Prof. Dr. Ali Akpınar
Tanıkların arasında bir hayat!
Şahidlerle kuşatılmış bir halde yaşıyoruz.
Her şeyden önce, her zaman ve her mekanda bizleri görüp gözeten Yüce Allah, bizim şahidimizdir. Hiçbir şey O’ndan gizli kalmaz. O, her şeye tanıktır. Allah yaptıklarınızı görüp durmaktadır. (3/98)
Kendi organlarımız bizlerin şahididir. Allah'ın düşmanları o gün cehenneme sürülürler. Hepsi bir aradadırlar. Sonunda oraya varınca, kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler. Derilerine: «Aleyhimize niçin şahitlik ettiniz?» derler. «Bizi, her şeyi konuşturan Allah konuşturdu. Sizi önce yaratan O'dur ve O'na döndürülüyorsunuz» cevabını verirler. Siz, gözleriniz, kulaklarınız ve derilerinizin aleyhinize şahitlik edeceğinden korkarak kötü iş işlemekten çekinmiyordunuz. Hayır; Allah'ın, yaptıklarınızın çoğunu bilmediğini sanıyordunuz. (41/19-21)
İçerisinde yaşadığımız zaman bizim şahidimizdir. Eşyanın da dili vardır. Bizleri konuşturan Yüce Rabbimiz, onları da konuşturacaktır. Zaten bugün küçücük hard disklere, flaş belleklere çok büyük hacimde ses ve görüntüleri kaydedebilen insan için eşyanın tanıklığını anlamak ve kabul etmek zor olmayacaktır.
Yaşadığımız mekan bizim şahidimizdir.
İnsanlar şahidlerimizdir. Son Peygamber de şahidimizdir. Böylece sizi insanlara şahit ve örnek olmanız için tam ortada bulunan bir ümmet kıldık. Peygamber de size şahit ve örnektir. (2/143) Her ümmete bir şahit getirdiğimiz ve seni de bunlara şahit getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak? (4/41)
Melekler bizim şahidlerimizdir. Bulunduğumuz her yerde bizi gözetleyen ve yaptıklarımızı kaydeden Yazıcı Meleklerin yanısıra koruyucu melekler ve diğer melekler de bizlerin şahididir. And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız. Sağında ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler. (50/16-18) Oysa yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler. (82/10-12)
Genel olarak Cemaatle kılınan namazlara ve özel olarak şahidli namaz olan Sabah ve İkindi namazlarına katılan diğer melekler de bizlerin şahididir. Bu yüzden namazın sonunda selam verirken çoğul kalıp kullanarak Esselamü aleeyküm=Selam üzerinize olsun ey melekler/ey cemaat diyoruz.
Aslında bu kadar şahidin arasında yaşıyor olmamız yalnızca olumsuz davranışlarımız için söz konusu değildir. Evet, bütün bu şahidler bizim olumlu davranışlarımızın da şahididir. Sözgelimi onlar, kıldığımız namazlarımızın şahididir, yaptığımız hayır hasenatların şahididir. Bu tanıklar kuşatması altında oluşumuz, bizleri kötülükleri işlemekten uzak tutuğu gibi, iyilikleri çoğaltmayı ve onları en ihlaslı ve en mükemmel şekilde yapmayı da sağlar.
Bunca şahidin yanında insan, nasıl kendinin başıboş olduğunu düşünebilir? Kimseler görmüyor diye nasıl olur da yanlış yapabilir? İbadet ve taatlerini nasıl olur da dolduruşa getirebilir?