başlıca belirtilerinin, ani olarak ortaya çıkan nefes darlığı ve hışıltılı solunum olduğunu anlatan Özcebe, şunları kaydetti:
"Hastalar yeteri kadar havayı ciğerlerine alamadıklarını hissederler. Astımın tanısında hastaların verdiği tipik nefes darlığı öyküsünün yanı sıra astıma özel solunum fonksiyon testleri yapılması gerekir. Hastalar ataklar dışındaki zamanlara sağlıklı görünümdedirler, astımlı olduğu fark edilmez ve normal yaşamlarını sürdürürler. Astım atağını tetikleyen faktörlerin olmadığı durumda normal şekilde spor da yapabilirler.
Astım hastalığının kesin bir nedeni bilinmediği için net bir tedavi de söz konusu değildir. Ancak astımlı hastalarda atakların ortaya çıkmasını önlemek veya atakların hafif geçirilmesini sağlamak, sonuç olarak hastaların rahat bir yaşam sürmesini sağlamak mümkündür. Bunun için nefes darlığı sorunu yaşayanların doktora başvurması gerekir. Çeşitli muayene ve laboratuvar incelemeleri yapıldıktan sonra kişiye özel uygun bir tedavi ve izleme programı yapılabilir. Bazı hastaların sürekli ilaç kullanması gerekebilir, ayrıca ani ataklar sırasında hemen kullanılmak üzere nefes yollarını açan sprey türü ilaçlardan da yararlanılır. Bazı hastalarda astım atakları çok ağır seyredebilir, bu gibi durumlarda hastaların hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi ve hastaneden çıktıktan sonra da izlem yapılması gerekir."
-"Astım vakalarının haritası çıkarılmalı"
Astıma yönelik bireysel müdahalelerin yanı sıra ülkelerin sağlık politikasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Özcebe, "Ülkede astım vakalarının haritalarının çıkarılması, etkileyen etmenlerin analiz edilmesi ve özellikle riskli bölgelerin tanımlanması gerekir" dedi.
Özcebe, sık ve yaygın olarak görülen tütün dumanına maruziyet, iç ve dış ortam hava kirliliği gibi risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik politikaların benimsenmesi ve uygulanması gerektiğini ifade ederek, "Bunun dışında maliyet etkili müdahalelere ulaşımın sağlanması gerekir, bu müdahaleler arasında standartların geliştirilmesi, ilaç ve tıbbi hizmetlere ulaşım yer almaktadır" diye konuştu.
Kaynak: