Mustafa Yiğit
Türkiye yeni bir uzlaşı siyasetine doğru yol alıyor…
İttihat ve Terakki Cemiyeti gerek siyaset sahnesine çıktığı dönem itibariyle gerekse Osmanlının son döneminde oynadığı rolü dolayısıyla Türk siyasi hayatının en önemli oluşumlarından biridir.
Siyasi hayatımızda böylesine önemli rol almış bir siyasi hareketin politik düşünceleri, başarıları, başarısızlıkları, hangi ideolojiye sahip olduğu sürekli gündeme getirilmektedir.
Ancak bu gündeme getirme ya daha çok herkesin kendi kompartımanından döneme bakışıyla kısır bir tartışmaya dönüşmekte ya da özellikle popüler tarihçiliğin son dönemde revaçta olması nedeniyle yakın tarihimizdeki olayları, kurumları, siyasi hareketleri de bu popüler tarihçilik ve tarihçiler gözüyle görmemize yol açmaktadır.
İttihatçılar üzerine yapılan tartışmalar maalesef çoğu defa bu bakış açısına kurban gitmektedir.
İttihat ve Terakki her şeyden önce Jön Türklerin bir devamı.
Osmanlı devletini yeniden eski gücüne kavuşturmak isteyenlerin oluşturduğu, Osmanlı’yı içinden bulunduğu durumdan çıkarmak için çaba harcayan meşrutiyetçi çizginin ete kemiğe bürünmüş, siyaset sahnesine çıkmış hali.
Ancak İttihat ve Terakki’yi daha da önemli kılan kendi içindeki tartışmalardan çıkardığı siyasi eğilimlerdir.
Bugüne kadar gelen siyasi süreçte İttihat ve Terakki’deki iki akım hakim olmuş.
İttihat ve Terakki’nin 1902 tarihinde Paris’te topladığı ve önemli kırılmaların yaşandığı ilk toplantıda Prens Sabahattin’in başını çektiği Gelenekçi liberallerle, Ahmet Rıza’nın öncülüğünü yaptığı devletçi , milliyetçi anlayış karşı karşıya gelmiştir.
Ondan sonraki süreçte de bu iki siyaset anlayışının iktidar mücadelelerinde de her zaman başat güç olduğunu görürüz.
Aslında bu iki siyaset arasındaki kavga, mücadele Türkiye siyasi tarihinin mücadelesidir dersek abartmış olmayız.
Siyasi hayatımızda bu iki düşünce akımının etkisi 2018 Türkiye’sine kadar etkisini sürdürmüştür.
24 Haziran 2018 seçimleri bu açıdan da bir kırılma noktası olacak diye düşünüyorum.
İnşa edilen ve uygulamaya geçecek bu yeni sistemle bu keskin iki akım arasındaki mücadele başka bir boyuta evrilerek yeni bir siyaset tarzına dönüşebilir.
Başka bir uzlaşıyı getirebilir.
Bugünkü oluşan ittifaklardan da bunu gözlemleyebiliyoruz…Türkiye yeni bir siyasete doğru yol alıyor…
Bu sistemle, sadece Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tesis edilmeyecek yeni bir siyaset anlayışı da hakim olacak.
Kimse bu ülkede yeni gerilimler boşuna beklemesin, buna heveslenmesin…
İttihat ve Terakki’nin 1902 Kongresinden 116 yıl sonra geçmişten gelen ve son günlerde siyaset diline de yansıyan katı siyaset anlayışı toplumsal uzlaşma ve milli mutabakatın en yüksek seviyeye ulaşacağı bir siyasete evrilecek…