Prof. Dr. Ali Akpınar
Unutma!
İnsan, nisyan ile ma’lüdür. Unutkanlık, insanın özünde vardır. Aslında unutkanlık nimettir. İnsan, öğrendiği, yaşadığı bazı şeyleri unutmalıdır ki yeni şeyler öğrenebilsin, hayata devam edebilsin. Hiç unutmasaydık, yeni şeyleri nasıl öğrenebilirdik? Tattığımız acıları unutmasaydık, hayat çekilir miydi? Ancak insanın unutmayacağı, unutmaması gereken şeyler vardır.
Yüce Rabbimiz, unutkanlıkla ma’lül olan insana, unutmaması gereken şeyleri hatırlatmak için sürekli peygamberler göndermiş, kitaplar indirmiş ve onu hep uyarmıştır. İnsana düşen de öncelikle unutmaması gerekenleri tespit etmek, onları unutmamak için tedbir almak, gayret etmektir. Nasıl ki çalışanlar, günlük hayatta yapmaları gerekenleri unutmamak için unutma pusulalarına, ajandalarına notlar yazıyorlarsa; alarm saatlerini, telefonlarını kuruyorlarsa, aynı şekilde unutulmaması gereken şeyler için de bu gibi tedbirler almalı ve bu şekilde onları hatırlamalıdır. Hiç unutulmaması gerekenlerin en başında Yüce Allah gelir. Bunun için zikir en güçlü yöntemdir.
Unutmaması gerekenleri unutturmak için şeytan hep devrededir. Bunun bilincinde şeytan ve tuzaklarına karşı uyanık olmalıyız. Bana onu, hatırlamamı unutturan ancak şeytandır. (18/63) Şeytan onların başlarına dikilip Allah'ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın taraftarlarıdır. İyi bilin; şeytanın taraftarları elbette hüsrandadırlar. (58/19)
Bu girişten sonra, unutmamamız gerekenleri Kur’ân ayetleri ışığında sayalım şimdi. Unutmayalım ki bu sayılanlar, beyin ajandalarımıza kazıyacağımız Kur’ân hatırlatmalarıdır:
Yüce Rabbini unutma!
Allah'ı unuttular, bu yüzden Allah da onları unuttu. (9/67)
Allah'ı unutup da, Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar, yoldan çıkmış kimselerdir. (58/19)
Rabbinin ayetlerini unutma!
Allah: «Böyledir, ayetlerimiz sana gelmişti de sen onları unutmuştun, bugün de öylece unutulursun» der. (20/126)
Rabbinin unutmadığını unutma!
Rabbin unutkan değildir. (19/64) Rabbim şaşırmaz ve unutmaz. (20/52)
İnşaallah demeyi unutma!
Unuttuğun zaman Rabbini an ve söyle de: «Umulur ki, Rabbim beni doğruya daha yakın olana eriştirir.» (118/24)
Ahireti, cennet ve cehennemi unutma!
Bugünle karşılaşacaklarını unuttukları, ayetlerimizi bile bile inkar ettikleri gibi biz de onları unutuyoruz. (7/51)
Bugüne kavuşmayı unutmanızın karşılığını görün; doğrusu Biz de sizi unuttuk, yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın deriz. (32/14)
Onlara denir ki: «Bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi Biz de sizi unuttuk; varacağınız yer ateştir, yardımcılarınız da yoktur.» (45/34)
Doğrusu, Allah'ın yolundan sapanlara, onlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin azap vardır. (38/26)
Kendini ve hatalarını unutma!
Kitap'ı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyilikle emredersiniz? Düşünmez misiniz? (2/44)
İnsan, kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da: «Çürümüş kemikleri kim yaratacak» diyerek, Bize misal vermeye kalkar? (36/77-78)
Yapıp ettiklerini unutma!
Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılmışken onlardan yüz çeviren ve önceden yaptıklarını unutan kimseden daha zalim var mıdır? (18/57)
Öğütleri unutma!
Kendilerine yapılan öğütleri unutunca, Biz kötülükten menedenleri kurtardık ve zalimleri, Allah'a karşı gelmelerinden ötürü şiddetli azaba uğrattık. (7/165)
Dünyadan nasibini unutma!
Böbürlenme, Allah şüphesiz ki böbürlenenleri sevmez. Allah'ın sana verdiği şeylerde, ahiret yurdunu gözet, dünyadaki payını da unutma; Allah'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryüzünde bozgunculuk isteme; doğrusu Allah bozguncuları sevmez.(28/76-77)
Ve Duanı unutma!
Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. (2/286)
Öyleyse unutmayalım ki unutulmayalım!