M. Faik Özdengül
UNCU HOCA
Uncu Hoca’yı uğurladık.
Önceki hafta yazmıştım hakkında. Hastane ziyaretimizden iki hafta sonra da eller üstünde huzura taşıdık.
Bu süre zarfında kaç kişi taşındı yerin altına. Hala da taşınmaya devam ediliyor. Ardından da başka bir yerden yerlerine yenileri geliyor. Bir anayoldan söz ediyor Hz Mevlana. Katar katar gelenlerden, gidenlerin yerine.
Bazılarının uğurlanması da doğumları gibi hafif oluyor. Kasvetsiz. Doğal. Olması gerektiği gibi. Bir rüzgar esintisi gibi. Yüzünüze dokunan, acıtmayan bir yağmur gibi. Pencereden bakınca gülümseten, beklenen ve ürkütmeyen kar taneleri gibi. Tam da o anda ve orda olması gereken.
Hafifçe gitti Uncu Hoca. Geldiği gibi. Yaşadığı gibi.
Ölüm doğumdan daha gerçek gelir bana. Daha öğretici. Daha olgunlaştırıcı. Daha birleştirici.
Bir gidiş vardır onda.
Gidişler gelişlerden daha gerçek.
İnsan en çok gittiğinde tanınır hale geliyor. Gittiğinde kavrayabiliyorsunuz ancak tam olarak gideni.
Yüreğinizi burkan giden mi? Gidişi mi? Götürdükleri mi? Ya da o gittiğinde sizde kalanlar mı?
Acıtan bir yanı var gitmelerin. Öylece kala kaldığınız bir an. Gitmeyi hazmedemeyen bir yer. Gizli bir öfke. Bazen de açık edilen. Keder. Buruk bir gülümseme olsa da bazı yüzlerde, gidenin ardından kalakalmışlık duygusu.
Giden gittikten sonra ne yapacağını bilememe.
Tutulacak bir el, dayanacak bir omuz, sizi işitecek bir kulak. Gözyaşı. Sarılacak bir beden. Bir ses. Teselli eden bir yüz. Sığınacak bir liman.
Yeter mi?
Kabullenmeye giden süreç size bağlı. Hazmetme kapasitenize. Önceki deneyimlere.
Peki giden nasıl gider? Kendisi mi gider? Götürülür mü? O gitmeyi kabullenir mi? Ya da niye gider?
Gelişler de gidişler de yağmur gibi, kar gibi, rüzgar gibi, su gibi, hava gibi doğaldır.
Hayat nedir?
Gelmek ve gitmek.
Abdülkadir Bey: Zannımca Allah dostuydu dedi. Yüzüne bakınca Allah’ı hatırlatırdı bana dedi mezarlıkta. Allah dostlarının yüzüne bakınca size Allah’ı hatırlatırmış. Sevenlerin sevdikleriyle benzeştiklerini bilirsiniz. Belli bir süre sonra sevdiğinizin haliyle hallenirsiniz. Aramızda sevgi var mı? Beni seviyor mu? Ya da ben onu seviyor muyum? Sık duyduğumuz suallerden. Kendinize ve ona bakın. Sözleriniz, davranışlarınız, düşünüşünüz benzeşiyor mu giderek?
Allah sevgisi? Sizin O’nu O’nun sizi sevip sevmediğini anlamak zor olmasa gerek. Benzeşiyor mu yaşantınız giderek O’nun ölçülerine. Sevdiklerinin yaşantılarına. Zihninizde ve düşüncelerinizde en çok kim var?
Sevdiğinizi düşünmeden edemezsiniz.
Bak Uncu Hoca sen gittin ama biz hala seni düşünüyoruz.
Çünkü seni seviyoruz.
Bana ettiğin duaları hatırlayıp gülümsedim şimdi. Rahatlattı beni.
Ben de senin gibi yapmak istiyorum.
Mezarlıktan çıkarken evladının dediği gibi “Cennette görüşeceğiz inşallah”