Ümit Savaş Taşkesen
Toparlanın Gitmiyoruz!
“Orman değiliz artık milli parkız” diyordu Mazhar Alanson İsmet Özel’in bazı şiirlerini birleştirip yaptığı bestede. Milli park sınırları dışında kalmış ağaçların hüznünü mü anlatmalı bilmem. Millilik payesini elde edememiş, milli park sınırları dışında kendi kaderlerine terkedilmiş çam, palamut, gürgen, söğüt ve çınar… Biz bu hüznü sona bırakıp kitapların dünyasına dalalım. Ne varsa orada var.
Ebabil Edebiyat dizisinin editörü Şair Osman Özbahçe harika bir iş yapmış; yıllardır elinde tuttuğu, arşivlediği İsmet Özel’in kitaplarında yer almayan, gazete ve dergilerde kalmış bütün söyleşilerini titiz bir çalışma ince bir işçilik ile hazırlamış ve ortaya üç ciltlik harika bir kitap serisi çıkarmış: Toparlanın Gitmiyoruz (I – II – III). Kitap Ebabil Yayınları tarafından basılmış.
İsmet Özel’i tanımış tanımamış, okumuş ya da adını dahi hala duymamış(ne büyük gaflet)ların hemen alıp okuması gereken bir seri. Diğer söyleşi kitaplarında bulunmayan bir şey yapmış Özbahçe ve kitabın sonuna indeks eklemiş. Aradığınız kişi, konu hakkında Özel ne düşünmüş ne söylemiş kolayca bulabilmenizi sağlıyor bu. Bunu okuyunca diğerlerine de geçiş yapacaktır zaten. Özel okurunu inşa eden bir yazar. Okuyanı düşünme ve yazma konusunda zorlayan, mecbur bırakan bir yazar, düşünür, şair.
Kitabın Önsöz’ünde İsmet Özel “Geç kaldım. Geç vakitlere bırakıldığım besbelli. Bugüne bugün, ömürümün arkada kalan yıllarının sayısı altmış üçe baliğ oldu. Ölmek için eni konu geciktim. Bunu bir şikayet cümlesi sananlar aldanır. Şairler şikayet etmez. Çünkü bir şair dünya hayatından mekanın gayrı muayyenliğini kavramak suretiyle yararlanır. Şairin, ona sağlanan bu kavrayış imkanından şikayeti yoktur. Gecikmeliymişim ki, geç kalma bilincine erebileyim. Budur payıma düşen. …Varlığıma ilişen anlamı ararken, aradığım anlam geciksin istemişim.
…
Aynı global düzende yer almaları sebebiyle artık yirmi birinci yüzyılın ülkelerini kalkınmış ve geri kalmış olarak sınıflandırmanın modası geçmiştir. Her yerde zenginler ve fakirler vardır. Hep olacaktır. Her yerin kendine göre kolaylıkları ve zorlukları vardır. Hep olacaktır. Her yerde ve her zaman suç işlenecektir. Her yerde ve her zaman hakkı yenenler olacaktır. Her yerde ve her zaman yalan söyleyenler çıkacaktır. İdeal bir düzen yoktur, öyleyse düzenin şimdiki işleyişine itiraz anlamsızdır. Bir şeylerin istenen şekle kavuşması için çaba gösterenlere iyi gözle bakılmalıdır. Yirmi birinci yüzyılın “demokrasi-insan hakları-serbest piyasa” teslisinden oluşan ahlakı üç aşağı beş yukarı budur.” diyor.
Derinlikli söyleşi kitaplarını önemsiyorum. Çünkü yazar uzun uzun, sayfalarca yazmaya, anlatmaya çalıştığı düşüncelerini ya da kitabında sizin için anlaşılmaz, kapalı kalan anlamı bir anda sorulardan birisine verdiği cevap içerisinde bulabiliyorsunuz. Bu özellikle İsmet Özel için böyle. Kendi düşüncesinin dayanakları ya da (varsa) zaafları konusunda ipuçlarını içinde barındırır söyleşiler. İyi bir okursanız ve ortalamanın üzerinde bir zekanız varsa bu ipuçlarını bulmak, anlamak, sormak ve sorgulamak anlamında önemli görüyorum söyleşi kitaplarını.
Belki hassaten birkaç İsmet Özel yazısı yazmak gereklidir. Ancak biz şimdilik yeni çıkan bir kitaplara “Toparlanın Gitmiyoruz” ve bu konuyla ilgili olarak da Nisan ayında ikinci sayısını çıkaracak olan “Karagöz Edebiyat” dergisine işaret edelim. İçinde Özel okurları için bir sürpriz olacağını duymuştum.